9786052223772
447136
https://www.turkishbooks.com/books/nasreddin-hoca-fikralarindan-secmeler-p447136.html
Nasreddin Hoca Fıkralarından Seçmeler
3.12
Tolstoy, Şeytan'ı, Anna Karenina'dan yaklaşık
on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı'nda
yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru,
Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin
en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı
karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra
aristokrasisine dayalı ideal "aile mitosu"yla
ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla
Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildi-
ğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki
bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün
devamından öteye bir amacı bulunmayan
"irade", "cinsel dürtü" olarak kişiyi sürükler
durur. Bu durumda şeytan, içimizdeki o kar-
şı konulmaz dürtüdür. Dışarıdaki şeytan kadın
ise, bu dürtüyü uyaran nesneden başka
bir şey değildir.
on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı'nda
yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru,
Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin
en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı
karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra
aristokrasisine dayalı ideal "aile mitosu"yla
ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla
Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildi-
ğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki
bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün
devamından öteye bir amacı bulunmayan
"irade", "cinsel dürtü" olarak kişiyi sürükler
durur. Bu durumda şeytan, içimizdeki o kar-
şı konulmaz dürtüdür. Dışarıdaki şeytan kadın
ise, bu dürtüyü uyaran nesneden başka
bir şey değildir.
Tolstoy, Şeytan'ı, Anna Karenina'dan yaklaşık
on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı'nda
yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru,
Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin
en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı
karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra
aristokrasisine dayalı ideal "aile mitosu"yla
ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla
Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildi-
ğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki
bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün
devamından öteye bir amacı bulunmayan
"irade", "cinsel dürtü" olarak kişiyi sürükler
durur. Bu durumda şeytan, içimizdeki o kar-
şı konulmaz dürtüdür. Dışarıdaki şeytan kadın
ise, bu dürtüyü uyaran nesneden başka
bir şey değildir.
on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı'nda
yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru,
Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin
en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı
karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra
aristokrasisine dayalı ideal "aile mitosu"yla
ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla
Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildi-
ğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki
bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün
devamından öteye bir amacı bulunmayan
"irade", "cinsel dürtü" olarak kişiyi sürükler
durur. Bu durumda şeytan, içimizdeki o kar-
şı konulmaz dürtüdür. Dışarıdaki şeytan kadın
ise, bu dürtüyü uyaran nesneden başka
bir şey değildir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.