9786257011723
520005
https://www.turkishbooks.com/books/laikligin-islamla-savasi-p520005.html
Laikliğin İslam'la Savaşı Türkiye-Tunus Modeli
7.2
İslam, insan hayatının maddî, manevî, bireysel ve toplumsal bütün yönlerini kapsar ve bu şekliyle laikliğin karşısına çıkar. Laiklik de İslam'ı bu kapsamıyla kabul etmez.
Hristiyanlık, hayatı ve insanı ikiye bölmeyi ve yarısını dine, diğer yarısını da devlete tahsis etmeyi kabul edebilir. Yahut İncil'in ifadesiyle "Yarısı Allah'a, diğer yarısı Kayser'e. Kayser'in hakkını Kayser'e ver, Allah'ın hakkını Allah'a!" Buna karşın İslam'a göre hayat parçalanamaz bir bütündür. İnsan ikiye ayrılmayan tek bir varlıktır. İslam, Kayser'i Allah'a ortak kabul etmez. Çünkü Allah bütün alanlarda hayatın ve insanın Rabbidir. Yer, gök ve ikisi arasında ne varsa hepsi Allah'a aittir. Kayser de Kayser'in sahip oldukları da hepsi Allah'a aittir.
İslam, kendi hükümleri ve talimatları doğrultusunda bütün hayatı yönlendirmek ve kendi boyasıyla hayatı boyamak haricindeki her metodu reddeder. Kendi boyası ise Allah'ın boyasıdır: "Allah'ın boyasından kim daha güzel boyaya sahip olabilir?" İslam, sahip olduğu saf ruhla hayatı sarar. Bu ruh gaye bakımından rabbanî, eğilim olarak ahlakî ve içeriği itibarıyla insanî bir ruhtur. İslam, doğumundan ölümüne kadarki hayat yolculuğunda insana rehberliğiyle ve koyduğu kanunlarla eşlik etme haricindeki hiçbir yöntemi kabul etmez. Hatta İslam, doğmadan önce ve öldükten sonra da rehberliği ve kanunlarıyla insana eşlik eder.
Hristiyanlık, hayatı ve insanı ikiye bölmeyi ve yarısını dine, diğer yarısını da devlete tahsis etmeyi kabul edebilir. Yahut İncil'in ifadesiyle "Yarısı Allah'a, diğer yarısı Kayser'e. Kayser'in hakkını Kayser'e ver, Allah'ın hakkını Allah'a!" Buna karşın İslam'a göre hayat parçalanamaz bir bütündür. İnsan ikiye ayrılmayan tek bir varlıktır. İslam, Kayser'i Allah'a ortak kabul etmez. Çünkü Allah bütün alanlarda hayatın ve insanın Rabbidir. Yer, gök ve ikisi arasında ne varsa hepsi Allah'a aittir. Kayser de Kayser'in sahip oldukları da hepsi Allah'a aittir.
İslam, kendi hükümleri ve talimatları doğrultusunda bütün hayatı yönlendirmek ve kendi boyasıyla hayatı boyamak haricindeki her metodu reddeder. Kendi boyası ise Allah'ın boyasıdır: "Allah'ın boyasından kim daha güzel boyaya sahip olabilir?" İslam, sahip olduğu saf ruhla hayatı sarar. Bu ruh gaye bakımından rabbanî, eğilim olarak ahlakî ve içeriği itibarıyla insanî bir ruhtur. İslam, doğumundan ölümüne kadarki hayat yolculuğunda insana rehberliğiyle ve koyduğu kanunlarla eşlik etme haricindeki hiçbir yöntemi kabul etmez. Hatta İslam, doğmadan önce ve öldükten sonra da rehberliği ve kanunlarıyla insana eşlik eder.
İslam, insan hayatının maddî, manevî, bireysel ve toplumsal bütün yönlerini kapsar ve bu şekliyle laikliğin karşısına çıkar. Laiklik de İslam'ı bu kapsamıyla kabul etmez.
Hristiyanlık, hayatı ve insanı ikiye bölmeyi ve yarısını dine, diğer yarısını da devlete tahsis etmeyi kabul edebilir. Yahut İncil'in ifadesiyle "Yarısı Allah'a, diğer yarısı Kayser'e. Kayser'in hakkını Kayser'e ver, Allah'ın hakkını Allah'a!" Buna karşın İslam'a göre hayat parçalanamaz bir bütündür. İnsan ikiye ayrılmayan tek bir varlıktır. İslam, Kayser'i Allah'a ortak kabul etmez. Çünkü Allah bütün alanlarda hayatın ve insanın Rabbidir. Yer, gök ve ikisi arasında ne varsa hepsi Allah'a aittir. Kayser de Kayser'in sahip oldukları da hepsi Allah'a aittir.
İslam, kendi hükümleri ve talimatları doğrultusunda bütün hayatı yönlendirmek ve kendi boyasıyla hayatı boyamak haricindeki her metodu reddeder. Kendi boyası ise Allah'ın boyasıdır: "Allah'ın boyasından kim daha güzel boyaya sahip olabilir?" İslam, sahip olduğu saf ruhla hayatı sarar. Bu ruh gaye bakımından rabbanî, eğilim olarak ahlakî ve içeriği itibarıyla insanî bir ruhtur. İslam, doğumundan ölümüne kadarki hayat yolculuğunda insana rehberliğiyle ve koyduğu kanunlarla eşlik etme haricindeki hiçbir yöntemi kabul etmez. Hatta İslam, doğmadan önce ve öldükten sonra da rehberliği ve kanunlarıyla insana eşlik eder.
Hristiyanlık, hayatı ve insanı ikiye bölmeyi ve yarısını dine, diğer yarısını da devlete tahsis etmeyi kabul edebilir. Yahut İncil'in ifadesiyle "Yarısı Allah'a, diğer yarısı Kayser'e. Kayser'in hakkını Kayser'e ver, Allah'ın hakkını Allah'a!" Buna karşın İslam'a göre hayat parçalanamaz bir bütündür. İnsan ikiye ayrılmayan tek bir varlıktır. İslam, Kayser'i Allah'a ortak kabul etmez. Çünkü Allah bütün alanlarda hayatın ve insanın Rabbidir. Yer, gök ve ikisi arasında ne varsa hepsi Allah'a aittir. Kayser de Kayser'in sahip oldukları da hepsi Allah'a aittir.
İslam, kendi hükümleri ve talimatları doğrultusunda bütün hayatı yönlendirmek ve kendi boyasıyla hayatı boyamak haricindeki her metodu reddeder. Kendi boyası ise Allah'ın boyasıdır: "Allah'ın boyasından kim daha güzel boyaya sahip olabilir?" İslam, sahip olduğu saf ruhla hayatı sarar. Bu ruh gaye bakımından rabbanî, eğilim olarak ahlakî ve içeriği itibarıyla insanî bir ruhtur. İslam, doğumundan ölümüne kadarki hayat yolculuğunda insana rehberliğiyle ve koyduğu kanunlarla eşlik etme haricindeki hiçbir yöntemi kabul etmez. Hatta İslam, doğmadan önce ve öldükten sonra da rehberliği ve kanunlarıyla insana eşlik eder.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.