Kuş Evi, kuşların yoldaşlığını insanlarınkine tercih eden Gwendolen (nam-ı diğer Len) Howard’ın (1894-1973) gerçek yaşamöyküsünü konu ediyor.
Varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen, küçük yaşlardan itibaren keman çalmaya başlayan Howard, büyüdükçe önce ailesini sonra da büyük şehri terk ederek kendine biçilen rolleri reddedecektir. Doğaya özellikle de kuşlara olan derin tutkusu onu 40’lı yaşlarında Sussex’in gözlerden uzak küçük bir kasabasına sürükler. Burada büyük bir bahçesi ve sayısız ağacı olan bir eve taşınan Howard, kuşları doğal ortamlarında gözlemleme şansı bulur. Çok geçmeden başta Yıldız olmak üzere her biri ayrı bir karakter olan kuşlarla güçlü bağlar kuracak, aralarında doğan benzersiz dostluk onlarla ilgili daha önce hiç bilinmeyen bulguların keşfine yol açacaktır.
Eva Meijer, Hollanda’da büyük bir ilgiyle karşılanmasının ardından yediden fazla dile çevrilen bu duru romanında kuşları koruyan ve kuşların koruduğu bir hayatın portresini kısa fakat yankısı uzun cümlelerle çiziyor.
“Meijer, Len Howard’ın tam bir adanmışlık ve kendine güvenle kurduğu, keyfi ve güzelliği içinde barındıran bu tuhaf yaşamı ikna edici bir biçimde romanlaştırıyor.”
-Carol Birch, The Guardian
(Tanıtım Bülteninden)
Kuş Evi, kuşların yoldaşlığını insanlarınkine tercih eden Gwendolen (nam-ı diğer Len) Howard’ın (1894-1973) gerçek yaşamöyküsünü konu ediyor.
Varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen, küçük yaşlardan itibaren keman çalmaya başlayan Howard, büyüdükçe önce ailesini sonra da büyük şehri terk ederek kendine biçilen rolleri reddedecektir. Doğaya özellikle de kuşlara olan derin tutkusu onu 40’lı yaşlarında Sussex’in gözlerden uzak küçük bir kasabasına sürükler. Burada büyük bir bahçesi ve sayısız ağacı olan bir eve taşınan Howard, kuşları doğal ortamlarında gözlemleme şansı bulur. Çok geçmeden başta Yıldız olmak üzere her biri ayrı bir karakter olan kuşlarla güçlü bağlar kuracak, aralarında doğan benzersiz dostluk onlarla ilgili daha önce hiç bilinmeyen bulguların keşfine yol açacaktır.
Eva Meijer, Hollanda’da büyük bir ilgiyle karşılanmasının ardından yediden fazla dile çevrilen bu duru romanında kuşları koruyan ve kuşların koruduğu bir hayatın portresini kısa fakat yankısı uzun cümlelerle çiziyor.
“Meijer, Len Howard’ın tam bir adanmışlık ve kendine güvenle kurduğu, keyfi ve güzelliği içinde barındıran bu tuhaf yaşamı ikna edici bir biçimde romanlaştırıyor.”
-Carol Birch, The Guardian
(Tanıtım Bülteninden)