9786056487095
385446
https://www.turkishbooks.com/books/kurandan-esintilerle-yakaris-p385446.html
Kur'an'dan Esintilerle Yakarış
3.333
Kitap hakkında:
Kurandan Esintilerle Yakarış kitabı, dua alanında yapılan çalışmalardan farklı olup tamamen Kur'an ayetlerinden esinlenilmiştir. Allah kullarına ayetleriyle seslenirken Kulu da aynı kelimelerle dua şeklinde Allah'a yakarışta bulunmuştur. Deneme türünde kaleme alınan eser bu özelliği ile de bir ilktir. "Kusursuz olan Allah'tır. Eksik, hata, kusur varsa o da kuluna aittir." düstûrundan hareketle yazılan eser herhangi bir iddiada bulunmaz. Kabul olup olmayacağı neticesiyle ilgilenmez. Dua etmeyi, başlı başına en büyük kazanç sayar.
Muhyiddîn-i Arabî (k.s.) hazretlerinden:
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (A.S.)ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder. Çoluk çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun. der.
Hz. Ali (A.S.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş. "Al." der fakire, İhtiyacını karşıla! Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur. Allah aşkına söyle yâ Emîrel-müminin! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali (A.S.) anlatır.
Kurân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Ben de Kurân-ı Kerîmi okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara. Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali (A.S.) hazretlerine, Ben de okudum, ama bir şey değişmiyor, kumlar altın olmuyor. der. Emîrül- Mümînin Hz. Ali (A.S.) boynunu büker, mahcup bir eda ile cevap verir. Ne yapayım? der. Dua aynı dua ama okuyan ağız aynı değildir!
Dua tamam lâkin okuyanın ihlası ve teveccühü tamam değildir! İşte bütün mesele buradadır. Okuyanın ihlasında ve teveccühünde... Aynı dua, aynı iman, aynı ihlas ve aynı teveccühle okunacak ki aynı netice elde edilebilsin. Yoksa kumu altın yapmak gibi bir iksire sahip olabilmek mümkün olmaz.
Yazar hakkında:
15 Ocak 1968de Aksaraya bağlı Ortaköyde dünyaya geldi. İlköğrenimini Harmandalı kasabasında tamamladı.1984te Kırşehir İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Yükseköğrenimine Kırşehir Eğitim Yüksek Okulunda başlayarak 1986da mezun oldu. Aynı yıl Adıyaman Çelikhan Atatürk İlkokulunda sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1987de evlendi. 1991de doğduğu topraklara, Aksaraya atandı. 5 erkek 1 kız çocuğu olan Gedik, 2002den beri Mersin, Bozyazıda Cumhuriyet İlkokulunda görevine devam etmektedir.
Kurandan Esintilerle Yakarış kitabı, dua alanında yapılan çalışmalardan farklı olup tamamen Kur'an ayetlerinden esinlenilmiştir. Allah kullarına ayetleriyle seslenirken Kulu da aynı kelimelerle dua şeklinde Allah'a yakarışta bulunmuştur. Deneme türünde kaleme alınan eser bu özelliği ile de bir ilktir. "Kusursuz olan Allah'tır. Eksik, hata, kusur varsa o da kuluna aittir." düstûrundan hareketle yazılan eser herhangi bir iddiada bulunmaz. Kabul olup olmayacağı neticesiyle ilgilenmez. Dua etmeyi, başlı başına en büyük kazanç sayar.
Muhyiddîn-i Arabî (k.s.) hazretlerinden:
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (A.S.)ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder. Çoluk çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun. der.
Hz. Ali (A.S.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş. "Al." der fakire, İhtiyacını karşıla! Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur. Allah aşkına söyle yâ Emîrel-müminin! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali (A.S.) anlatır.
Kurân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Ben de Kurân-ı Kerîmi okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara. Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali (A.S.) hazretlerine, Ben de okudum, ama bir şey değişmiyor, kumlar altın olmuyor. der. Emîrül- Mümînin Hz. Ali (A.S.) boynunu büker, mahcup bir eda ile cevap verir. Ne yapayım? der. Dua aynı dua ama okuyan ağız aynı değildir!
Dua tamam lâkin okuyanın ihlası ve teveccühü tamam değildir! İşte bütün mesele buradadır. Okuyanın ihlasında ve teveccühünde... Aynı dua, aynı iman, aynı ihlas ve aynı teveccühle okunacak ki aynı netice elde edilebilsin. Yoksa kumu altın yapmak gibi bir iksire sahip olabilmek mümkün olmaz.
Yazar hakkında:
15 Ocak 1968de Aksaraya bağlı Ortaköyde dünyaya geldi. İlköğrenimini Harmandalı kasabasında tamamladı.1984te Kırşehir İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Yükseköğrenimine Kırşehir Eğitim Yüksek Okulunda başlayarak 1986da mezun oldu. Aynı yıl Adıyaman Çelikhan Atatürk İlkokulunda sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1987de evlendi. 1991de doğduğu topraklara, Aksaraya atandı. 5 erkek 1 kız çocuğu olan Gedik, 2002den beri Mersin, Bozyazıda Cumhuriyet İlkokulunda görevine devam etmektedir.
Kitap hakkında:
Kurandan Esintilerle Yakarış kitabı, dua alanında yapılan çalışmalardan farklı olup tamamen Kur'an ayetlerinden esinlenilmiştir. Allah kullarına ayetleriyle seslenirken Kulu da aynı kelimelerle dua şeklinde Allah'a yakarışta bulunmuştur. Deneme türünde kaleme alınan eser bu özelliği ile de bir ilktir. "Kusursuz olan Allah'tır. Eksik, hata, kusur varsa o da kuluna aittir." düstûrundan hareketle yazılan eser herhangi bir iddiada bulunmaz. Kabul olup olmayacağı neticesiyle ilgilenmez. Dua etmeyi, başlı başına en büyük kazanç sayar.
Muhyiddîn-i Arabî (k.s.) hazretlerinden:
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (A.S.)ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder. Çoluk çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun. der.
Hz. Ali (A.S.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş. "Al." der fakire, İhtiyacını karşıla! Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur. Allah aşkına söyle yâ Emîrel-müminin! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali (A.S.) anlatır.
Kurân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Ben de Kurân-ı Kerîmi okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara. Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali (A.S.) hazretlerine, Ben de okudum, ama bir şey değişmiyor, kumlar altın olmuyor. der. Emîrül- Mümînin Hz. Ali (A.S.) boynunu büker, mahcup bir eda ile cevap verir. Ne yapayım? der. Dua aynı dua ama okuyan ağız aynı değildir!
Dua tamam lâkin okuyanın ihlası ve teveccühü tamam değildir! İşte bütün mesele buradadır. Okuyanın ihlasında ve teveccühünde... Aynı dua, aynı iman, aynı ihlas ve aynı teveccühle okunacak ki aynı netice elde edilebilsin. Yoksa kumu altın yapmak gibi bir iksire sahip olabilmek mümkün olmaz.
Yazar hakkında:
15 Ocak 1968de Aksaraya bağlı Ortaköyde dünyaya geldi. İlköğrenimini Harmandalı kasabasında tamamladı.1984te Kırşehir İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Yükseköğrenimine Kırşehir Eğitim Yüksek Okulunda başlayarak 1986da mezun oldu. Aynı yıl Adıyaman Çelikhan Atatürk İlkokulunda sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1987de evlendi. 1991de doğduğu topraklara, Aksaraya atandı. 5 erkek 1 kız çocuğu olan Gedik, 2002den beri Mersin, Bozyazıda Cumhuriyet İlkokulunda görevine devam etmektedir.
Kurandan Esintilerle Yakarış kitabı, dua alanında yapılan çalışmalardan farklı olup tamamen Kur'an ayetlerinden esinlenilmiştir. Allah kullarına ayetleriyle seslenirken Kulu da aynı kelimelerle dua şeklinde Allah'a yakarışta bulunmuştur. Deneme türünde kaleme alınan eser bu özelliği ile de bir ilktir. "Kusursuz olan Allah'tır. Eksik, hata, kusur varsa o da kuluna aittir." düstûrundan hareketle yazılan eser herhangi bir iddiada bulunmaz. Kabul olup olmayacağı neticesiyle ilgilenmez. Dua etmeyi, başlı başına en büyük kazanç sayar.
Muhyiddîn-i Arabî (k.s.) hazretlerinden:
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (A.S.)ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder. Çoluk çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun. der.
Hz. Ali (A.S.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş. "Al." der fakire, İhtiyacını karşıla! Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur. Allah aşkına söyle yâ Emîrel-müminin! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali (A.S.) anlatır.
Kurân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Ben de Kurân-ı Kerîmi okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara. Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali (A.S.) hazretlerine, Ben de okudum, ama bir şey değişmiyor, kumlar altın olmuyor. der. Emîrül- Mümînin Hz. Ali (A.S.) boynunu büker, mahcup bir eda ile cevap verir. Ne yapayım? der. Dua aynı dua ama okuyan ağız aynı değildir!
Dua tamam lâkin okuyanın ihlası ve teveccühü tamam değildir! İşte bütün mesele buradadır. Okuyanın ihlasında ve teveccühünde... Aynı dua, aynı iman, aynı ihlas ve aynı teveccühle okunacak ki aynı netice elde edilebilsin. Yoksa kumu altın yapmak gibi bir iksire sahip olabilmek mümkün olmaz.
Yazar hakkında:
15 Ocak 1968de Aksaraya bağlı Ortaköyde dünyaya geldi. İlköğrenimini Harmandalı kasabasında tamamladı.1984te Kırşehir İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Yükseköğrenimine Kırşehir Eğitim Yüksek Okulunda başlayarak 1986da mezun oldu. Aynı yıl Adıyaman Çelikhan Atatürk İlkokulunda sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1987de evlendi. 1991de doğduğu topraklara, Aksaraya atandı. 5 erkek 1 kız çocuğu olan Gedik, 2002den beri Mersin, Bozyazıda Cumhuriyet İlkokulunda görevine devam etmektedir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.