Mücevhercinin Sırları

Yıl 1965... Kapalıçarşı´da bir kuyumcu atölyesi... Kapısından içeri bir çırak giriyor. Diğer çıraklar gibi bu çırak da, kalfa ve daha sonra usta olacak. 1974´de kendisine bir dükkan açacak. Beyoğlu, Anabala Pasajı´nda, adi Diamond. Ama bu dükkan, diğerleri gibi sadece bir kuyumcu dükkanı değil. Bu dükkanın özgün tasarımların yapıldığı ve üretildiği bir de atölyesi vardı. Tasarımcı, bir zamanların çırağı, bugünün Diamond´ı Naci Şenocaklı idi. Naci Şenocaklı´nın takı tutkusu onu 1965´te çırak olarak işe başladığı Kapalıçarşı´dan bugüne getirdi. Özgün "Diamond" tasarımları Nişantaşı, Akmerkez ve Suadiye mağazalarında seçkin bir kitleye hitap etmeye başladı. Diamond´ı diğer mücevher firmalarından farklı kılan bir özelliği bulunmaktadır. "Diamond" tamamen özgün bir marka olarak nitelendirilebilir. Mücevherler, firmanın sahibi ve aynı zamanda yöneticisi olan Naci Şenocakli tarafından firmanın kendi atölyelerinde üretilip satışa sunulmaktadır. Sıradan bir mücevherin vitrine çıkması bir hafta kadar sürerken, bir "Diamond" tasarımının hazırlanması yaklaşık 3-4 ay sürebilmektedir. Çünkü her bir Diamond ürünü özenli ve titiz bir çalışma sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu küçümsenemeyecek zaman farkı doğal olarak ürünlere yansımaktadır. Bunun yanında kullanılan altının ayarı, taşın kıratı ve işçiliğe gösterilen özen "Diamond" ürünlerini nadide ve değerli kılmaktadır. Bu kitabi kaleme almaya karar vermemizde en önemli unsurlardan biri gerek çalışan gerekse bu işin eğitimini alan kişilere mücevhercilikle ilgili anahtar bilgiler vermek, tecrübe kazanma süreçlerini bir nebze olsun kısaltmak ve bu sayede alana katkı sağlamaktır. Kitabın diğer amacı ise, bugünkü başarılarımızı varlıklarına borçlu olduğumuz değerli kuyum ve mücevher alıcılarının konu hakkındaki farkındalık ve bilgilerini arttırmaktır...