Küresel Krizler Kronolojik Değerlendirme ve Analiz

Stok Kodu:
9789757429685
Boyut:
165-235
Sayfa Sayısı:
264
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
7.50
6.00
9789757429685
100031
Küresel Krizler
Küresel Krizler Kronolojik Değerlendirme ve Analiz
6
Dünyada ortaya çıkan ekonomik krizler ülkeleri değişik oranlarda etkilemektedir. Kapitalizmin geliştiği 20. yüzyılda ilk kriz 1929-33 döneminde olmuştur. Bu dönemde büyük şirket iflasları ve işsizlik neticesinde 1933 düzenlemeleri getirilmiştir. Emtiadan kaynaklanan ilk petrol krizi 1973te çıkmış ve 1979da belirgin bir hale gelmiştir. 1980de Sovyetler Birliğinin Afganistanı işgali ile artan altın fiyatlarının onsu 1000 doları aşmış, enflasyonist bir döneme girilmiş, gelişmekte olan ülkeler (GOU) döviz kısıtları yüzünden ödemeler dengesi sorunları ile karşılaşmışlardır. Türkiye de ekonomik yapısını değiştirerek ihracata yönelik liberal bir strateji izlemeye başlamıştır. 1989da Sovyet bloğunun yıkılması, Türkiyenin sermaye hareketlerini serbest bırakması, 1990 Körfez Krizi ve değişen finansal yapı 1990lardan itibaren krizleri beraberinde getirmiştir. Türkiyenin 1994 krizi kuru kontrol altına almak için faizlerin yükselmesine yol açmış, 1999 depremi ile 2001 yılındaki kriz sonrası IMFnin ekonomik yardımı Türkiye ekonomisini yeniden yapılandırmıştır. 2001e kadar bankalar devleti finanse ederken daha sonra dünya likidite bolluğu da göz önüne alınarak özel sektörü finanse etmeye çalışmışlardır. Dünyaya hakim olan küreselleşme olgusu ile ihracata yönelik büyüme, parasal serbestlik ve ekonomik kırılganlık bazı ülkelerde krizlere yol açmıştır. 1994te önce Meksika, 1997de Uzakdoğu, 1998de Rusya, 1989de Türkiye ve Arjantin, 2001de Türkiye krizleri ortaya çıkmıştır. Bu krizlerin nedenleri, alınan kararlar ve sonrası çalışmamızda detaylı incelenmiştir. 2007 yılına gelindiğinde Mortgageden başlayıp seküritizasyon tahvillerinin türev piyasalardaki işlemleri ve bunların yeteri kadar şeffaf olmaması ile başlayan kriz 2008 sonunda ülke ekonomilerini etkilemiş ve bir dizi önlemler alınmıştır. İşsizlik, küçülme, faiz düşüşleri, uluslar arası işbirliği, finansal sektörü kurtarma planları, piyasayı enflasyon olgusuna rağmen likidite etme, bazı bankaların hisselerinin devlet tarafından alınması ve ABD otomotiv sektörünün kurtarılması ile başlayan devletçilik tartışmaları yeni krizin önemli konuları olmuştur. ABD kurtarma operasyonları, Obamanın gelişi ile 1,5 trilyon dolara ulaşması, diğer ülkelerin tedbirleri ile krizin boyutunun 4 trilyon dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerden kaynaklanan bu krizin en az 2009u kapsayacağı düşünülürken, kriz sonrası oluşacak enflasyon ortamının geleceği de tartışılmaya başlanmıştır. Bu kitabı yazmaya başladığımızda (2008 başında) kriz henüz yoktu, fakat sinyalleri gelmeye başlamıştı. Bu gerçekler ile yazılan metin 2008 sonuna kadar alındı ve öneriler yeniden gözden geçirildi. Yeni finansal kriz değer yargılarını değiştirdi. Gelişmiş ülkelerin ekonomileri erirken dünyada pek çok finansal ve politik yetkilinin bu krize hazır olmadığı görüldü. 21. yüzyılın kurumları ile çözüm arayışları devam etmektedir. Durum tespitinin yanı sıra öneriler ve etkileri de önemli olgulardır.
Dünyada ortaya çıkan ekonomik krizler ülkeleri değişik oranlarda etkilemektedir. Kapitalizmin geliştiği 20. yüzyılda ilk kriz 1929-33 döneminde olmuştur. Bu dönemde büyük şirket iflasları ve işsizlik neticesinde 1933 düzenlemeleri getirilmiştir. Emtiadan kaynaklanan ilk petrol krizi 1973te çıkmış ve 1979da belirgin bir hale gelmiştir. 1980de Sovyetler Birliğinin Afganistanı işgali ile artan altın fiyatlarının onsu 1000 doları aşmış, enflasyonist bir döneme girilmiş, gelişmekte olan ülkeler (GOU) döviz kısıtları yüzünden ödemeler dengesi sorunları ile karşılaşmışlardır. Türkiye de ekonomik yapısını değiştirerek ihracata yönelik liberal bir strateji izlemeye başlamıştır. 1989da Sovyet bloğunun yıkılması, Türkiyenin sermaye hareketlerini serbest bırakması, 1990 Körfez Krizi ve değişen finansal yapı 1990lardan itibaren krizleri beraberinde getirmiştir. Türkiyenin 1994 krizi kuru kontrol altına almak için faizlerin yükselmesine yol açmış, 1999 depremi ile 2001 yılındaki kriz sonrası IMFnin ekonomik yardımı Türkiye ekonomisini yeniden yapılandırmıştır. 2001e kadar bankalar devleti finanse ederken daha sonra dünya likidite bolluğu da göz önüne alınarak özel sektörü finanse etmeye çalışmışlardır. Dünyaya hakim olan küreselleşme olgusu ile ihracata yönelik büyüme, parasal serbestlik ve ekonomik kırılganlık bazı ülkelerde krizlere yol açmıştır. 1994te önce Meksika, 1997de Uzakdoğu, 1998de Rusya, 1989de Türkiye ve Arjantin, 2001de Türkiye krizleri ortaya çıkmıştır. Bu krizlerin nedenleri, alınan kararlar ve sonrası çalışmamızda detaylı incelenmiştir. 2007 yılına gelindiğinde Mortgageden başlayıp seküritizasyon tahvillerinin türev piyasalardaki işlemleri ve bunların yeteri kadar şeffaf olmaması ile başlayan kriz 2008 sonunda ülke ekonomilerini etkilemiş ve bir dizi önlemler alınmıştır. İşsizlik, küçülme, faiz düşüşleri, uluslar arası işbirliği, finansal sektörü kurtarma planları, piyasayı enflasyon olgusuna rağmen likidite etme, bazı bankaların hisselerinin devlet tarafından alınması ve ABD otomotiv sektörünün kurtarılması ile başlayan devletçilik tartışmaları yeni krizin önemli konuları olmuştur. ABD kurtarma operasyonları, Obamanın gelişi ile 1,5 trilyon dolara ulaşması, diğer ülkelerin tedbirleri ile krizin boyutunun 4 trilyon dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerden kaynaklanan bu krizin en az 2009u kapsayacağı düşünülürken, kriz sonrası oluşacak enflasyon ortamının geleceği de tartışılmaya başlanmıştır. Bu kitabı yazmaya başladığımızda (2008 başında) kriz henüz yoktu, fakat sinyalleri gelmeye başlamıştı. Bu gerçekler ile yazılan metin 2008 sonuna kadar alındı ve öneriler yeniden gözden geçirildi. Yeni finansal kriz değer yargılarını değiştirdi. Gelişmiş ülkelerin ekonomileri erirken dünyada pek çok finansal ve politik yetkilinin bu krize hazır olmadığı görüldü. 21. yüzyılın kurumları ile çözüm arayışları devam etmektedir. Durum tespitinin yanı sıra öneriler ve etkileri de önemli olgulardır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat