9786057931603
485342
https://www.turkishbooks.com/books/milletler-ve-hukumdarlar-tarihi-p485342.html
Milletler ve Hükümdarlar Tarihi Târîhu'l-ümem ve'l-mülûk (2 cilt)
38.4
"Târîhu'r-rusül ve'l-mülûk veya Târîḫu'ṭ-Ṭaberî adlarıyla da bilinir.
Müellif, tefsirini tamamladığı 290 (903) yılında yazmaya başlayıp 303
(915-16) yılında bitirdiği, kendisine "ebü'l-müerrihîn, şeyhü'l-
müerrihîn" unvanlarını kazandıran eserinde yaratılıştan itibaren 302
(915) yılına kadarki olayları anlatır. Taberî, mukaddimede tarihi 'belirli
bir zamanda ve belirli bir mekândaki insan fiillerini ele alan ilim dalı'
şeklinde tarif eder. Ardından haberleri bize ulaşan peygamberlerin,
hükümdarların ve halifelerin tarihini, iktidar günlerindeki olayları
kısaca yazacağını söyleyerek kitabının konusunu belirler. Müellif,
hayatlarına dair bilgi verdiği kişiler hakkında ulaşabildiği haberleri
yazmakla yetinmekte, bunlarla ilgili herhangi bir değerlendirme
yapmamaktadır. Aynı şekilde naklettiği rivayetlerin doğruluğu
üzerinde fikir belirtmeksizin sorumluluğu haberleri nakledenlere,
bunların kabul edilip edilmemesiyle ilgili kararı da okuyucuya
bırakmaktadır. Böylece Taberî, tefsirinin aksine Târîḫu'l-ümem'de -çok
istisnaî durumlar hariç- kendi görüş ve düşüncelerine hemen hiç yer
vermemiştir. Ancak naklettiği haberlerin isnad zincirine dikkat etmiş
ve bu yönüyle temayüz etmiştir.
Mukaddimeden sonra Hz. Âdem'le eserine başlayan Taberî, Tevrat'taki
sıraya göre nebî ve resullerin hayatlarıyla dönemlerindeki olayları
anlatır ve haklarındaki Kur'an âyetlerini tefsir eder. Peygamberlerin
çağdaşları olan hükümdarlar, İsrâiloğulları, Hz. Îsâ'dan sonraki
Romalılar, onların Suriye'deki yönetimleri, bilhassa Fars hükümdarları
ve Araplarla münasebetleri, Yemen ve Irak'taki siyasî ve askerî
faaliyetleri, Câhiliye devri Arap tarihi ve nihayet Hz. Peygamberin
hayatı üzerinde durur.
İbn Miskeveyh, Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî, İzzeddin İbnü'l-Esîr, Ebü'l-Fidâ
İbn Kesîr ve İbn Haldûn gibi pek çok tarihçi eserlerinde Târîḫu'l-
ümem'i esas almış ve çoğu kere onu özetlemiştir. İslâm dünyasında
içerik ve metot bakımından büyük ilgi gören Târîḫu'l-ümem'e birçok
tekmile ve zeyil yazılmış, muhtasarları yapılmıştır. Geniş ve zengin bir
Cilt: İplik dikişli, sert kapak tarih malzemesini ihtiva eden Târîḫu'l-ümem, gerek hicretin ilk üç
asrındaki tarih ve siyer âlimlerinin zamanımıza ulaşmayan kitapları
gerekse daha sonraki tarih çalışmaları için çok değerli bir kaynak
niteliğindedir."
Müellif, tefsirini tamamladığı 290 (903) yılında yazmaya başlayıp 303
(915-16) yılında bitirdiği, kendisine "ebü'l-müerrihîn, şeyhü'l-
müerrihîn" unvanlarını kazandıran eserinde yaratılıştan itibaren 302
(915) yılına kadarki olayları anlatır. Taberî, mukaddimede tarihi 'belirli
bir zamanda ve belirli bir mekândaki insan fiillerini ele alan ilim dalı'
şeklinde tarif eder. Ardından haberleri bize ulaşan peygamberlerin,
hükümdarların ve halifelerin tarihini, iktidar günlerindeki olayları
kısaca yazacağını söyleyerek kitabının konusunu belirler. Müellif,
hayatlarına dair bilgi verdiği kişiler hakkında ulaşabildiği haberleri
yazmakla yetinmekte, bunlarla ilgili herhangi bir değerlendirme
yapmamaktadır. Aynı şekilde naklettiği rivayetlerin doğruluğu
üzerinde fikir belirtmeksizin sorumluluğu haberleri nakledenlere,
bunların kabul edilip edilmemesiyle ilgili kararı da okuyucuya
bırakmaktadır. Böylece Taberî, tefsirinin aksine Târîḫu'l-ümem'de -çok
istisnaî durumlar hariç- kendi görüş ve düşüncelerine hemen hiç yer
vermemiştir. Ancak naklettiği haberlerin isnad zincirine dikkat etmiş
ve bu yönüyle temayüz etmiştir.
Mukaddimeden sonra Hz. Âdem'le eserine başlayan Taberî, Tevrat'taki
sıraya göre nebî ve resullerin hayatlarıyla dönemlerindeki olayları
anlatır ve haklarındaki Kur'an âyetlerini tefsir eder. Peygamberlerin
çağdaşları olan hükümdarlar, İsrâiloğulları, Hz. Îsâ'dan sonraki
Romalılar, onların Suriye'deki yönetimleri, bilhassa Fars hükümdarları
ve Araplarla münasebetleri, Yemen ve Irak'taki siyasî ve askerî
faaliyetleri, Câhiliye devri Arap tarihi ve nihayet Hz. Peygamberin
hayatı üzerinde durur.
İbn Miskeveyh, Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî, İzzeddin İbnü'l-Esîr, Ebü'l-Fidâ
İbn Kesîr ve İbn Haldûn gibi pek çok tarihçi eserlerinde Târîḫu'l-
ümem'i esas almış ve çoğu kere onu özetlemiştir. İslâm dünyasında
içerik ve metot bakımından büyük ilgi gören Târîḫu'l-ümem'e birçok
tekmile ve zeyil yazılmış, muhtasarları yapılmıştır. Geniş ve zengin bir
Cilt: İplik dikişli, sert kapak tarih malzemesini ihtiva eden Târîḫu'l-ümem, gerek hicretin ilk üç
asrındaki tarih ve siyer âlimlerinin zamanımıza ulaşmayan kitapları
gerekse daha sonraki tarih çalışmaları için çok değerli bir kaynak
niteliğindedir."
"Târîhu'r-rusül ve'l-mülûk veya Târîḫu'ṭ-Ṭaberî adlarıyla da bilinir.
Müellif, tefsirini tamamladığı 290 (903) yılında yazmaya başlayıp 303
(915-16) yılında bitirdiği, kendisine "ebü'l-müerrihîn, şeyhü'l-
müerrihîn" unvanlarını kazandıran eserinde yaratılıştan itibaren 302
(915) yılına kadarki olayları anlatır. Taberî, mukaddimede tarihi 'belirli
bir zamanda ve belirli bir mekândaki insan fiillerini ele alan ilim dalı'
şeklinde tarif eder. Ardından haberleri bize ulaşan peygamberlerin,
hükümdarların ve halifelerin tarihini, iktidar günlerindeki olayları
kısaca yazacağını söyleyerek kitabının konusunu belirler. Müellif,
hayatlarına dair bilgi verdiği kişiler hakkında ulaşabildiği haberleri
yazmakla yetinmekte, bunlarla ilgili herhangi bir değerlendirme
yapmamaktadır. Aynı şekilde naklettiği rivayetlerin doğruluğu
üzerinde fikir belirtmeksizin sorumluluğu haberleri nakledenlere,
bunların kabul edilip edilmemesiyle ilgili kararı da okuyucuya
bırakmaktadır. Böylece Taberî, tefsirinin aksine Târîḫu'l-ümem'de -çok
istisnaî durumlar hariç- kendi görüş ve düşüncelerine hemen hiç yer
vermemiştir. Ancak naklettiği haberlerin isnad zincirine dikkat etmiş
ve bu yönüyle temayüz etmiştir.
Mukaddimeden sonra Hz. Âdem'le eserine başlayan Taberî, Tevrat'taki
sıraya göre nebî ve resullerin hayatlarıyla dönemlerindeki olayları
anlatır ve haklarındaki Kur'an âyetlerini tefsir eder. Peygamberlerin
çağdaşları olan hükümdarlar, İsrâiloğulları, Hz. Îsâ'dan sonraki
Romalılar, onların Suriye'deki yönetimleri, bilhassa Fars hükümdarları
ve Araplarla münasebetleri, Yemen ve Irak'taki siyasî ve askerî
faaliyetleri, Câhiliye devri Arap tarihi ve nihayet Hz. Peygamberin
hayatı üzerinde durur.
İbn Miskeveyh, Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî, İzzeddin İbnü'l-Esîr, Ebü'l-Fidâ
İbn Kesîr ve İbn Haldûn gibi pek çok tarihçi eserlerinde Târîḫu'l-
ümem'i esas almış ve çoğu kere onu özetlemiştir. İslâm dünyasında
içerik ve metot bakımından büyük ilgi gören Târîḫu'l-ümem'e birçok
tekmile ve zeyil yazılmış, muhtasarları yapılmıştır. Geniş ve zengin bir
Cilt: İplik dikişli, sert kapak tarih malzemesini ihtiva eden Târîḫu'l-ümem, gerek hicretin ilk üç
asrındaki tarih ve siyer âlimlerinin zamanımıza ulaşmayan kitapları
gerekse daha sonraki tarih çalışmaları için çok değerli bir kaynak
niteliğindedir."
Müellif, tefsirini tamamladığı 290 (903) yılında yazmaya başlayıp 303
(915-16) yılında bitirdiği, kendisine "ebü'l-müerrihîn, şeyhü'l-
müerrihîn" unvanlarını kazandıran eserinde yaratılıştan itibaren 302
(915) yılına kadarki olayları anlatır. Taberî, mukaddimede tarihi 'belirli
bir zamanda ve belirli bir mekândaki insan fiillerini ele alan ilim dalı'
şeklinde tarif eder. Ardından haberleri bize ulaşan peygamberlerin,
hükümdarların ve halifelerin tarihini, iktidar günlerindeki olayları
kısaca yazacağını söyleyerek kitabının konusunu belirler. Müellif,
hayatlarına dair bilgi verdiği kişiler hakkında ulaşabildiği haberleri
yazmakla yetinmekte, bunlarla ilgili herhangi bir değerlendirme
yapmamaktadır. Aynı şekilde naklettiği rivayetlerin doğruluğu
üzerinde fikir belirtmeksizin sorumluluğu haberleri nakledenlere,
bunların kabul edilip edilmemesiyle ilgili kararı da okuyucuya
bırakmaktadır. Böylece Taberî, tefsirinin aksine Târîḫu'l-ümem'de -çok
istisnaî durumlar hariç- kendi görüş ve düşüncelerine hemen hiç yer
vermemiştir. Ancak naklettiği haberlerin isnad zincirine dikkat etmiş
ve bu yönüyle temayüz etmiştir.
Mukaddimeden sonra Hz. Âdem'le eserine başlayan Taberî, Tevrat'taki
sıraya göre nebî ve resullerin hayatlarıyla dönemlerindeki olayları
anlatır ve haklarındaki Kur'an âyetlerini tefsir eder. Peygamberlerin
çağdaşları olan hükümdarlar, İsrâiloğulları, Hz. Îsâ'dan sonraki
Romalılar, onların Suriye'deki yönetimleri, bilhassa Fars hükümdarları
ve Araplarla münasebetleri, Yemen ve Irak'taki siyasî ve askerî
faaliyetleri, Câhiliye devri Arap tarihi ve nihayet Hz. Peygamberin
hayatı üzerinde durur.
İbn Miskeveyh, Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî, İzzeddin İbnü'l-Esîr, Ebü'l-Fidâ
İbn Kesîr ve İbn Haldûn gibi pek çok tarihçi eserlerinde Târîḫu'l-
ümem'i esas almış ve çoğu kere onu özetlemiştir. İslâm dünyasında
içerik ve metot bakımından büyük ilgi gören Târîḫu'l-ümem'e birçok
tekmile ve zeyil yazılmış, muhtasarları yapılmıştır. Geniş ve zengin bir
Cilt: İplik dikişli, sert kapak tarih malzemesini ihtiva eden Târîḫu'l-ümem, gerek hicretin ilk üç
asrındaki tarih ve siyer âlimlerinin zamanımıza ulaşmayan kitapları
gerekse daha sonraki tarih çalışmaları için çok değerli bir kaynak
niteliğindedir."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.