9789757352198
585325
https://www.turkishbooks.com/books/milli-mucadelede-saglik-teskilatina-bir-bakis-p585325.html
Milli Mücadele'de Sağlık Teşkilatına Bir Bakış
3.6
" Erzurum önünde müthiş bir kış ortasında, 32 derece soğukta çarpışan orduda Türk askerini tanıdım.
Sivri gediğinde mekkarisiz kalan taburunu sargısız ve ilaçsız bırakmamak için bir bohça içine dolduruduğu ilaçları binek hayvanına yükleterek yanında kendisi yaya giden ellisini geçmiş bir tabur hekiminin sakin ve mütevazi çehresinde Türkün hakiki simasını seçtim.
Ordu Erzurum hattına çekildiği zaman Korucuktaki hastalarım nakletmek için avcı hattının ilerisinde kalan genç ve ateşli bir hekimin telefonda soukkanlı ve sakin bir sesle verdiği son raporunu dinlerken Türkün istikbaline olan sarsılmaz imanını sezdim.
Akkoyunlu Yaylasında bütün gün süren son derece yorucu bir teftişten döndükten sonra gece geç vakit seyyar hastanelerin birinden haber alamadığı için bitkinliğine bakmayarak atına binip seyyarını aramağa çıkan yaşlı bir Kolordu sertabibinden yüksek bir vazife aşkı dersini aldım.
1917 de ordu iaşe darlığından bunaldığı bir zamanda Giresun'la Karamsar arasında. , 65'lik ninelerle 10 yaşında çocukların sırtlarında torbalarla orduya erzak taşıdıklarını gördüm. Çocuk ve ihtiyarlardan mürekkep bir halk kafilesinin, başında kaza kaymakamı olduğu halde; Koyulhisar'dan, Suşehri'ne sırtlarında erzak dolu torbalarla yaya geldiklerini, Suşehri kapısında menzil kurmay başkanının ihtiyar bir ninenin sırtından aldığı buğday torbasını yüklenerek Yeniköy'e yollandığını yaşlı gözlerimle seyrettim. Bunlar büyük felaketten sonra İstiklal Harbini yapacak milletin evlatları idi. "
Sivri gediğinde mekkarisiz kalan taburunu sargısız ve ilaçsız bırakmamak için bir bohça içine dolduruduğu ilaçları binek hayvanına yükleterek yanında kendisi yaya giden ellisini geçmiş bir tabur hekiminin sakin ve mütevazi çehresinde Türkün hakiki simasını seçtim.
Ordu Erzurum hattına çekildiği zaman Korucuktaki hastalarım nakletmek için avcı hattının ilerisinde kalan genç ve ateşli bir hekimin telefonda soukkanlı ve sakin bir sesle verdiği son raporunu dinlerken Türkün istikbaline olan sarsılmaz imanını sezdim.
Akkoyunlu Yaylasında bütün gün süren son derece yorucu bir teftişten döndükten sonra gece geç vakit seyyar hastanelerin birinden haber alamadığı için bitkinliğine bakmayarak atına binip seyyarını aramağa çıkan yaşlı bir Kolordu sertabibinden yüksek bir vazife aşkı dersini aldım.
1917 de ordu iaşe darlığından bunaldığı bir zamanda Giresun'la Karamsar arasında. , 65'lik ninelerle 10 yaşında çocukların sırtlarında torbalarla orduya erzak taşıdıklarını gördüm. Çocuk ve ihtiyarlardan mürekkep bir halk kafilesinin, başında kaza kaymakamı olduğu halde; Koyulhisar'dan, Suşehri'ne sırtlarında erzak dolu torbalarla yaya geldiklerini, Suşehri kapısında menzil kurmay başkanının ihtiyar bir ninenin sırtından aldığı buğday torbasını yüklenerek Yeniköy'e yollandığını yaşlı gözlerimle seyrettim. Bunlar büyük felaketten sonra İstiklal Harbini yapacak milletin evlatları idi. "
" Erzurum önünde müthiş bir kış ortasında, 32 derece soğukta çarpışan orduda Türk askerini tanıdım.
Sivri gediğinde mekkarisiz kalan taburunu sargısız ve ilaçsız bırakmamak için bir bohça içine dolduruduğu ilaçları binek hayvanına yükleterek yanında kendisi yaya giden ellisini geçmiş bir tabur hekiminin sakin ve mütevazi çehresinde Türkün hakiki simasını seçtim.
Ordu Erzurum hattına çekildiği zaman Korucuktaki hastalarım nakletmek için avcı hattının ilerisinde kalan genç ve ateşli bir hekimin telefonda soukkanlı ve sakin bir sesle verdiği son raporunu dinlerken Türkün istikbaline olan sarsılmaz imanını sezdim.
Akkoyunlu Yaylasında bütün gün süren son derece yorucu bir teftişten döndükten sonra gece geç vakit seyyar hastanelerin birinden haber alamadığı için bitkinliğine bakmayarak atına binip seyyarını aramağa çıkan yaşlı bir Kolordu sertabibinden yüksek bir vazife aşkı dersini aldım.
1917 de ordu iaşe darlığından bunaldığı bir zamanda Giresun'la Karamsar arasında. , 65'lik ninelerle 10 yaşında çocukların sırtlarında torbalarla orduya erzak taşıdıklarını gördüm. Çocuk ve ihtiyarlardan mürekkep bir halk kafilesinin, başında kaza kaymakamı olduğu halde; Koyulhisar'dan, Suşehri'ne sırtlarında erzak dolu torbalarla yaya geldiklerini, Suşehri kapısında menzil kurmay başkanının ihtiyar bir ninenin sırtından aldığı buğday torbasını yüklenerek Yeniköy'e yollandığını yaşlı gözlerimle seyrettim. Bunlar büyük felaketten sonra İstiklal Harbini yapacak milletin evlatları idi. "
Sivri gediğinde mekkarisiz kalan taburunu sargısız ve ilaçsız bırakmamak için bir bohça içine dolduruduğu ilaçları binek hayvanına yükleterek yanında kendisi yaya giden ellisini geçmiş bir tabur hekiminin sakin ve mütevazi çehresinde Türkün hakiki simasını seçtim.
Ordu Erzurum hattına çekildiği zaman Korucuktaki hastalarım nakletmek için avcı hattının ilerisinde kalan genç ve ateşli bir hekimin telefonda soukkanlı ve sakin bir sesle verdiği son raporunu dinlerken Türkün istikbaline olan sarsılmaz imanını sezdim.
Akkoyunlu Yaylasında bütün gün süren son derece yorucu bir teftişten döndükten sonra gece geç vakit seyyar hastanelerin birinden haber alamadığı için bitkinliğine bakmayarak atına binip seyyarını aramağa çıkan yaşlı bir Kolordu sertabibinden yüksek bir vazife aşkı dersini aldım.
1917 de ordu iaşe darlığından bunaldığı bir zamanda Giresun'la Karamsar arasında. , 65'lik ninelerle 10 yaşında çocukların sırtlarında torbalarla orduya erzak taşıdıklarını gördüm. Çocuk ve ihtiyarlardan mürekkep bir halk kafilesinin, başında kaza kaymakamı olduğu halde; Koyulhisar'dan, Suşehri'ne sırtlarında erzak dolu torbalarla yaya geldiklerini, Suşehri kapısında menzil kurmay başkanının ihtiyar bir ninenin sırtından aldığı buğday torbasını yüklenerek Yeniköy'e yollandığını yaşlı gözlerimle seyrettim. Bunlar büyük felaketten sonra İstiklal Harbini yapacak milletin evlatları idi. "
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.