3002682100289
60336
https://www.turkishbooks.com/books/muslumani-koruyan-dualar-p60336.html
Müslümanı Koruyan Dualar
1.2
İslam dini hayatın her yönünü, beşere Rabbini hatırlatacak şekilde zikre dönüştürmüştür.
Bu sebeble insan, sağlam bir imanla birlikte Allah (c.c) ve rasulünün bildirdiği, sahabe ve onların yolunda gidenlerin pratikte gösterdiği şekilde Allah (c.c)ı zikretmesi halinde maddi manevi her türlü sıkıntılardan kurtulur, her türlü zorluğa Allah (c.c) için göğüs gerer, imanın-dan ve ibadetlerinden lezzet alır ve Allah (c.c) ın yüklemiş olduğu hiçbir yük kendisine ağır gelmez...
İşte böyle kimseler için dünyada da ahirette de kurtuluş ve mutluluk vardır.
Sağlam bir iman olmaksızın yapılan zikirler veya zikir olduğu iddia edilen, bir takım kim-seler tarafından uydurulan ve insanların yapmaya zorlandığı veya yapmaları için teşvik e-dildikleri bir takım hal ve hareketler ise ne Allah (c.c)ın kullarına öğrettiği, ne Rasulullah (s.a.s)ın bizlere gösterdiği ne de onun yolundan gerçek manada gidenlerin yapmış olduğu zikirlerdir...
İşte böyle zikirler ve zikir diye adlandırılan haller insanı rahatlatmaz, maddi ve manevi sıkıntılarından onu uzaklaştırmaz, Allah (c.c)a gerçek manada iman etmediği ve ibadetlerin şuuruna varmadığı için iman ettiğini iddia etse bile, iddia ettiği iman ve ibadetinden lezzet almaz, Allah (c.c) tarafından kendisine yüklenen yükümlülüklerin bir kısmını yapıyor olsa bile diğer bir kısmı nefsine ağır geldiği için onları yerine getirmez ya da getiremez.
İşte böyle kimseler ise ne dünyada ne de ahirette mutlu olurlar. Oysa bu kimseler kendi-lerini dünyanın en mutlu, en mücahid, en muttaki insanı sanırlar... Bu ise onların hüsnü ku-runtuları ve kendilerini kandırmalarından başka birşey değildir.
Şunu asla unutmamak gerekir: Dünya hayatı geçici, ahiret hayatı ise kalıcıdır. Sağlam bir akıl ve sahih fıtrat mutlak surette kalıcı olanı geçici olana tercih eder. Kalıcı olanı elde etmek için yapılması gereken her ne varsa ona ulaşmaya çalışır.
Allah (c.c) Kuranda, Rasulullah (s.a.s) sünnetinde ve güzide İslam alimleri yaşantı-larında bizlere kalıcı olan ahiret hayatının nasıl kazanılacağının yollarını öğretmişlerdir.
Bu sebeble hayatı şekillendirecek her hareket, her söz, her düşünce Allah (c.c)ın kitabın-dan, Rasulünün sünnetinden ve güzide İslam alimlerinin örnek yaşantılarından alınmalı, böylece körü körüne taklid, bidat, hurafe gibi hal ve hareketlerden uzak kalınmalıdır.
İşte bu kitabta Kuran ve sünnetten delillerle, İslamın insan hayatını her yönüyle zikre dönüştürmeye yönelik tavsiyelerini ortaya koyduk.
İşte bu amelimizle istedik ki ihtiyaç sahiblerinin kalbleri Allah (c.c)ın zikriyle gıdalansın, ruhları Allah (c.c)ı zikrederek deva bulsun ve fikirleri adeta cilalanarak parlaklık kazansın.
Böylece Allah (c.c)ı gerçek şekliyle zikreden kalbler rahatlasın, yüzler güzelleşsin, gözler nurlansın, zihinler şuurlansın, ızdırab, heyecan, kızgınlık, korku, kin gibi haller ve kötü düşüncüler sahibinin üzerinden uzaklaşsın.
İslam dini hayatın her yönünü, beşere Rabbini hatırlatacak şekilde zikre dönüştürmüştür.
Bu sebeble insan, sağlam bir imanla birlikte Allah (c.c) ve rasulünün bildirdiği, sahabe ve onların yolunda gidenlerin pratikte gösterdiği şekilde Allah (c.c)ı zikretmesi halinde maddi manevi her türlü sıkıntılardan kurtulur, her türlü zorluğa Allah (c.c) için göğüs gerer, imanın-dan ve ibadetlerinden lezzet alır ve Allah (c.c) ın yüklemiş olduğu hiçbir yük kendisine ağır gelmez...
İşte böyle kimseler için dünyada da ahirette de kurtuluş ve mutluluk vardır.
Sağlam bir iman olmaksızın yapılan zikirler veya zikir olduğu iddia edilen, bir takım kim-seler tarafından uydurulan ve insanların yapmaya zorlandığı veya yapmaları için teşvik e-dildikleri bir takım hal ve hareketler ise ne Allah (c.c)ın kullarına öğrettiği, ne Rasulullah (s.a.s)ın bizlere gösterdiği ne de onun yolundan gerçek manada gidenlerin yapmış olduğu zikirlerdir...
İşte böyle zikirler ve zikir diye adlandırılan haller insanı rahatlatmaz, maddi ve manevi sıkıntılarından onu uzaklaştırmaz, Allah (c.c)a gerçek manada iman etmediği ve ibadetlerin şuuruna varmadığı için iman ettiğini iddia etse bile, iddia ettiği iman ve ibadetinden lezzet almaz, Allah (c.c) tarafından kendisine yüklenen yükümlülüklerin bir kısmını yapıyor olsa bile diğer bir kısmı nefsine ağır geldiği için onları yerine getirmez ya da getiremez.
İşte böyle kimseler ise ne dünyada ne de ahirette mutlu olurlar. Oysa bu kimseler kendi-lerini dünyanın en mutlu, en mücahid, en muttaki insanı sanırlar... Bu ise onların hüsnü ku-runtuları ve kendilerini kandırmalarından başka birşey değildir.
Şunu asla unutmamak gerekir: Dünya hayatı geçici, ahiret hayatı ise kalıcıdır. Sağlam bir akıl ve sahih fıtrat mutlak surette kalıcı olanı geçici olana tercih eder. Kalıcı olanı elde etmek için yapılması gereken her ne varsa ona ulaşmaya çalışır.
Allah (c.c) Kuranda, Rasulullah (s.a.s) sünnetinde ve güzide İslam alimleri yaşantı-larında bizlere kalıcı olan ahiret hayatının nasıl kazanılacağının yollarını öğretmişlerdir.
Bu sebeble hayatı şekillendirecek her hareket, her söz, her düşünce Allah (c.c)ın kitabın-dan, Rasulünün sünnetinden ve güzide İslam alimlerinin örnek yaşantılarından alınmalı, böylece körü körüne taklid, bidat, hurafe gibi hal ve hareketlerden uzak kalınmalıdır.
İşte bu kitabta Kuran ve sünnetten delillerle, İslamın insan hayatını her yönüyle zikre dönüştürmeye yönelik tavsiyelerini ortaya koyduk.
İşte bu amelimizle istedik ki ihtiyaç sahiblerinin kalbleri Allah (c.c)ın zikriyle gıdalansın, ruhları Allah (c.c)ı zikrederek deva bulsun ve fikirleri adeta cilalanarak parlaklık kazansın.
Böylece Allah (c.c)ı gerçek şekliyle zikreden kalbler rahatlasın, yüzler güzelleşsin, gözler nurlansın, zihinler şuurlansın, ızdırab, heyecan, kızgınlık, korku, kin gibi haller ve kötü düşüncüler sahibinin üzerinden uzaklaşsın.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.