9786059931229
597547
https://www.turkishbooks.com/books/modern-dunya-sistemi-3-cilt-p597547.html
Modern Dünya Sistemi (3. Cilt)
10.8
Bilgilerimizi temel doğrular halini alan kavramlar çevresinde düzenleriz. Sanayinin yükselişi ve burjuvazinin ya da orta sınıfların doğuşu bu tür kavramlardandır. Bunlar bize modern dünyayı açıklamak üzere on dokuzuncu yüzyıl tarih yazını ve toplum bilimi tarafından miras bırakılmıştır. Egemen olan görüş on sekizinci yüzyılın sonunda ve on dokuzuncu yüzyılın başında nitel bir tarihsel değişikliğin olduğudur. Bu hem Büyük Britanyadaki ilk sanayi devriminin hem de Fransadaki örnek burjuva devriminin gerçekleştiği bir devrimler çağıydı. Tabii ki bu konudaki görüş birliğine karşı çıkanlar da olmuştur. Ayrıntılar konusunda sürekli bir tartışmanın olduğu da kesindir. Ancak bu iki devrimin imgesi hem halk kültüründe hem de bilimsel düşüncede derin kök salmış gözükmektedir. Aslına bakılırsa bu kavramlar modern tarihsel gerçekliğin puslu ve girdaplı sularında yolumuzu bulmamızı sağlayan kutup yıldızlarıdır. Gerçekte, daha sonra göstereceğim gibi, bu iki kutup yıldızı tekdir.
Devrim terimi bizim için ani, köklü ve kapsamlı bir değişiklik anlamına gelmektedir. Sanayi devrimi kavramını kullananların çoğunun kastettiğinin bu olduğuna kuşku yoktur. Coleman sanayileşmiş toplumu başlatan nispeten ani ve şiddetli değişiklikten söz eder ve Landes de tekerleğin icadından bu yana tarihle olan en büyük kırılma noktasına işaret eder. Hobsbawm da benzer şekilde şu görüşte ısrar eder: Eğer yaklaşık 1780lerde gerçekleşen ani, nitel ve köklü dönüşüm bir devrim değilse o zaman sözcüğün sağduyuda hiçbir anlamı yoktur.
Devrim terimi bizim için ani, köklü ve kapsamlı bir değişiklik anlamına gelmektedir. Sanayi devrimi kavramını kullananların çoğunun kastettiğinin bu olduğuna kuşku yoktur. Coleman sanayileşmiş toplumu başlatan nispeten ani ve şiddetli değişiklikten söz eder ve Landes de tekerleğin icadından bu yana tarihle olan en büyük kırılma noktasına işaret eder. Hobsbawm da benzer şekilde şu görüşte ısrar eder: Eğer yaklaşık 1780lerde gerçekleşen ani, nitel ve köklü dönüşüm bir devrim değilse o zaman sözcüğün sağduyuda hiçbir anlamı yoktur.
Bilgilerimizi temel doğrular halini alan kavramlar çevresinde düzenleriz. Sanayinin yükselişi ve burjuvazinin ya da orta sınıfların doğuşu bu tür kavramlardandır. Bunlar bize modern dünyayı açıklamak üzere on dokuzuncu yüzyıl tarih yazını ve toplum bilimi tarafından miras bırakılmıştır. Egemen olan görüş on sekizinci yüzyılın sonunda ve on dokuzuncu yüzyılın başında nitel bir tarihsel değişikliğin olduğudur. Bu hem Büyük Britanyadaki ilk sanayi devriminin hem de Fransadaki örnek burjuva devriminin gerçekleştiği bir devrimler çağıydı. Tabii ki bu konudaki görüş birliğine karşı çıkanlar da olmuştur. Ayrıntılar konusunda sürekli bir tartışmanın olduğu da kesindir. Ancak bu iki devrimin imgesi hem halk kültüründe hem de bilimsel düşüncede derin kök salmış gözükmektedir. Aslına bakılırsa bu kavramlar modern tarihsel gerçekliğin puslu ve girdaplı sularında yolumuzu bulmamızı sağlayan kutup yıldızlarıdır. Gerçekte, daha sonra göstereceğim gibi, bu iki kutup yıldızı tekdir.
Devrim terimi bizim için ani, köklü ve kapsamlı bir değişiklik anlamına gelmektedir. Sanayi devrimi kavramını kullananların çoğunun kastettiğinin bu olduğuna kuşku yoktur. Coleman sanayileşmiş toplumu başlatan nispeten ani ve şiddetli değişiklikten söz eder ve Landes de tekerleğin icadından bu yana tarihle olan en büyük kırılma noktasına işaret eder. Hobsbawm da benzer şekilde şu görüşte ısrar eder: Eğer yaklaşık 1780lerde gerçekleşen ani, nitel ve köklü dönüşüm bir devrim değilse o zaman sözcüğün sağduyuda hiçbir anlamı yoktur.
Devrim terimi bizim için ani, köklü ve kapsamlı bir değişiklik anlamına gelmektedir. Sanayi devrimi kavramını kullananların çoğunun kastettiğinin bu olduğuna kuşku yoktur. Coleman sanayileşmiş toplumu başlatan nispeten ani ve şiddetli değişiklikten söz eder ve Landes de tekerleğin icadından bu yana tarihle olan en büyük kırılma noktasına işaret eder. Hobsbawm da benzer şekilde şu görüşte ısrar eder: Eğer yaklaşık 1780lerde gerçekleşen ani, nitel ve köklü dönüşüm bir devrim değilse o zaman sözcüğün sağduyuda hiçbir anlamı yoktur.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.