9789750804731
10468
https://www.turkishbooks.com/books/lermontov-p10468.html
Lermontov Profil
3.555
Devrim rüzgarlarının Çarlık Rusyası'nı ve tüm Avrupa'yı savurduğu 19, yüzyılın ikinci çeyreği.. Rus edebiyatının kurucusu, devrimci romantizmin öncüsü Puşkin'in ölümünden hemen sonra Mihail Yuryeviç Lermontov adlı genç bir şair Puşkin'e adadığı "Şairin Ölümü" ile Rus edebiyatında yeni bir sayfa açıyor. Sürgünlerde geçen bir yaşam ve bu kısacık yaşama sığan, zamanının ötesine ulaşan bir yapıt...
Kayhan Yükseler'in Rusça kaynaklardan yararlaranak ve metinleri Ruşça aslından çevirerek hazırladığı bu kitap "Mtsıri" ve "İblis" adlı iki uzun poemasının yanı sıra şiirlerinden seçmeler, tamamlanmamış bir öykü, Rusçaya uyarladığı "Âşık Galip" masalı ve mektuplarından seçmelerle Lermontov'u kuşatıyor.
Tadımlık
Dizeleri doğrudan insan yüreğine sesleniyordu. İçsel duygularla, ülkülere duyulan özlemle, ateşli tutkularla, yaşamla, doğasal imgelerle iç içeydi. Belinski'nin şiirin özü olarak nitelediği "dizginlenemez coşku" Lermontov'a çok erken yaşlarda egemen olmuştu. "İblis"i on beş yaşında yazmaya başlamış, üzerinde on yıl çalışmıştı. İsyancı duygularla dolu güçlü insan tipleri yaratmak Lermontov'un öteden beri hayallerini süsleyen bir tutkuydu. Güçlü insan tiplemelerini birçok yapıtında kullanmıştır. Bunların arasında en yetkin olanları romantik ve fantastik imgelerin yoğun biçimde kullanıldığı "İblis" ve devrimci romantizmin en seçkin örneklerinden biri olarak kabul edilen "Mtsıri"dir. Doğayı sanatçı gözüyle görüyor, bir müzisyen gibi dinliyordu. Şiirinde yaşama ilişkin ne varsa çınlıyor, ışıldıyor ve güzellikler pırıl pırıl parlıyordu. Doğayı canlı bir varlık olarak algılıyordu. Dağlar düşünüyor, aralarında tartışıyor, pınarlar gözyaşları döküyordu. Belinski'nin "Kafkasya'ya görkemli bir saygı duruş" olarak nitelediği 1841 tarihli "Terek'in Armağanları" şiirinde, Terek Irmağı'nın getirdiği armağanları bir türlü kabul etmeyen Hazar Denizi, son gelen armağana -ölmüş bir Kazak dilberine- hayır demeyecektir: Yaşlı deniz gücünün görkeminde Doğruldu kopan bir fırtına gibi, Büründü tutkunun nemine Koyu mavi gözleri... Neşeyle coştu kabardı Ve aldı birden kucağına Kopup gelen dalgaları Bir sevda fısıltısıyla... Lermontov'un yaratıcılığındaki temel eğilimleri ve psikolojik özü, yaşamın ve poezyanın içinde aldığı yeri, şiirlerinden yola çıkarak incelediğimizde, yaratıcılığını 1830 öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı döneme ayırmak mümkün.
Devrim rüzgarlarının Çarlık Rusyası'nı ve tüm Avrupa'yı savurduğu 19, yüzyılın ikinci çeyreği.. Rus edebiyatının kurucusu, devrimci romantizmin öncüsü Puşkin'in ölümünden hemen sonra Mihail Yuryeviç Lermontov adlı genç bir şair Puşkin'e adadığı "Şairin Ölümü" ile Rus edebiyatında yeni bir sayfa açıyor. Sürgünlerde geçen bir yaşam ve bu kısacık yaşama sığan, zamanının ötesine ulaşan bir yapıt...
Kayhan Yükseler'in Rusça kaynaklardan yararlaranak ve metinleri Ruşça aslından çevirerek hazırladığı bu kitap "Mtsıri" ve "İblis" adlı iki uzun poemasının yanı sıra şiirlerinden seçmeler, tamamlanmamış bir öykü, Rusçaya uyarladığı "Âşık Galip" masalı ve mektuplarından seçmelerle Lermontov'u kuşatıyor.
Tadımlık
Dizeleri doğrudan insan yüreğine sesleniyordu. İçsel duygularla, ülkülere duyulan özlemle, ateşli tutkularla, yaşamla, doğasal imgelerle iç içeydi. Belinski'nin şiirin özü olarak nitelediği "dizginlenemez coşku" Lermontov'a çok erken yaşlarda egemen olmuştu. "İblis"i on beş yaşında yazmaya başlamış, üzerinde on yıl çalışmıştı. İsyancı duygularla dolu güçlü insan tipleri yaratmak Lermontov'un öteden beri hayallerini süsleyen bir tutkuydu. Güçlü insan tiplemelerini birçok yapıtında kullanmıştır. Bunların arasında en yetkin olanları romantik ve fantastik imgelerin yoğun biçimde kullanıldığı "İblis" ve devrimci romantizmin en seçkin örneklerinden biri olarak kabul edilen "Mtsıri"dir. Doğayı sanatçı gözüyle görüyor, bir müzisyen gibi dinliyordu. Şiirinde yaşama ilişkin ne varsa çınlıyor, ışıldıyor ve güzellikler pırıl pırıl parlıyordu. Doğayı canlı bir varlık olarak algılıyordu. Dağlar düşünüyor, aralarında tartışıyor, pınarlar gözyaşları döküyordu. Belinski'nin "Kafkasya'ya görkemli bir saygı duruş" olarak nitelediği 1841 tarihli "Terek'in Armağanları" şiirinde, Terek Irmağı'nın getirdiği armağanları bir türlü kabul etmeyen Hazar Denizi, son gelen armağana -ölmüş bir Kazak dilberine- hayır demeyecektir: Yaşlı deniz gücünün görkeminde Doğruldu kopan bir fırtına gibi, Büründü tutkunun nemine Koyu mavi gözleri... Neşeyle coştu kabardı Ve aldı birden kucağına Kopup gelen dalgaları Bir sevda fısıltısıyla... Lermontov'un yaratıcılığındaki temel eğilimleri ve psikolojik özü, yaşamın ve poezyanın içinde aldığı yeri, şiirlerinden yola çıkarak incelediğimizde, yaratıcılığını 1830 öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı döneme ayırmak mümkün.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.