9786053372745
501899
https://www.turkishbooks.com/books/multidisipliner-toplumsal-cinsiyet-tartismalari-p501899.html
Multidisipliner Toplumsal Cinsiyet Tartışmaları
10.8
Toplum, bireyi doğduğu andan itibaren çeşitli sınıflandırma biçimleri içinde inşa etmeye başlar.
Doğumdan ölüme kadar süren toplumsallaşma sürecinde bireye aşılanan düşünce şemaları söz konusu bu
sınıflandırmaları doğallaştırırken, sosyal yaşam pratikleri de bu düşünce biçimlerini sürekli olarak onaylamaya
devam eder. Bireylerin eril ve dişil karşıtlıklar içine yerleştirilmesi de toplumsal ayrışmalara yol açan
sınıflandırma biçimlerinden biridir. Bireyin toplumsal inşasının bedeni cinsiyetleştirici bir algı temeli üzerinden
biyolojik gerçekliğe göre yapılandırılması ise toplumsal cinsiyet olarak adlandırılmaktadır.
Toplumsal cinsiyetle ilgili çalışmaların çoğunda kadın üzerinde durulmakta, konu yalnızca kadın
sorunuymuş gibi işlenmektedir. Ancak bu kitap erkeklik çalışmaları ve queer teoriyi de bünyesine alarak konuya
daha geniş bir açıdan bakmaktadır.
Edebiyat, müzik, din, psikoloji, siyaset, spor, sosyal politika ve yasalar, sanat, medya, sinema ve reklam
gibi alanlarda toplumsal cinsiyet konusunu çok yönlü bir perspektifle inceleyen bu kitap, farklı disiplinlerde
çalışan akademisyenler, üniversite öğrencileri ve konuya ilgi duyan tüm okurlara hitap etmektedir. İçinde
Türkiye'den ve dünyadan çeşitli örnekler barındıran kitap, ayrıca okura kendinden de bir şeyler bulmasını vaat
etmektedir.
Doğumdan ölüme kadar süren toplumsallaşma sürecinde bireye aşılanan düşünce şemaları söz konusu bu
sınıflandırmaları doğallaştırırken, sosyal yaşam pratikleri de bu düşünce biçimlerini sürekli olarak onaylamaya
devam eder. Bireylerin eril ve dişil karşıtlıklar içine yerleştirilmesi de toplumsal ayrışmalara yol açan
sınıflandırma biçimlerinden biridir. Bireyin toplumsal inşasının bedeni cinsiyetleştirici bir algı temeli üzerinden
biyolojik gerçekliğe göre yapılandırılması ise toplumsal cinsiyet olarak adlandırılmaktadır.
Toplumsal cinsiyetle ilgili çalışmaların çoğunda kadın üzerinde durulmakta, konu yalnızca kadın
sorunuymuş gibi işlenmektedir. Ancak bu kitap erkeklik çalışmaları ve queer teoriyi de bünyesine alarak konuya
daha geniş bir açıdan bakmaktadır.
Edebiyat, müzik, din, psikoloji, siyaset, spor, sosyal politika ve yasalar, sanat, medya, sinema ve reklam
gibi alanlarda toplumsal cinsiyet konusunu çok yönlü bir perspektifle inceleyen bu kitap, farklı disiplinlerde
çalışan akademisyenler, üniversite öğrencileri ve konuya ilgi duyan tüm okurlara hitap etmektedir. İçinde
Türkiye'den ve dünyadan çeşitli örnekler barındıran kitap, ayrıca okura kendinden de bir şeyler bulmasını vaat
etmektedir.
Toplum, bireyi doğduğu andan itibaren çeşitli sınıflandırma biçimleri içinde inşa etmeye başlar.
Doğumdan ölüme kadar süren toplumsallaşma sürecinde bireye aşılanan düşünce şemaları söz konusu bu
sınıflandırmaları doğallaştırırken, sosyal yaşam pratikleri de bu düşünce biçimlerini sürekli olarak onaylamaya
devam eder. Bireylerin eril ve dişil karşıtlıklar içine yerleştirilmesi de toplumsal ayrışmalara yol açan
sınıflandırma biçimlerinden biridir. Bireyin toplumsal inşasının bedeni cinsiyetleştirici bir algı temeli üzerinden
biyolojik gerçekliğe göre yapılandırılması ise toplumsal cinsiyet olarak adlandırılmaktadır.
Toplumsal cinsiyetle ilgili çalışmaların çoğunda kadın üzerinde durulmakta, konu yalnızca kadın
sorunuymuş gibi işlenmektedir. Ancak bu kitap erkeklik çalışmaları ve queer teoriyi de bünyesine alarak konuya
daha geniş bir açıdan bakmaktadır.
Edebiyat, müzik, din, psikoloji, siyaset, spor, sosyal politika ve yasalar, sanat, medya, sinema ve reklam
gibi alanlarda toplumsal cinsiyet konusunu çok yönlü bir perspektifle inceleyen bu kitap, farklı disiplinlerde
çalışan akademisyenler, üniversite öğrencileri ve konuya ilgi duyan tüm okurlara hitap etmektedir. İçinde
Türkiye'den ve dünyadan çeşitli örnekler barındıran kitap, ayrıca okura kendinden de bir şeyler bulmasını vaat
etmektedir.
Doğumdan ölüme kadar süren toplumsallaşma sürecinde bireye aşılanan düşünce şemaları söz konusu bu
sınıflandırmaları doğallaştırırken, sosyal yaşam pratikleri de bu düşünce biçimlerini sürekli olarak onaylamaya
devam eder. Bireylerin eril ve dişil karşıtlıklar içine yerleştirilmesi de toplumsal ayrışmalara yol açan
sınıflandırma biçimlerinden biridir. Bireyin toplumsal inşasının bedeni cinsiyetleştirici bir algı temeli üzerinden
biyolojik gerçekliğe göre yapılandırılması ise toplumsal cinsiyet olarak adlandırılmaktadır.
Toplumsal cinsiyetle ilgili çalışmaların çoğunda kadın üzerinde durulmakta, konu yalnızca kadın
sorunuymuş gibi işlenmektedir. Ancak bu kitap erkeklik çalışmaları ve queer teoriyi de bünyesine alarak konuya
daha geniş bir açıdan bakmaktadır.
Edebiyat, müzik, din, psikoloji, siyaset, spor, sosyal politika ve yasalar, sanat, medya, sinema ve reklam
gibi alanlarda toplumsal cinsiyet konusunu çok yönlü bir perspektifle inceleyen bu kitap, farklı disiplinlerde
çalışan akademisyenler, üniversite öğrencileri ve konuya ilgi duyan tüm okurlara hitap etmektedir. İçinde
Türkiye'den ve dünyadan çeşitli örnekler barındıran kitap, ayrıca okura kendinden de bir şeyler bulmasını vaat
etmektedir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.