9789944989312
73423
https://www.turkishbooks.com/books/marksizmin-marksist-elestirisi-p73423.html
Marksizmin Marksist Eleştirisi
3.555
Ama bütün bu Ulus, Kültür, Din kavramlarında yapılan ilerlemeler ve bunların da birbiriyle, klasik Marksizmle ve daha sonraki katkılarla uyumlu olması sonucu, aslında meyve dalında çoktan olmuş, düşmek için küçük bir zekâ esintisi bekler durumdaydı.
Öte yandan, bu kavramlar aynı zamanda somut politik mücadelenin en can alıcı sorunlarıyla da doğrudan bağlantılıydı. Yani pratik ve sosyal ihtiyaçlar da ortadaydı ve sürekli baskısını hissettiriyordu.
Bu birikim, olgunlaşmışlık ve koşulların yarattığı baskı çözümü adeta zorluyordu. Ne var ki yine de çözüm çok karmaşık bir yoldan geldi.
Orhan Pamuk´un "Benim Adım Kırmızı" adlı romanında, minyatür sanatında perspektif bulunmamasını, tanrının bakışıyla, Rönesans sonrası batı resmindeki perspektifi insanın bakışıyla açıklaması, en din dışı görünen resmin ve en din dışı görünen konuların bile dinin içinde olduğu ve anlaşılabileceğine ilişkin bir fikri, bir anlayışı, bir sezişi kafama yerleştirmişti.
Bu bağlantı roman ile bireyin ortaya çıkışı arasındaki ilişki ile de uyum içinde olduğundan, dinle en ilgisiz gibi görünen bir edebi formun, romanın bile din çerçevesinde anlaşılabileceği gibi bir sonuca yol açabiliyordu.
Sanırım bu gibi sorunların ve düşüncelerin katalizatörlüğü ile de, "Din nedir'" diye sorup dinin sosyolojik bir tanımını aradığımda, dinin tümüyle üstyapı olduğu çıkarsaması ortaya çıkabildi.
Dinin tümüyle üstyapı olduğu; üstyapının analizi veya eleştirisinin dinin analizi veya eleştirisi olacağı önermesinin muazzam altüst edici sonuçları bulunmaktadır ve şimdiye kadarki bütün tarih, toplum, devrim, mücadele, politika anlayışlarını, hasılı bildiğimiz her şeyi yeniden gözden geçirmeyi, yeniden kurmayı gerektirmektedir.
İşte bu kitaptaki yazılar bu yeni yaklaşımın ilk ortaya çıkışının bir protokolü olduğu kadar bu önceden hiç akla gelmeyen sonuçların kimilerinin ilk kez ortaya koyuluşuna bir başlangıçtır.
Demir Küçükaydın
10 Haziran 1949 Balıkesir doğumlu. 1967´de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümüne kayıt yaptırdı. 1968´de öğrenci hareketi içinde yer aldı. FKF´nin Dev-Genç olduğu Kongre´de İstanbul Bölge Yürütmesine ve Genel Yönetime seçildi. Hikmet Kıvılcımlı´nın çıkardığı Sosyalist gazetesinin örgütlenmesinde yer aldı. Kıvılcım gazetesindeki yazıları nedeniyle 17 yıla mahkûm oldu. 1984 yılında Fransa´ya iltica ederek Troçkist LCR´da çalıştı. Daha sonra Almanya´ya gelerek, Devrimci Marksist Tartışma Defterleri, Ne Yapmalı dergilerinin çalışmalarında yer aldı. Özgür Politika, Ülkede Özgür Gündem gazetelerinde, Köxüz internet dergisinde yazıları yayınlandı. Daha önce yayınlanmış Birlik mi Rekompozisyon mu' (Ergun Aydınoğlu ve Selçuk Eralp ile birlikte) Koral Yay.; Tersinden Kemalizm, Araf Yay., 2005; Büyük Ortadoğu Projesi ve Sosyalist Strateji (Haluk Gerger, Ragıp Zarakolu, Ertuğrul Kürkçü ile birlikte) Araf Yay., 2005 isimli kitapları vardır.
Ama bütün bu Ulus, Kültür, Din kavramlarında yapılan ilerlemeler ve bunların da birbiriyle, klasik Marksizmle ve daha sonraki katkılarla uyumlu olması sonucu, aslında meyve dalında çoktan olmuş, düşmek için küçük bir zekâ esintisi bekler durumdaydı.
Öte yandan, bu kavramlar aynı zamanda somut politik mücadelenin en can alıcı sorunlarıyla da doğrudan bağlantılıydı. Yani pratik ve sosyal ihtiyaçlar da ortadaydı ve sürekli baskısını hissettiriyordu.
Bu birikim, olgunlaşmışlık ve koşulların yarattığı baskı çözümü adeta zorluyordu. Ne var ki yine de çözüm çok karmaşık bir yoldan geldi.
Orhan Pamuk´un "Benim Adım Kırmızı" adlı romanında, minyatür sanatında perspektif bulunmamasını, tanrının bakışıyla, Rönesans sonrası batı resmindeki perspektifi insanın bakışıyla açıklaması, en din dışı görünen resmin ve en din dışı görünen konuların bile dinin içinde olduğu ve anlaşılabileceğine ilişkin bir fikri, bir anlayışı, bir sezişi kafama yerleştirmişti.
Bu bağlantı roman ile bireyin ortaya çıkışı arasındaki ilişki ile de uyum içinde olduğundan, dinle en ilgisiz gibi görünen bir edebi formun, romanın bile din çerçevesinde anlaşılabileceği gibi bir sonuca yol açabiliyordu.
Sanırım bu gibi sorunların ve düşüncelerin katalizatörlüğü ile de, "Din nedir'" diye sorup dinin sosyolojik bir tanımını aradığımda, dinin tümüyle üstyapı olduğu çıkarsaması ortaya çıkabildi.
Dinin tümüyle üstyapı olduğu; üstyapının analizi veya eleştirisinin dinin analizi veya eleştirisi olacağı önermesinin muazzam altüst edici sonuçları bulunmaktadır ve şimdiye kadarki bütün tarih, toplum, devrim, mücadele, politika anlayışlarını, hasılı bildiğimiz her şeyi yeniden gözden geçirmeyi, yeniden kurmayı gerektirmektedir.
İşte bu kitaptaki yazılar bu yeni yaklaşımın ilk ortaya çıkışının bir protokolü olduğu kadar bu önceden hiç akla gelmeyen sonuçların kimilerinin ilk kez ortaya koyuluşuna bir başlangıçtır.
Demir Küçükaydın
10 Haziran 1949 Balıkesir doğumlu. 1967´de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümüne kayıt yaptırdı. 1968´de öğrenci hareketi içinde yer aldı. FKF´nin Dev-Genç olduğu Kongre´de İstanbul Bölge Yürütmesine ve Genel Yönetime seçildi. Hikmet Kıvılcımlı´nın çıkardığı Sosyalist gazetesinin örgütlenmesinde yer aldı. Kıvılcım gazetesindeki yazıları nedeniyle 17 yıla mahkûm oldu. 1984 yılında Fransa´ya iltica ederek Troçkist LCR´da çalıştı. Daha sonra Almanya´ya gelerek, Devrimci Marksist Tartışma Defterleri, Ne Yapmalı dergilerinin çalışmalarında yer aldı. Özgür Politika, Ülkede Özgür Gündem gazetelerinde, Köxüz internet dergisinde yazıları yayınlandı. Daha önce yayınlanmış Birlik mi Rekompozisyon mu' (Ergun Aydınoğlu ve Selçuk Eralp ile birlikte) Koral Yay.; Tersinden Kemalizm, Araf Yay., 2005; Büyük Ortadoğu Projesi ve Sosyalist Strateji (Haluk Gerger, Ragıp Zarakolu, Ertuğrul Kürkçü ile birlikte) Araf Yay., 2005 isimli kitapları vardır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.