Kur'an-ı Kerim ve Samî Dillerinde Ortak Sözcükler

Stok Kodu:
9786257884310
Boyut:
160-240
Sayfa Sayısı:
470
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
22.05
17.64
9786257884310
510766
Kur'an-ı Kerim ve Samî Dillerinde Ortak Sözcükler
Kur'an-ı Kerim ve Samî Dillerinde Ortak Sözcükler
17.64
Mana ve lafız bütünlüğü olan Kur'ân-ı Kerim, bir Müslüman için îmân, ahlak, amel ve tefekkür
kaynağıdır. Aynı zamanda her çağın insanının gaybî ve şuhûdî ihtiyaçlarına cevap verme
özelliğini de bünyesinde barındıran ilâhî kelâmın bilimsel araştırmalara konu olması elbette
kaçınılmazdır. Bu itibarla onun üzerine yapılan anlamaya ve yaşamaya yönelik uğraşıların
tümünün oldukça kıymetli olarak addedilmesi gerekir.
Dilbilimsel alanda meydana gelen modern usullere dayalı çalışmalar ve sonuçları, Kur'ân-ı
Kerim'in ilgili sahada yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatini uyandırmıştır. Sadece
Müslümanlarda değil, aynı zamanda -ve onlardan daha önce- özellikle batılı şarkiyatçılarda da
söz konusu kanaat uyanmaya başlamıştır. Bu sahada bilhassa Kur'ân-ı Kerim'in kavramlarının
merkeze alındığını bariz bir şekilde müşâhede etmekteyiz. Arthur Jeffery'nin The Foreign
Vocabulary of the Qur'ân başlığını taşıyan eseri, tüm eleştirilere rağmen esasen bilimsel olarak
hazırlanmış bir doktora çalışması olup az önce işaret ettiğimiz hususun bir örneği olarak
görülebilir. Konu ile ilgili çalışmaları yaparken Jeffery gibi şarkiyatçıların Kur'ân-ı Kerim'in
önceki dinlerin değerlerinden esinlenerek oluşturulduğu şeklindeki kabullerini ispatlamak için
onun kaynaklarını dil vasıtasıyla ortaya çıkarmak gibi bir amaç zihinlerinin bir köşesinde daima
varlığını korumuştur. Pek tabidir ki böylesi bir hedefin ister istemez dilbilimsel araştırmaların
sonuçlarına aynı doğrultuda yansımaması beklenemezdi. Onlar saha ile ilgili çalışmalarını ne
maksatla yaparlarsa yapsınlar, sonuçta ilahî kelamın lafızları manalarıyla bir bütün olarak
kıyamete kadar tüm insanlığın iman, amel, ahlak ve tefekkür boyutundaki tüm ihtiyaçlarına cevap vermeye devam edecektir.
Modern dönemlerde İslâm dünyasında Kur'ân kavramlarının Sâmî dilleri ekseninde çalışılması
mevzuu, ilim çevrelerince yeterli ilgiyi maalesef görebilmiş değildir. Elbette bunun birçok sebebi
olabilir. Fakat sebep ne olursa olsun kavramların Sâmî dilleriyle mukayeseli olarak
değerlendirilmesi, Kur'ân araştırmacılarının gündemine gelme noktasında oldukça geç bırakılmış
bir husus olduğu için ister istemez bu saha ile ilgili batılı müelliflerin çalışmaları epeyce bir süre
daha önemini korumaya devam edecek gibi gözükmektedir. Bu durumda Müslüman ilim
adamlarının da en az batılılar kadar bu sahada etkin ve yetkin olmasının hem ümidimiz hem de
hedefimiz olması gerektiği kanaatini taşımaktayız.
Mana ve lafız bütünlüğü olan Kur'ân-ı Kerim, bir Müslüman için îmân, ahlak, amel ve tefekkür
kaynağıdır. Aynı zamanda her çağın insanının gaybî ve şuhûdî ihtiyaçlarına cevap verme
özelliğini de bünyesinde barındıran ilâhî kelâmın bilimsel araştırmalara konu olması elbette
kaçınılmazdır. Bu itibarla onun üzerine yapılan anlamaya ve yaşamaya yönelik uğraşıların
tümünün oldukça kıymetli olarak addedilmesi gerekir.
Dilbilimsel alanda meydana gelen modern usullere dayalı çalışmalar ve sonuçları, Kur'ân-ı
Kerim'in ilgili sahada yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatini uyandırmıştır. Sadece
Müslümanlarda değil, aynı zamanda -ve onlardan daha önce- özellikle batılı şarkiyatçılarda da
söz konusu kanaat uyanmaya başlamıştır. Bu sahada bilhassa Kur'ân-ı Kerim'in kavramlarının
merkeze alındığını bariz bir şekilde müşâhede etmekteyiz. Arthur Jeffery'nin The Foreign
Vocabulary of the Qur'ân başlığını taşıyan eseri, tüm eleştirilere rağmen esasen bilimsel olarak
hazırlanmış bir doktora çalışması olup az önce işaret ettiğimiz hususun bir örneği olarak
görülebilir. Konu ile ilgili çalışmaları yaparken Jeffery gibi şarkiyatçıların Kur'ân-ı Kerim'in
önceki dinlerin değerlerinden esinlenerek oluşturulduğu şeklindeki kabullerini ispatlamak için
onun kaynaklarını dil vasıtasıyla ortaya çıkarmak gibi bir amaç zihinlerinin bir köşesinde daima
varlığını korumuştur. Pek tabidir ki böylesi bir hedefin ister istemez dilbilimsel araştırmaların
sonuçlarına aynı doğrultuda yansımaması beklenemezdi. Onlar saha ile ilgili çalışmalarını ne
maksatla yaparlarsa yapsınlar, sonuçta ilahî kelamın lafızları manalarıyla bir bütün olarak
kıyamete kadar tüm insanlığın iman, amel, ahlak ve tefekkür boyutundaki tüm ihtiyaçlarına cevap vermeye devam edecektir.
Modern dönemlerde İslâm dünyasında Kur'ân kavramlarının Sâmî dilleri ekseninde çalışılması
mevzuu, ilim çevrelerince yeterli ilgiyi maalesef görebilmiş değildir. Elbette bunun birçok sebebi
olabilir. Fakat sebep ne olursa olsun kavramların Sâmî dilleriyle mukayeseli olarak
değerlendirilmesi, Kur'ân araştırmacılarının gündemine gelme noktasında oldukça geç bırakılmış
bir husus olduğu için ister istemez bu saha ile ilgili batılı müelliflerin çalışmaları epeyce bir süre
daha önemini korumaya devam edecek gibi gözükmektedir. Bu durumda Müslüman ilim
adamlarının da en az batılılar kadar bu sahada etkin ve yetkin olmasının hem ümidimiz hem de
hedefimiz olması gerektiği kanaatini taşımaktayız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat