Kuşatma

Stok Kodu:
9786054375078
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
256
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.17
3.33
9786054375078
114430
Kuşatma
Kuşatma
3.333
Kaçtım. 12 Eylül 1980in ağır işkencelerinden kaçtım. Paspaye edilip Kürt halkının, arkadaşlarımın önüne it leşinden beter edilip, atılmamak için kaçtım. Son kurşunu hep kendime sıkmak için, bir teberık gibi taşıyarak kaçtım. Ölüm fermanımı okuyan ve bir celadı sevindirecek lokmayı tatırmamak uğruna kaçtım. Sonra teslim olmamak gururunu yaşamak uğruna; Karêr, Kanîreş, Şerefdîn, Korbox, Silbûs û Starîyî kendime barınak ettim ve kaçtım İki yıl boyunca perişan palas diye adlandırdığımız barınaklarımızda, eriyen ve çürüyen bedenlerimize asla aldırış etmeksizin ve yorulmaksızın kaçtım. Şahsımda, yakalanmam durumunda, ellerinin çok uzun olan abartı balonlarını, zafer diye ispatlayacak tünemişe, bu zaferi tattırmamak için kaçtım. Bir deri, bir kemik misaliydim çıplak dağlarda. Kış kurtlarıyla, yaz yılanlarıyla, baharın çılgınlaşırcasına eriyen kar, yağan yağmurların eşliğinde çakan şimşekleriyle bır tofanı andıran çoşkulu sel sularıyla dans edercesine kaçtım. Kaçarken kaybettiklerim ve kazandıklarım oldu.. Kuşatmadan kaçtım. Daha gerilalarla tanışmamış, kovboy şımarıkların, rahatça cirit attıgı o kırsal silsilelerde yakalanması an meselesi söylemine inananların ezberlerini bozmak için kaçtım. Bütün korkuları ayaklarımın altına alıp kaçmaktı kaçışım. Yakalanıp esmer yürekli çocukların gözleri önünde, onurlarıyla oynanmaması için, bedenlerini son çare, Dersimin çılgın uçurumlarına savuran o gelinlerin kınalarını içimde taşıyarak kaçtım. Bir gün geri dönüp, kırılan aşkımı, kırılan devrimimi, kırılan dilimi ve kırılan halkımı, yarıda kesilen gülücüklerimi, özlemlerimi ve Hüseyin Morsümbül ile bênamus! dîye alay ettiğimiz zoru yenmek için kaçtım... Kaçarken kaybettiklerim ve kazandıklarım oldu.. Kuşatmadan kaçtım. Şaşkınlıklar yaratarak, Yahu bu adam yerin dibine mi girdi' cümlesinde yansıyan yenilgi itirafını sahiplerine tattırmayı, bir efsane misali, Meriç Irmağının öte yanına geçebildiğim o yıldızlı gecenin bir vaktinde başardım. Kendimi ansızın ve yalnız bulduğum Şerefdîn Dağının doruklarından Meriç Irmağının öte yanına kadar olan o serüvenli yolculuklarımı, yıldızlara haykırarak, başlanacak özlemlerimin kapılarını aralayarak başardım. Başlanacak özlemin başarı sayılacağı bir serüveni anlıyor ya da biliyor musunuz' Böyle bir serüvenin anlaşılması için ancak yaşanması gerekir diye düşünüyorum. Siz bunu yaşamayın, hayat size bunu yaşatmasın, varsın ben anlaşılmayayım. Parçalanmış hislerin, darma dağın edilmiş duyguların o ağır yükünü taşıyan bir iradeyi okuyacaksanız bu romanda. Ben kaçmayı başardım, özlemlerim kuşatma altında kaldı. Ve ben özlemlerimi özlediklerimi hep özledim, onların özlemiyle bir iltica yürek taşıdım hep. Halen özlemlerimle bekliyorum!
Kaçtım. 12 Eylül 1980in ağır işkencelerinden kaçtım. Paspaye edilip Kürt halkının, arkadaşlarımın önüne it leşinden beter edilip, atılmamak için kaçtım. Son kurşunu hep kendime sıkmak için, bir teberık gibi taşıyarak kaçtım. Ölüm fermanımı okuyan ve bir celadı sevindirecek lokmayı tatırmamak uğruna kaçtım. Sonra teslim olmamak gururunu yaşamak uğruna; Karêr, Kanîreş, Şerefdîn, Korbox, Silbûs û Starîyî kendime barınak ettim ve kaçtım İki yıl boyunca perişan palas diye adlandırdığımız barınaklarımızda, eriyen ve çürüyen bedenlerimize asla aldırış etmeksizin ve yorulmaksızın kaçtım. Şahsımda, yakalanmam durumunda, ellerinin çok uzun olan abartı balonlarını, zafer diye ispatlayacak tünemişe, bu zaferi tattırmamak için kaçtım. Bir deri, bir kemik misaliydim çıplak dağlarda. Kış kurtlarıyla, yaz yılanlarıyla, baharın çılgınlaşırcasına eriyen kar, yağan yağmurların eşliğinde çakan şimşekleriyle bır tofanı andıran çoşkulu sel sularıyla dans edercesine kaçtım. Kaçarken kaybettiklerim ve kazandıklarım oldu.. Kuşatmadan kaçtım. Daha gerilalarla tanışmamış, kovboy şımarıkların, rahatça cirit attıgı o kırsal silsilelerde yakalanması an meselesi söylemine inananların ezberlerini bozmak için kaçtım. Bütün korkuları ayaklarımın altına alıp kaçmaktı kaçışım. Yakalanıp esmer yürekli çocukların gözleri önünde, onurlarıyla oynanmaması için, bedenlerini son çare, Dersimin çılgın uçurumlarına savuran o gelinlerin kınalarını içimde taşıyarak kaçtım. Bir gün geri dönüp, kırılan aşkımı, kırılan devrimimi, kırılan dilimi ve kırılan halkımı, yarıda kesilen gülücüklerimi, özlemlerimi ve Hüseyin Morsümbül ile bênamus! dîye alay ettiğimiz zoru yenmek için kaçtım... Kaçarken kaybettiklerim ve kazandıklarım oldu.. Kuşatmadan kaçtım. Şaşkınlıklar yaratarak, Yahu bu adam yerin dibine mi girdi' cümlesinde yansıyan yenilgi itirafını sahiplerine tattırmayı, bir efsane misali, Meriç Irmağının öte yanına geçebildiğim o yıldızlı gecenin bir vaktinde başardım. Kendimi ansızın ve yalnız bulduğum Şerefdîn Dağının doruklarından Meriç Irmağının öte yanına kadar olan o serüvenli yolculuklarımı, yıldızlara haykırarak, başlanacak özlemlerimin kapılarını aralayarak başardım. Başlanacak özlemin başarı sayılacağı bir serüveni anlıyor ya da biliyor musunuz' Böyle bir serüvenin anlaşılması için ancak yaşanması gerekir diye düşünüyorum. Siz bunu yaşamayın, hayat size bunu yaşatmasın, varsın ben anlaşılmayayım. Parçalanmış hislerin, darma dağın edilmiş duyguların o ağır yükünü taşıyan bir iradeyi okuyacaksanız bu romanda. Ben kaçmayı başardım, özlemlerim kuşatma altında kaldı. Ve ben özlemlerimi özlediklerimi hep özledim, onların özlemiyle bir iltica yürek taşıdım hep. Halen özlemlerimle bekliyorum!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat