Kumkuma

Stok Kodu:
9786051853024
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
167
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2021-09
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.90
5.52
9786051853024
453171
Kumkuma
Kumkuma
5.52
Selim İleri'den dorukta bir dil ve anlatış şöleni: Kapkara alayın eşliğinde ölümsüzlük!



Hazin bir azap günü, yine sonbaharda, üzüntüler cümleleri parçalıyor. Hayat bir yanıltı. Uzak, her şey çok uzak!



Bebek'teki üçüz yalı, Çamlıca'daki bülbül yuvası köşk, Maçka Palas'ta salon-salamanje...

Ulu Şair nereye adım atsa; her köşeden üstüne üstüne gelen Samipaşazâde Sezai'ler, Namık Kemal'ler, Halid Ziya'lar, II. Abdülhamid'ler, Abdülmecid Efendi'ler, Ahmed Hâşim'ler, Nurullah Ataç'lar, ötekiler! Bir ihtiyarın dehşetengiz akşamı başlıyor.



Kumkuma, sevilmek, unutulmamak isteyen

Şair-i Âzam'ın haykırış metni:



"Şimdiki yirmi birinci asrımızda tekrar ziyaret edeyim dedim, hiç değilse mâzinin hatıralarına. Kendimi tanıttımsa da tanıyanım çıkmadı; fakat yaşlı adamın, yorgun, bastonuyla bile yürüyemeyen, ricasını kırmadılar. Köşkü bomboş buldum! O muhteşem âvizeler, ışıl ışıl aynalar, duvarların ruhsuzluğunu örten o caanım tablolar yok olmuş! Geriye ölüm kalmış, köşkün de ölümü. Köşk ölüsünden yıkılıp giderek kaçtım..."



"Yapılacak

hiçbir şey yok. Elem hiçbir şekilde engellenemez. Akşam ruha

sızı verdi.

Elden bir şey gelmez."
Selim İleri'den dorukta bir dil ve anlatış şöleni: Kapkara alayın eşliğinde ölümsüzlük!



Hazin bir azap günü, yine sonbaharda, üzüntüler cümleleri parçalıyor. Hayat bir yanıltı. Uzak, her şey çok uzak!



Bebek'teki üçüz yalı, Çamlıca'daki bülbül yuvası köşk, Maçka Palas'ta salon-salamanje...

Ulu Şair nereye adım atsa; her köşeden üstüne üstüne gelen Samipaşazâde Sezai'ler, Namık Kemal'ler, Halid Ziya'lar, II. Abdülhamid'ler, Abdülmecid Efendi'ler, Ahmed Hâşim'ler, Nurullah Ataç'lar, ötekiler! Bir ihtiyarın dehşetengiz akşamı başlıyor.



Kumkuma, sevilmek, unutulmamak isteyen

Şair-i Âzam'ın haykırış metni:



"Şimdiki yirmi birinci asrımızda tekrar ziyaret edeyim dedim, hiç değilse mâzinin hatıralarına. Kendimi tanıttımsa da tanıyanım çıkmadı; fakat yaşlı adamın, yorgun, bastonuyla bile yürüyemeyen, ricasını kırmadılar. Köşkü bomboş buldum! O muhteşem âvizeler, ışıl ışıl aynalar, duvarların ruhsuzluğunu örten o caanım tablolar yok olmuş! Geriye ölüm kalmış, köşkün de ölümü. Köşk ölüsünden yıkılıp giderek kaçtım..."



"Yapılacak

hiçbir şey yok. Elem hiçbir şekilde engellenemez. Akşam ruha

sızı verdi.

Elden bir şey gelmez."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat