9786054446995
589751
https://www.turkishbooks.com/books/milletlerarasi-ozel-hukukta-tek-saticilik-sozlesmeleri-p589751.html
Milletlerarası Özel Hukukta Tek Satıcılık Sözleşmeleri
42
Günümüzde, malların ve hizmetlerin üretimi çok yoğun ve hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu artış, malların dolaşımını, dolayısıyla ciddî bir pazarlama faaliyetini gerektirmektedir. Üreticiler, mallarını, teknoloji, işçi¬lik ve hammadde bakımından en elverişli yerde üretmek ve en uygun yerde satmak isterler. Bu istek, global pazar ağlarının kurulmasına neden olmak¬tadır. Globalleşen bu pazarda, yerel (millî) pazarlar dağıtım sözleşmeleriyle örgütlenmektedir. Bu noktada, bir dağıtım sözleşmesi türü olan tek satıcılık sözleşmeleri ortaya çıkmaktadır. Tek satıcılık sözleşmesi, özellikle yabancı pazarda mallarını dağıtmak isteyen üreticiler için, dış ticarette bir ihracat şekli olarak önem taşımaktadır. Tek satıcılık sözleşmesinin birçok yararı vardır. Bunlardan en önemlisi, üreticinin, malın dağıtımıyla ilgili olarak birçok konuda tasarruf yetkisini elinde tutabilirken, malların dağıtım riskini tek satıcıya yükleyebilmesidir. Bir diğer faydası da, mallarını yabancı bir pazarda dağıtmak isteyen üretici¬nin, bu ülkenin hukuku hakkında bilgisizliğinden, yabancı dil probleminden etkilenmemesidir. Çünkü yabancı pazarı malların sürümü için hazırlama ve gerektiğinde bir alt dağıtım sistemi kurma görevleri, tek satıcıya ait olacaktır. Tek satıcıya münhasır satış hakkının verilmesi de, özellikle dış tica¬rette başvurulan bir yöntemdir. Her bir ülkedeki ihracatın, oradaki tek bir dağıtım merkezi üzerinden gerçekleşmesiyle birçok yarar sağlanır. Ticarî ilişkiler tek bir alıcı ile yürütülür. Bu alıcı, bütün gümrük, taşıma ve sigorta masraflarını üstlenir; ihracat izin ve gümrük işlemlerini tek başına ger¬çekleştirir. Böylece, üretici, bizzat yerine getirseydi katlanmak zorunda olduğu bu işlemlerin gerektirdiği masraflardan kurtulur. Ayrıca, tek satıcı, müşteri ve garanti hizmetlerini üstlenir. Tek bir dağıtıcıdan gelmesi nede¬niyle, siparişlerin sayısı azalırken, sipariş edilen malların miktarı artar. Bu ise, ambalajlama ve işletme muhasebesi giderlerinde azalmaya neden olur. Üretici, dağıtıcıların sayısının azalmasıyla dağıtıcılarını daha iyi kontrol edebilir ve yeknesak bir dağıtım sağlayabilir. Yönetim ve iletişimle ilgili emekten ve masraftan tasarruf edilebilir. Böylece, tek satıcı, âdeta üreticinin sözleşme bölgesinde \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"uzatılmış kolu\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" hâline gelir, bütün dağıtım ve kredi risklerini taşır. Dış ticarette taşıdığı bu öneme rağmen, tek satıcılık sözleşmesinin milletlerarası özel hukukta ortaya çıkardığı problemler, henüz yeterince incelenmemiştir. Bu durum, doktora tez konusu olarak, milletlerarası özel hukukta tek satıcılık sözleşmelerini seçmemize neden olmuştur. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tek satıcılık sözleşmesinin borçlar hukuku ve rekabet hukuku boyutu incelenecektir. İkinci bölümde, yabancı unsurlu tek satıcılık sözleşmelerine uygulanacak hukuk tespit edilmeye çalışılacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise, tek satıcı¬lık sözleşmesinin milletlerarası usul hukukuyla ilgili problemlerine değini¬lecek ve çözüm yolları araştırılacaktır. Birinci bölümde, sözleşmenin unsurları, tarafların hakları ve borçları, sözleşmenin sona ermesi ve sona ermesinin sonuçları incelenecektir. İkinci bölümde, tarafların sözleşmeye uygulanacak hukuk hakkında bir seçimi yapmış olup olmamaları göz önünde tutularak, her iki olasılık ayrı ayrı açıklanmaya çalışılacaktır. Uygulanacak yabancı hukuka ilişkin sınırlamalar da, yine bu bölümün temel problemlerinden birisi olarak ele alınacaktır. Son bölümde, tek satıcılık sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın devlet yargısın¬da ve tahkimde çözümlenmesinin taşıdığı özellikler açıklanacaktır. Uyuş¬mazlığın devlet mahkemesinde çözümlenmesi hâlinde, muhtemel yetkili mahkemeler belirtildikten sonra, konunun tahkimde gösterdiği özellikler incelenecektir. SUNUŞ Mal veya hizmetlerin bazı devletlerde, diğer devletlere nazaran daha ucuz veya daha kaliteli olması, tacirleri ülkesel sınırlar dışındaki fırsatları değerlendirmeye yönlendirmiştir. Uluslararası ilişkilerin geliştiği ve barışın hüküm sürdüğü dönemlerde, uluslararası ticaret de aynı şekilde gelişme göstermiştir. Benzer bir yaklaşımla, uluslararası ticari ilişkilerin gelişme¬si, toplumları siyasi ve askeri çatışmalar yerine, ortak ekonomik hedefler oluşturma yarışına sokacaktır. Söz konusu ilişkilerin gelişmesinde, işin ekonomik boyutu kadar, refahın geniş kitlelere yayılması da hedeflendiği zaman, yeryüzündeki yaşam kalitesinin çok daha yükseleceğini beklemek mümkün olacaktır. Uluslararası ilişkilerin gelişmesi, önce devletlerin ikili anlaşmalar ile birbirlerine çeşitli ticari olanaklar tanıması ile başlamıştır. Daha sonra, bölgesel ekonomik anlaşmalar, belirli grup devletlerin birbiri ile gümrük duvarlarının indirilmesi, hatta kaldırılmasına varıncaya kadar sıkı ekono¬mik ilişkiye girmesini sağlamıştır. Türkiye ile daima çok yakın ilişkide olan Avrupa Birliği bu durumun en gelişmiş örneklerinden birini oluşturmakta¬dır. Uluslararası ticaretin gitmekte olduğu nokta, özellikle GATT ve diğer benzeri anlaşmalarla, uluslararası ticareti sınırlayan engelleri kaldırmakta¬dır. Bu noktadaki en ilginç gelişmelerden biri, uluslararası ticaretin geliş¬mesinin sadece gelişmiş ekonomilere yarayacağını bekleyenlerin, özellikle Asya devletlerinin basanlarını kabul etmek zorunda kalmaları olmuştur. Kısacası, uluslararası ticaretteki fırsatları başarılı değerlendiren her toplum, daha refah yaşama olanağını elde edecektir. Uluslararası ticarette, yukarıda bahsedilen sınırlamaların kaldırılması, mal ve ürünleri yabancı pazarlarda daha kolay satma imkânını vermektedir. İşte bu noktada, yabancı pazarlarda kurulacak örgütlenmenin önemi ortaya çıkmaktadır. Dr. Cemile Demir Gökyayla, uluslararası bir pazarın örgüt-lenmesindeki en yaygın ve en önemli kavramlardan biri olan \\\\\\\\\\\\\\\"Tek Satıcılık Sözleşmesi\\\\\\\\\\\\\\\" kavramını doktora tezi konusu olarak seçmiş ve söz konusu tez, oybirliği ile kabul edilmiştir. Uluslararası özel hukuk anabilim dalında akademisyen olan Dr. Cemile Demir Gökyayla bu çalışmasında, sadece kanunlar ihtilafı sorunu ile sınırlı kalmamıştır. Ko
Günümüzde, malların ve hizmetlerin üretimi çok yoğun ve hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu artış, malların dolaşımını, dolayısıyla ciddî bir pazarlama faaliyetini gerektirmektedir. Üreticiler, mallarını, teknoloji, işçi¬lik ve hammadde bakımından en elverişli yerde üretmek ve en uygun yerde satmak isterler. Bu istek, global pazar ağlarının kurulmasına neden olmak¬tadır. Globalleşen bu pazarda, yerel (millî) pazarlar dağıtım sözleşmeleriyle örgütlenmektedir. Bu noktada, bir dağıtım sözleşmesi türü olan tek satıcılık sözleşmeleri ortaya çıkmaktadır. Tek satıcılık sözleşmesi, özellikle yabancı pazarda mallarını dağıtmak isteyen üreticiler için, dış ticarette bir ihracat şekli olarak önem taşımaktadır. Tek satıcılık sözleşmesinin birçok yararı vardır. Bunlardan en önemlisi, üreticinin, malın dağıtımıyla ilgili olarak birçok konuda tasarruf yetkisini elinde tutabilirken, malların dağıtım riskini tek satıcıya yükleyebilmesidir. Bir diğer faydası da, mallarını yabancı bir pazarda dağıtmak isteyen üretici¬nin, bu ülkenin hukuku hakkında bilgisizliğinden, yabancı dil probleminden etkilenmemesidir. Çünkü yabancı pazarı malların sürümü için hazırlama ve gerektiğinde bir alt dağıtım sistemi kurma görevleri, tek satıcıya ait olacaktır. Tek satıcıya münhasır satış hakkının verilmesi de, özellikle dış tica¬rette başvurulan bir yöntemdir. Her bir ülkedeki ihracatın, oradaki tek bir dağıtım merkezi üzerinden gerçekleşmesiyle birçok yarar sağlanır. Ticarî ilişkiler tek bir alıcı ile yürütülür. Bu alıcı, bütün gümrük, taşıma ve sigorta masraflarını üstlenir; ihracat izin ve gümrük işlemlerini tek başına ger¬çekleştirir. Böylece, üretici, bizzat yerine getirseydi katlanmak zorunda olduğu bu işlemlerin gerektirdiği masraflardan kurtulur. Ayrıca, tek satıcı, müşteri ve garanti hizmetlerini üstlenir. Tek bir dağıtıcıdan gelmesi nede¬niyle, siparişlerin sayısı azalırken, sipariş edilen malların miktarı artar. Bu ise, ambalajlama ve işletme muhasebesi giderlerinde azalmaya neden olur. Üretici, dağıtıcıların sayısının azalmasıyla dağıtıcılarını daha iyi kontrol edebilir ve yeknesak bir dağıtım sağlayabilir. Yönetim ve iletişimle ilgili emekten ve masraftan tasarruf edilebilir. Böylece, tek satıcı, âdeta üreticinin sözleşme bölgesinde \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\"uzatılmış kolu\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\" hâline gelir, bütün dağıtım ve kredi risklerini taşır. Dış ticarette taşıdığı bu öneme rağmen, tek satıcılık sözleşmesinin milletlerarası özel hukukta ortaya çıkardığı problemler, henüz yeterince incelenmemiştir. Bu durum, doktora tez konusu olarak, milletlerarası özel hukukta tek satıcılık sözleşmelerini seçmemize neden olmuştur. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tek satıcılık sözleşmesinin borçlar hukuku ve rekabet hukuku boyutu incelenecektir. İkinci bölümde, yabancı unsurlu tek satıcılık sözleşmelerine uygulanacak hukuk tespit edilmeye çalışılacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise, tek satıcı¬lık sözleşmesinin milletlerarası usul hukukuyla ilgili problemlerine değini¬lecek ve çözüm yolları araştırılacaktır. Birinci bölümde, sözleşmenin unsurları, tarafların hakları ve borçları, sözleşmenin sona ermesi ve sona ermesinin sonuçları incelenecektir. İkinci bölümde, tarafların sözleşmeye uygulanacak hukuk hakkında bir seçimi yapmış olup olmamaları göz önünde tutularak, her iki olasılık ayrı ayrı açıklanmaya çalışılacaktır. Uygulanacak yabancı hukuka ilişkin sınırlamalar da, yine bu bölümün temel problemlerinden birisi olarak ele alınacaktır. Son bölümde, tek satıcılık sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın devlet yargısın¬da ve tahkimde çözümlenmesinin taşıdığı özellikler açıklanacaktır. Uyuş¬mazlığın devlet mahkemesinde çözümlenmesi hâlinde, muhtemel yetkili mahkemeler belirtildikten sonra, konunun tahkimde gösterdiği özellikler incelenecektir. SUNUŞ Mal veya hizmetlerin bazı devletlerde, diğer devletlere nazaran daha ucuz veya daha kaliteli olması, tacirleri ülkesel sınırlar dışındaki fırsatları değerlendirmeye yönlendirmiştir. Uluslararası ilişkilerin geliştiği ve barışın hüküm sürdüğü dönemlerde, uluslararası ticaret de aynı şekilde gelişme göstermiştir. Benzer bir yaklaşımla, uluslararası ticari ilişkilerin gelişme¬si, toplumları siyasi ve askeri çatışmalar yerine, ortak ekonomik hedefler oluşturma yarışına sokacaktır. Söz konusu ilişkilerin gelişmesinde, işin ekonomik boyutu kadar, refahın geniş kitlelere yayılması da hedeflendiği zaman, yeryüzündeki yaşam kalitesinin çok daha yükseleceğini beklemek mümkün olacaktır. Uluslararası ilişkilerin gelişmesi, önce devletlerin ikili anlaşmalar ile birbirlerine çeşitli ticari olanaklar tanıması ile başlamıştır. Daha sonra, bölgesel ekonomik anlaşmalar, belirli grup devletlerin birbiri ile gümrük duvarlarının indirilmesi, hatta kaldırılmasına varıncaya kadar sıkı ekono¬mik ilişkiye girmesini sağlamıştır. Türkiye ile daima çok yakın ilişkide olan Avrupa Birliği bu durumun en gelişmiş örneklerinden birini oluşturmakta¬dır. Uluslararası ticaretin gitmekte olduğu nokta, özellikle GATT ve diğer benzeri anlaşmalarla, uluslararası ticareti sınırlayan engelleri kaldırmakta¬dır. Bu noktadaki en ilginç gelişmelerden biri, uluslararası ticaretin geliş¬mesinin sadece gelişmiş ekonomilere yarayacağını bekleyenlerin, özellikle Asya devletlerinin basanlarını kabul etmek zorunda kalmaları olmuştur. Kısacası, uluslararası ticaretteki fırsatları başarılı değerlendiren her toplum, daha refah yaşama olanağını elde edecektir. Uluslararası ticarette, yukarıda bahsedilen sınırlamaların kaldırılması, mal ve ürünleri yabancı pazarlarda daha kolay satma imkânını vermektedir. İşte bu noktada, yabancı pazarlarda kurulacak örgütlenmenin önemi ortaya çıkmaktadır. Dr. Cemile Demir Gökyayla, uluslararası bir pazarın örgüt-lenmesindeki en yaygın ve en önemli kavramlardan biri olan \\\\\\\\\\\\\\\"Tek Satıcılık Sözleşmesi\\\\\\\\\\\\\\\" kavramını doktora tezi konusu olarak seçmiş ve söz konusu tez, oybirliği ile kabul edilmiştir. Uluslararası özel hukuk anabilim dalında akademisyen olan Dr. Cemile Demir Gökyayla bu çalışmasında, sadece kanunlar ihtilafı sorunu ile sınırlı kalmamıştır. Ko
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.