9789753535045
499922
https://www.turkishbooks.com/books/kuresel-iklimin-rejimindeki-gelismeler-ve-turkiyenin-durumu-p499922.html
Küresel İklimin Rejimindeki Gelişmeler ve Türkiye'nin Durumu
10.8
İklim değişikliği ve enerji yetersizliği tehdidi altında yeni bir küresel güven(lik)sizlik çağına girmiş bulunmaktayız. Küresel ısınma ve enerji yirmi birinci yüzyılın en önemli, en karmaşık sorunlarıdır. İnsan etkinlikleri ile atmosfere salınan sera gazları, küresel ortalama sıcaklıkların tehlikeli biçimde artmasına sebep olmakta, bu durum iklim sistemini türlerin varlığı ve insan toplumu üzerinde ciddi bir tehdit oluşturacak biçimde etkilemektedir. Tarihsel gelişim sürecinde, küresel ekonomi ağırlıklı olarak fosil yakıtlara dayalı olarak kurulmuştur.
Oysa fosil yakıt ağırlıklı enerji üretimi ve tüketimi atmosferdeki sera gazı birikiminin ve insan kaynaklı küresel ısınmanın başlıca sebebidir. Küresel enerji sisteminin karbondan arındırılmasına ilişkin çabaların sonuca ulaşabilmesi için 2100 yılı işaret edilmekte, uzun dönemde uzun soluklu çabaları gerektirmektedir. Ancak günümüzde hissedilir hale gelen iklim değişikliklerinin hızlı seyri, acil olarak harekete geçilmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede, küresel ısınmayı durdurmak ve geri dönüşü olmayan katastrofik hasarların oluşmasını önlemek için, enerji tüketiminin kontrol altına alınması en önemli çözüm yöntemidir.
Öte yandan Enerjinin günümüz toplumundaki eşsiz ve kritik rolü açıktır. Enerji güvenliğini başka herhangi bir emtia ya da hizmetin güvenliğinden daha önemli kılan şey, enerjiye erişimdeki herhangi bir aksamanın bir ülkeyi devlet güvenliğinden, toplumun işleyişine ve ekonomiye kadar çok katmanlı biçimde derinden etkilemesidir. Ağırlıklı olarak fosil yakıtların, kömür, petrol ve doğal gazın kullanımına dayanan küresel enerji sisteminde, fosil yakıt rezervlerinin kısıtlılığı ve hızla artan küresel enerji talebine cevap vermekte zorlanan enerji arzı ve enerjide yüksek oranda dışa bağımlılık ciddi enerji güvenliği zafiyetlerine neden olmaktadır. Enerji güven(lik)sizliği, politik, askeri ve ekonomik anlamda varoluşsal bir tehdit olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda, enerji temel bir güvenlik unsuruna dönüşmekte, günümüzde yaygın olarak kullanılan deyişle güvenlikleşmektedir.
Sonuç olarak, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ve enerji ile ilgili birbiriyle ilişkili riskler yığını, türlerin varlığını, Ekosistemi ve tüm ülkelerin ulusal güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmekte ve bu sebeple insanlık ve gezegen için en büyük potansiyel tehlikeler arasında değerlendirilmektedir. İklim rejimindeki son gelişmeler, yüzyılın en önemli küresel sorunlarından bir diğeri olan enerji güvenliğini sorununu daha da çetrefil hale getirmektedir. Bu çalışmada, küresel iklim rejiminin tarihsel gelişimi ve en son gelişmeler ayrıntılı olarak gözden geçirilerek Türkiye'nin enerji ve iklim politikalarının yeni iklim rejimi çerçevesinde değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Oysa fosil yakıt ağırlıklı enerji üretimi ve tüketimi atmosferdeki sera gazı birikiminin ve insan kaynaklı küresel ısınmanın başlıca sebebidir. Küresel enerji sisteminin karbondan arındırılmasına ilişkin çabaların sonuca ulaşabilmesi için 2100 yılı işaret edilmekte, uzun dönemde uzun soluklu çabaları gerektirmektedir. Ancak günümüzde hissedilir hale gelen iklim değişikliklerinin hızlı seyri, acil olarak harekete geçilmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede, küresel ısınmayı durdurmak ve geri dönüşü olmayan katastrofik hasarların oluşmasını önlemek için, enerji tüketiminin kontrol altına alınması en önemli çözüm yöntemidir.
Öte yandan Enerjinin günümüz toplumundaki eşsiz ve kritik rolü açıktır. Enerji güvenliğini başka herhangi bir emtia ya da hizmetin güvenliğinden daha önemli kılan şey, enerjiye erişimdeki herhangi bir aksamanın bir ülkeyi devlet güvenliğinden, toplumun işleyişine ve ekonomiye kadar çok katmanlı biçimde derinden etkilemesidir. Ağırlıklı olarak fosil yakıtların, kömür, petrol ve doğal gazın kullanımına dayanan küresel enerji sisteminde, fosil yakıt rezervlerinin kısıtlılığı ve hızla artan küresel enerji talebine cevap vermekte zorlanan enerji arzı ve enerjide yüksek oranda dışa bağımlılık ciddi enerji güvenliği zafiyetlerine neden olmaktadır. Enerji güven(lik)sizliği, politik, askeri ve ekonomik anlamda varoluşsal bir tehdit olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda, enerji temel bir güvenlik unsuruna dönüşmekte, günümüzde yaygın olarak kullanılan deyişle güvenlikleşmektedir.
Sonuç olarak, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ve enerji ile ilgili birbiriyle ilişkili riskler yığını, türlerin varlığını, Ekosistemi ve tüm ülkelerin ulusal güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmekte ve bu sebeple insanlık ve gezegen için en büyük potansiyel tehlikeler arasında değerlendirilmektedir. İklim rejimindeki son gelişmeler, yüzyılın en önemli küresel sorunlarından bir diğeri olan enerji güvenliğini sorununu daha da çetrefil hale getirmektedir. Bu çalışmada, küresel iklim rejiminin tarihsel gelişimi ve en son gelişmeler ayrıntılı olarak gözden geçirilerek Türkiye'nin enerji ve iklim politikalarının yeni iklim rejimi çerçevesinde değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
İklim değişikliği ve enerji yetersizliği tehdidi altında yeni bir küresel güven(lik)sizlik çağına girmiş bulunmaktayız. Küresel ısınma ve enerji yirmi birinci yüzyılın en önemli, en karmaşık sorunlarıdır. İnsan etkinlikleri ile atmosfere salınan sera gazları, küresel ortalama sıcaklıkların tehlikeli biçimde artmasına sebep olmakta, bu durum iklim sistemini türlerin varlığı ve insan toplumu üzerinde ciddi bir tehdit oluşturacak biçimde etkilemektedir. Tarihsel gelişim sürecinde, küresel ekonomi ağırlıklı olarak fosil yakıtlara dayalı olarak kurulmuştur.
Oysa fosil yakıt ağırlıklı enerji üretimi ve tüketimi atmosferdeki sera gazı birikiminin ve insan kaynaklı küresel ısınmanın başlıca sebebidir. Küresel enerji sisteminin karbondan arındırılmasına ilişkin çabaların sonuca ulaşabilmesi için 2100 yılı işaret edilmekte, uzun dönemde uzun soluklu çabaları gerektirmektedir. Ancak günümüzde hissedilir hale gelen iklim değişikliklerinin hızlı seyri, acil olarak harekete geçilmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede, küresel ısınmayı durdurmak ve geri dönüşü olmayan katastrofik hasarların oluşmasını önlemek için, enerji tüketiminin kontrol altına alınması en önemli çözüm yöntemidir.
Öte yandan Enerjinin günümüz toplumundaki eşsiz ve kritik rolü açıktır. Enerji güvenliğini başka herhangi bir emtia ya da hizmetin güvenliğinden daha önemli kılan şey, enerjiye erişimdeki herhangi bir aksamanın bir ülkeyi devlet güvenliğinden, toplumun işleyişine ve ekonomiye kadar çok katmanlı biçimde derinden etkilemesidir. Ağırlıklı olarak fosil yakıtların, kömür, petrol ve doğal gazın kullanımına dayanan küresel enerji sisteminde, fosil yakıt rezervlerinin kısıtlılığı ve hızla artan küresel enerji talebine cevap vermekte zorlanan enerji arzı ve enerjide yüksek oranda dışa bağımlılık ciddi enerji güvenliği zafiyetlerine neden olmaktadır. Enerji güven(lik)sizliği, politik, askeri ve ekonomik anlamda varoluşsal bir tehdit olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda, enerji temel bir güvenlik unsuruna dönüşmekte, günümüzde yaygın olarak kullanılan deyişle güvenlikleşmektedir.
Sonuç olarak, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ve enerji ile ilgili birbiriyle ilişkili riskler yığını, türlerin varlığını, Ekosistemi ve tüm ülkelerin ulusal güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmekte ve bu sebeple insanlık ve gezegen için en büyük potansiyel tehlikeler arasında değerlendirilmektedir. İklim rejimindeki son gelişmeler, yüzyılın en önemli küresel sorunlarından bir diğeri olan enerji güvenliğini sorununu daha da çetrefil hale getirmektedir. Bu çalışmada, küresel iklim rejiminin tarihsel gelişimi ve en son gelişmeler ayrıntılı olarak gözden geçirilerek Türkiye'nin enerji ve iklim politikalarının yeni iklim rejimi çerçevesinde değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Oysa fosil yakıt ağırlıklı enerji üretimi ve tüketimi atmosferdeki sera gazı birikiminin ve insan kaynaklı küresel ısınmanın başlıca sebebidir. Küresel enerji sisteminin karbondan arındırılmasına ilişkin çabaların sonuca ulaşabilmesi için 2100 yılı işaret edilmekte, uzun dönemde uzun soluklu çabaları gerektirmektedir. Ancak günümüzde hissedilir hale gelen iklim değişikliklerinin hızlı seyri, acil olarak harekete geçilmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede, küresel ısınmayı durdurmak ve geri dönüşü olmayan katastrofik hasarların oluşmasını önlemek için, enerji tüketiminin kontrol altına alınması en önemli çözüm yöntemidir.
Öte yandan Enerjinin günümüz toplumundaki eşsiz ve kritik rolü açıktır. Enerji güvenliğini başka herhangi bir emtia ya da hizmetin güvenliğinden daha önemli kılan şey, enerjiye erişimdeki herhangi bir aksamanın bir ülkeyi devlet güvenliğinden, toplumun işleyişine ve ekonomiye kadar çok katmanlı biçimde derinden etkilemesidir. Ağırlıklı olarak fosil yakıtların, kömür, petrol ve doğal gazın kullanımına dayanan küresel enerji sisteminde, fosil yakıt rezervlerinin kısıtlılığı ve hızla artan küresel enerji talebine cevap vermekte zorlanan enerji arzı ve enerjide yüksek oranda dışa bağımlılık ciddi enerji güvenliği zafiyetlerine neden olmaktadır. Enerji güven(lik)sizliği, politik, askeri ve ekonomik anlamda varoluşsal bir tehdit olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda, enerji temel bir güvenlik unsuruna dönüşmekte, günümüzde yaygın olarak kullanılan deyişle güvenlikleşmektedir.
Sonuç olarak, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ve enerji ile ilgili birbiriyle ilişkili riskler yığını, türlerin varlığını, Ekosistemi ve tüm ülkelerin ulusal güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmekte ve bu sebeple insanlık ve gezegen için en büyük potansiyel tehlikeler arasında değerlendirilmektedir. İklim rejimindeki son gelişmeler, yüzyılın en önemli küresel sorunlarından bir diğeri olan enerji güvenliğini sorununu daha da çetrefil hale getirmektedir. Bu çalışmada, küresel iklim rejiminin tarihsel gelişimi ve en son gelişmeler ayrıntılı olarak gözden geçirilerek Türkiye'nin enerji ve iklim politikalarının yeni iklim rejimi çerçevesinde değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.