9786058872394
151609
https://www.turkishbooks.com/books/masuk-p151609.html
Maşuk
9.00
Edebiyatımızın hemen her döneminde kadın şair sayısının çok az olduğu bilinmektedir. Âşık şiirinde kadın şairlerin azlığı ve belli bazı türlere sıkışıp kalarak şiir söylemeleri bu şiir kolunun sahip olduğu geleneksel koşullardan kaynaklanmaktadır. Geleneğin şartları, erkek âşığı veya halk şairini gurbete çıkma, usta yanında yetişme kahvehanelerde veya tekkelerde bulunma vb.gibi özelliklerle şekillendirirken, toplumdan aynı hoşgörüyü, izni alamayan kadın şairin geri planda kalmasına yol açmıştır. Toplumsal yapının bilinen yaklaşımı nedeniyle büyük olasılıkla kadın şairlerin söylediği şiirler "anonim" olarak nitelendirilmiştir. Kadın şairlerin şiirlerinde adlarını, mahlaslarını kullanamamaları şeklinde ifade edilebilecek olan bu özellik veya eksiklik günümüzde büyük oranda değişmiştir.
Maşûk adlı kitap böyle bir kadın şair olan Mestâne'nin mistik ve tasavvufi yönü öne çıkan şiirlerinden ve dörtlüklerinden oluşmaktadır. Şiirlerinde bu mahlası kullanılmamakla beraber, kendisine Farsça sarhoş manasına gelen mest (sıfat) kelimesinden; -âne takısı alarak türeyerek (mest-âne;zarf ve sıfat) sarhoşcasına, kendinden geçmişcesine anlamı kazanan "Mestâne" adını seçen şair, tasavvuf kültürüne ilgi duymuş ve bu ilgisini şiir vasıtasıyla ortaya koymuştur.
-Ayşe Arzu Ertizman-
Mestâne'nin Mâşuk'undaki dünya, geçmişin tasviri değil, geçmişe ait sözlerin bugünün diliyle yeniden söylendiği, düne ait sözün dünde bırakılıp, bugüne ait yeni bir nefesin deminde hayat bulan başka boyuttaki bir dünyanın resmidir.
Zaman ve mekânla sınırlı olmayan bu âlemde gezinirken, fark ediyorsunuz ki, bu zarif ruh bize bir dünyayı anlatmıyor, tevazu üzre kendisini sessizce aradan çıkarıp bizi bu dünya ile baş başa bırakıyor. Israrın değil teklifin olduğu bu bahçenin içerisine yerleştirilmiş "söz" taşlarının üzerindeki yolculuğunuz beklenmedik güzellikteki bir sürprizle sizi daha önce hiç görmediğiniz bir sarayın kapısına getirip bırakıyor. Kapının ardındaki kendi gönül bahçeniz... Hafifçe aralayıp kapıyı, nezaketle açıp perdeyi şöyle bir bakıyorsunuz bu yepyeni dünyaya.
-Mercan Dede-
Edebiyatımızın hemen her döneminde kadın şair sayısının çok az olduğu bilinmektedir. Âşık şiirinde kadın şairlerin azlığı ve belli bazı türlere sıkışıp kalarak şiir söylemeleri bu şiir kolunun sahip olduğu geleneksel koşullardan kaynaklanmaktadır. Geleneğin şartları, erkek âşığı veya halk şairini gurbete çıkma, usta yanında yetişme kahvehanelerde veya tekkelerde bulunma vb.gibi özelliklerle şekillendirirken, toplumdan aynı hoşgörüyü, izni alamayan kadın şairin geri planda kalmasına yol açmıştır. Toplumsal yapının bilinen yaklaşımı nedeniyle büyük olasılıkla kadın şairlerin söylediği şiirler "anonim" olarak nitelendirilmiştir. Kadın şairlerin şiirlerinde adlarını, mahlaslarını kullanamamaları şeklinde ifade edilebilecek olan bu özellik veya eksiklik günümüzde büyük oranda değişmiştir.
Maşûk adlı kitap böyle bir kadın şair olan Mestâne'nin mistik ve tasavvufi yönü öne çıkan şiirlerinden ve dörtlüklerinden oluşmaktadır. Şiirlerinde bu mahlası kullanılmamakla beraber, kendisine Farsça sarhoş manasına gelen mest (sıfat) kelimesinden; -âne takısı alarak türeyerek (mest-âne;zarf ve sıfat) sarhoşcasına, kendinden geçmişcesine anlamı kazanan "Mestâne" adını seçen şair, tasavvuf kültürüne ilgi duymuş ve bu ilgisini şiir vasıtasıyla ortaya koymuştur.
-Ayşe Arzu Ertizman-
Mestâne'nin Mâşuk'undaki dünya, geçmişin tasviri değil, geçmişe ait sözlerin bugünün diliyle yeniden söylendiği, düne ait sözün dünde bırakılıp, bugüne ait yeni bir nefesin deminde hayat bulan başka boyuttaki bir dünyanın resmidir.
Zaman ve mekânla sınırlı olmayan bu âlemde gezinirken, fark ediyorsunuz ki, bu zarif ruh bize bir dünyayı anlatmıyor, tevazu üzre kendisini sessizce aradan çıkarıp bizi bu dünya ile baş başa bırakıyor. Israrın değil teklifin olduğu bu bahçenin içerisine yerleştirilmiş "söz" taşlarının üzerindeki yolculuğunuz beklenmedik güzellikteki bir sürprizle sizi daha önce hiç görmediğiniz bir sarayın kapısına getirip bırakıyor. Kapının ardındaki kendi gönül bahçeniz... Hafifçe aralayıp kapıyı, nezaketle açıp perdeyi şöyle bir bakıyorsunuz bu yepyeni dünyaya.
-Mercan Dede-
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.