Luisa ve Sessizlik

Luisa ve Sessizlik, çağdaş İtalyan yazarı Claudio Piersanti´nin dilimize çevrilen ilk romanı. Kendi kuşağının yazarları arasında Claudio Piersanti oldukça alışılmadık üslubuyla dikkati çekiyor. Klasik, ölçülü, neredeyse tarafsız bir anlatımı var. İç ve dış gerçeğin güç algılanan gelişmelerine olağanüstü bir dikkatle yaklaşan, yapıtlarında genellikle yaşamın hırpaladığı, yüzüstü bıraktığı tipleri işleyen yazar, Luisa´da da bir anti-kahraman yaratmış. Bir fabrikada çalışmakta olan Luisa, düzenli bir yaşam süren, kentin gürültüsünden müthiş rahatsızlık duyan, ilkelerine bağlı, orta yaşlı bir kadındır. İçe dönük yaşamında kimseyle görüşmeyen Luisa, hiç evlenmemiştir, ama yıllar önce bir erkekle birlikte yaşamıştır. Bruno´yla yeniden karşılaşriğında, ona olan eski duyguları uyanır, ama onun bir başka kadınla birlikte yaşadığını öğrenince büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Luisa´da hem ruhsal, hem bedensel büyük değişikliklerin ortaya çıkması da bu hayal kırıklığıyla aynı zamana denk gelir ve Luisa´nın yaşamı bambaşka bir yola girer. Büyük kent insanının iç dünyasını, yalnızlığını, saplantılarını yalın bir anlatımla veren Luisa ve Sessizlik, gerçeği görmekte yetersiz kalanların, içlerinde açılan çatlaktan sonra bu gerçekle yüz yüze gelince sıradanlıktan nasıl çıktıklarını işliyor. Yaşamının dağılmasını engelleyemeyen bir kadının portresini verirken, bir insanlık trajedisinin de altını çiziyor. Luisa ve Sessizlik, modern yaşamın acımasızlığını irdeleyen gerçekçi bir roman.