3000905101249
59535
https://www.turkishbooks.com/books/kuran-i-kerim-turkce-meali-samuha-ciltsiz-cep-boy-p59535.html
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Şamuha Ciltsiz Cep Boy)
1.026
Tefsir tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Elmalılı Hamdi Yazır Efendi, Antalyanın Elmalı kazasında doğdu. İlk tahsilini burada yaptı. Hafızlığını yapıp temel İslami ilimleri aldıktan sonra İstanbula geldi. Mekteb-i Nüvvabtan birincilikle mezun oldu ve kadı icazetnamesi aldı. Bir yandan Meşihat dairesinde görev yaparken, diğer yandan medresede çeşitli dersler okuttu. Aynı yıllarda dışarıdan felsefe, edebiyat ve matematik tahsil etti. Sami ve Arif Efendilerden hat dersi aldı. Tefsirindeki Kuran hattı kendi el yazısıdır. Daha sonra Darul- Hikmetil-İslamiyye üyeliğine, ardından da başkanlığına tayin edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisince kararlaştırılan ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından teklif edilen 10 ciltlik Hak Dini Kuran Dili adlı eşsiz büyük tefsirini yazdı. Bu eserini 12 yılda tamamladı. İlk defa 1936 yılında basıldı. 1960 yılında da oğlu Muhtar Yazır tarafından orijinali değiştirilmeden ikinci baskısı yapıldı.
İşte bu meal bu tefsirin içindeki mealden sadeleştirilmiştir. Elmalı tefsiri ve meali Türkiye için sahasında baş yapıt olduğunda şüphe yoktur. Okuyucularımızın da bunu bildikleri için Elmalı mealini tercih ettiklerini gayet iyi anlıyoruz. Bunda da haklılar. Elmalı meali benzetmede hata olmasın, Osmanlı dönemi içindeki benzer eserler arasında diğerlerinki ile Fuzulinin eseri gibidir.
İşte bu niteliğinden dolayıdır ki meal bizim gördüğümüz kadarı ile şu özellikleri taşımaktadır:
1 Meal, on ciltlik bir tefsirin içinde yazıldığı için gerekirse ileride açıklanacağı mülahazası ile rahat yazılmıştır.
2 Lafızdan çok manaya önem verilmiştir.
3 Şiirsel bir dille yazılmıştır. Şurası bir gerçektir ki Kuran- ı Kerim şiir değildir. Ancak kendine has fasıla denen ve düz yazıdaki secileri karşılayan tarafı gayet açıktır. İşte Elmalı Merhum bu ahengi Türkçe mealinde de vermek istemiştir. Bunu kitabın her tarafında görmek mümkün olduğu gibi daha çok kısa surelerde açıkça görmekteyiz.
4 Bir önceki maddedeki şiirselliği korumak için konuşur gibi devrik cümle kullanıyor.
5 Yine bu özelliği kaçırmamak için şiirselliği temin eden kelimeyi kullanıyor, bir kapalılık kalırsa parantez içinde açıklıyor.
6 Biz de bu özelliğinin korunması için gerekmediği yerde hiç değişikliğe gitmedik ve gerekirse kelimenin veya cümlenin yanına taksim (/) işareti ile kısaca açıklama yaptık.
7 Elmalı daha çok Türkçe deyimle karşılık veriyor.
8 Bazen Arapça kelimenin yanında Türkçesini de beraber veriyor; mesela korunma takva, sapıklık dalalet, muhsin iyiliksever ve mesuliyet ve sorumluluk gibi.
9 Mealdeki güzellik ve akıcılık bozulmasın diye gerekmedikçe müdahale edilmedi. Ancak bir veya iki yerde bizce mealde hata ihtimali görüldü ise düzeltilmeğe çalışıldı.
10 Elmalı Esma-i Hüsnaları aynen verdiği için, onların kısa açıklamaları yapılması tarafımızdan uygun görüldü.
Tefsir tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Elmalılı Hamdi Yazır Efendi, Antalyanın Elmalı kazasında doğdu. İlk tahsilini burada yaptı. Hafızlığını yapıp temel İslami ilimleri aldıktan sonra İstanbula geldi. Mekteb-i Nüvvabtan birincilikle mezun oldu ve kadı icazetnamesi aldı. Bir yandan Meşihat dairesinde görev yaparken, diğer yandan medresede çeşitli dersler okuttu. Aynı yıllarda dışarıdan felsefe, edebiyat ve matematik tahsil etti. Sami ve Arif Efendilerden hat dersi aldı. Tefsirindeki Kuran hattı kendi el yazısıdır. Daha sonra Darul- Hikmetil-İslamiyye üyeliğine, ardından da başkanlığına tayin edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisince kararlaştırılan ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından teklif edilen 10 ciltlik Hak Dini Kuran Dili adlı eşsiz büyük tefsirini yazdı. Bu eserini 12 yılda tamamladı. İlk defa 1936 yılında basıldı. 1960 yılında da oğlu Muhtar Yazır tarafından orijinali değiştirilmeden ikinci baskısı yapıldı.
İşte bu meal bu tefsirin içindeki mealden sadeleştirilmiştir. Elmalı tefsiri ve meali Türkiye için sahasında baş yapıt olduğunda şüphe yoktur. Okuyucularımızın da bunu bildikleri için Elmalı mealini tercih ettiklerini gayet iyi anlıyoruz. Bunda da haklılar. Elmalı meali benzetmede hata olmasın, Osmanlı dönemi içindeki benzer eserler arasında diğerlerinki ile Fuzulinin eseri gibidir.
İşte bu niteliğinden dolayıdır ki meal bizim gördüğümüz kadarı ile şu özellikleri taşımaktadır:
1 Meal, on ciltlik bir tefsirin içinde yazıldığı için gerekirse ileride açıklanacağı mülahazası ile rahat yazılmıştır.
2 Lafızdan çok manaya önem verilmiştir.
3 Şiirsel bir dille yazılmıştır. Şurası bir gerçektir ki Kuran- ı Kerim şiir değildir. Ancak kendine has fasıla denen ve düz yazıdaki secileri karşılayan tarafı gayet açıktır. İşte Elmalı Merhum bu ahengi Türkçe mealinde de vermek istemiştir. Bunu kitabın her tarafında görmek mümkün olduğu gibi daha çok kısa surelerde açıkça görmekteyiz.
4 Bir önceki maddedeki şiirselliği korumak için konuşur gibi devrik cümle kullanıyor.
5 Yine bu özelliği kaçırmamak için şiirselliği temin eden kelimeyi kullanıyor, bir kapalılık kalırsa parantez içinde açıklıyor.
6 Biz de bu özelliğinin korunması için gerekmediği yerde hiç değişikliğe gitmedik ve gerekirse kelimenin veya cümlenin yanına taksim (/) işareti ile kısaca açıklama yaptık.
7 Elmalı daha çok Türkçe deyimle karşılık veriyor.
8 Bazen Arapça kelimenin yanında Türkçesini de beraber veriyor; mesela korunma takva, sapıklık dalalet, muhsin iyiliksever ve mesuliyet ve sorumluluk gibi.
9 Mealdeki güzellik ve akıcılık bozulmasın diye gerekmedikçe müdahale edilmedi. Ancak bir veya iki yerde bizce mealde hata ihtimali görüldü ise düzeltilmeğe çalışıldı.
10 Elmalı Esma-i Hüsnaları aynen verdiği için, onların kısa açıklamaları yapılması tarafımızdan uygun görüldü.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.