9789755397559
165575
https://www.turkishbooks.com/books/metodolojik-bireyciligin-elestirisi-p165575.html
Metodolojik Bireyciliğin Eleştirisi
6.666
Bilhassa 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren mikro iktisat ekolleri içersinde formüle edilen genel bir teorik konumlanma olarak metodolojik bireycilik, kimi yazarların "neo-klasik iktisadın kolonyalizmi" olarak adlandırdığı bir süreçte, başta sosyoloji olmak üzere, sosyal bilim alanında temel bir yer edinmiştir. Nitekim literatürde bireycilik-bütüncülük tartışması olarak adlandırılan ve belirli dönemlerde alevlenen tartışmanın metinleri 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde dev bir külliyat oluşturmakla kalmamış, metodolojik bi-reyci pozisyon genel adlandırmayla rasyonel seçim teorileri içersinde varlığını günümüze kadar sürdürmüştür.
Elinizdeki çalışma öncelikle, bu tartışmanın en önemli kavşak noktalarında karşımıza çıkan üç teorisyenin (Max Weber, Karl Popper ve Jon Elster) metodolojik bireycilik savunularının ayrıntılı bir eleştirel analizini içeriyor. Bu analizin netice-sinde metodolojik bireycilikten sosyolojiye giden yolun kapalı olduğu meta-teorik sonucuna varan yazar, metodolojik bireyci konumlanmanın sadece metodolojik değil sosyal olanın neliğine dair ontolojik içerimler barındırdığını sergiliyor ve bunun ardından ayrıntılı ve özgün bir ontoloji ve sosyal ontoloji tartışması sunuyor.
Bireyci ve bütüncü pozisyonların ötesinde sosyal bilimde ilişkiselci-realist bir meta-teorik konumlanmanın mümkün ve gerekli olduğu önkabulünden hareket eden çalışma, zikredilen her bir pozisyonun sadece sosyal olanın değil, bir bütün olarak evrenin ne olduğuna dair temel postülatlarını tartışmaya açarak, sosyal bilimlerin son dönemlerde gündemine yerleşen ontolojiye dönüş sorunsalı içersinde kendisine yer buluyor. Dolayısıyla sosyal bilimin nesnesine dair kapsamlı bir mesainin ürünü olan bu çalışmanın, bizleri "yapı" ve "fâil" gibi sosyal bilimin aslî kavramsal inşalarının içeriğini realist bir jestle düşünmeye davet ettiği ve bu yanıyla esasen realist bir teori inşası girişimi olduğu söylenebilir.
Elinizdeki çalışma öncelikle, bu tartışmanın en önemli kavşak noktalarında karşımıza çıkan üç teorisyenin (Max Weber, Karl Popper ve Jon Elster) metodolojik bireycilik savunularının ayrıntılı bir eleştirel analizini içeriyor. Bu analizin netice-sinde metodolojik bireycilikten sosyolojiye giden yolun kapalı olduğu meta-teorik sonucuna varan yazar, metodolojik bireyci konumlanmanın sadece metodolojik değil sosyal olanın neliğine dair ontolojik içerimler barındırdığını sergiliyor ve bunun ardından ayrıntılı ve özgün bir ontoloji ve sosyal ontoloji tartışması sunuyor.
Bireyci ve bütüncü pozisyonların ötesinde sosyal bilimde ilişkiselci-realist bir meta-teorik konumlanmanın mümkün ve gerekli olduğu önkabulünden hareket eden çalışma, zikredilen her bir pozisyonun sadece sosyal olanın değil, bir bütün olarak evrenin ne olduğuna dair temel postülatlarını tartışmaya açarak, sosyal bilimlerin son dönemlerde gündemine yerleşen ontolojiye dönüş sorunsalı içersinde kendisine yer buluyor. Dolayısıyla sosyal bilimin nesnesine dair kapsamlı bir mesainin ürünü olan bu çalışmanın, bizleri "yapı" ve "fâil" gibi sosyal bilimin aslî kavramsal inşalarının içeriğini realist bir jestle düşünmeye davet ettiği ve bu yanıyla esasen realist bir teori inşası girişimi olduğu söylenebilir.
Bilhassa 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren mikro iktisat ekolleri içersinde formüle edilen genel bir teorik konumlanma olarak metodolojik bireycilik, kimi yazarların "neo-klasik iktisadın kolonyalizmi" olarak adlandırdığı bir süreçte, başta sosyoloji olmak üzere, sosyal bilim alanında temel bir yer edinmiştir. Nitekim literatürde bireycilik-bütüncülük tartışması olarak adlandırılan ve belirli dönemlerde alevlenen tartışmanın metinleri 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde dev bir külliyat oluşturmakla kalmamış, metodolojik bi-reyci pozisyon genel adlandırmayla rasyonel seçim teorileri içersinde varlığını günümüze kadar sürdürmüştür.
Elinizdeki çalışma öncelikle, bu tartışmanın en önemli kavşak noktalarında karşımıza çıkan üç teorisyenin (Max Weber, Karl Popper ve Jon Elster) metodolojik bireycilik savunularının ayrıntılı bir eleştirel analizini içeriyor. Bu analizin netice-sinde metodolojik bireycilikten sosyolojiye giden yolun kapalı olduğu meta-teorik sonucuna varan yazar, metodolojik bireyci konumlanmanın sadece metodolojik değil sosyal olanın neliğine dair ontolojik içerimler barındırdığını sergiliyor ve bunun ardından ayrıntılı ve özgün bir ontoloji ve sosyal ontoloji tartışması sunuyor.
Bireyci ve bütüncü pozisyonların ötesinde sosyal bilimde ilişkiselci-realist bir meta-teorik konumlanmanın mümkün ve gerekli olduğu önkabulünden hareket eden çalışma, zikredilen her bir pozisyonun sadece sosyal olanın değil, bir bütün olarak evrenin ne olduğuna dair temel postülatlarını tartışmaya açarak, sosyal bilimlerin son dönemlerde gündemine yerleşen ontolojiye dönüş sorunsalı içersinde kendisine yer buluyor. Dolayısıyla sosyal bilimin nesnesine dair kapsamlı bir mesainin ürünü olan bu çalışmanın, bizleri "yapı" ve "fâil" gibi sosyal bilimin aslî kavramsal inşalarının içeriğini realist bir jestle düşünmeye davet ettiği ve bu yanıyla esasen realist bir teori inşası girişimi olduğu söylenebilir.
Elinizdeki çalışma öncelikle, bu tartışmanın en önemli kavşak noktalarında karşımıza çıkan üç teorisyenin (Max Weber, Karl Popper ve Jon Elster) metodolojik bireycilik savunularının ayrıntılı bir eleştirel analizini içeriyor. Bu analizin netice-sinde metodolojik bireycilikten sosyolojiye giden yolun kapalı olduğu meta-teorik sonucuna varan yazar, metodolojik bireyci konumlanmanın sadece metodolojik değil sosyal olanın neliğine dair ontolojik içerimler barındırdığını sergiliyor ve bunun ardından ayrıntılı ve özgün bir ontoloji ve sosyal ontoloji tartışması sunuyor.
Bireyci ve bütüncü pozisyonların ötesinde sosyal bilimde ilişkiselci-realist bir meta-teorik konumlanmanın mümkün ve gerekli olduğu önkabulünden hareket eden çalışma, zikredilen her bir pozisyonun sadece sosyal olanın değil, bir bütün olarak evrenin ne olduğuna dair temel postülatlarını tartışmaya açarak, sosyal bilimlerin son dönemlerde gündemine yerleşen ontolojiye dönüş sorunsalı içersinde kendisine yer buluyor. Dolayısıyla sosyal bilimin nesnesine dair kapsamlı bir mesainin ürünü olan bu çalışmanın, bizleri "yapı" ve "fâil" gibi sosyal bilimin aslî kavramsal inşalarının içeriğini realist bir jestle düşünmeye davet ettiği ve bu yanıyla esasen realist bir teori inşası girişimi olduğu söylenebilir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.