9786052853450
592985
https://www.turkishbooks.com/books/kumdan-salincak-p592985.html
Kumdan Salıncak
7.92
Bir kitap, kaderi değiştirebilir mi?
Ürkütücü ve gizemli olayları mizahla harmanlayarak kendine özgü bir edebiyat tarzı yaratan Hanzade Servi'den, ağırlaşan sırların, sessizliğe gömülmüş acıların, 'keşke ben de aralarında olsaydım' diyeceğiniz türden yakın dostlukların ve yıllardır hiç dağılmadan duran bir kum yığınının yürek burkan hikayesi: Kumdan Salıncak.
Kumdan bir salıncak ve her sallanışında uçuşup giden kum taneleri ile birlikte yavaş yavaş yok olup sonsuzluğa karışan küçük bir kız...
Öyküleri ve romanlarıyla büyük bir okur kitlesi yakalayan Hanzade Servi, terk edilmiş bir oteli merkez aldığı Kumdan Salıncak adlı kitabında, önemli bir soru üzerine düşünmeye yönlendiriyor okurlarını: 'Bir kitap, kaderi değiştirebilir mi?' Yazara göre, eğer kum taneciklerinin sonsuzluğa taşıdığı yalnız bir kızın hazin öyküsünü okuyan iki kardeşin kaderini değiştirmeyi başardıysa bu düşünce mümkün olabilir. Ancak yine de buna inanıp inanmamak sizin elinizde. İyisi mi bu gerçeği keşfetmek için yazarın büyük bir ustalıkla üzerini örttüğü sırların bir bir açığa çıkmasını bekleyelim...
Sırlar her zaman çekicidir. İnsan her ne kadar sakladığı gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkacağından korksa da sırlarından asla vazgeçmez. Oysa saklanan şeylerin en sevdiği oyun, bir gün ortaya çıkmaktır. Peki, bir kum yığını, içindeki sırları ne kadar tutabilir?
Anadolu'nun küçük bir kasabasında kaderine terk edilmiş Salkımsöğüt Oteli, geçmişte yaşadığı görkemli günlere inat dimdik ayakta durmaya çalışırken, boş koridorları Kartal, Yaşın ve Örsay adındaki üç yakın arkadaşın ayak sesleri ile yankılanıyor. Yaşın'ın, odalardan birinde yer alan gizli bir oyukta bulduğu 8 yaşında işitme engelli küçük bir kızın günlüğü, peşi sıra gelecek gizemli olayların istemeden de olsa açığa çıkmasına ön ayak oluyor. 1963 yılında kaleme alınmış bu günlük, içerisinde, iki farklı ailenin hayatını altüst eden ve yazgısını değiştiren pek çok sır barındırıyor. Küçük dilsiz bir kızın yıllarca gizlediği hazinesini gün ışığına çıkarmanın heyecanı içerisindeki Yaşın kendini tutamayarak günlüğü okuyor. Üstelik, günlükte yazılanların kendi anne babasının geçmişi ile kesişen yakınlığını hiç tahmin etmeden...
Okurlar, günlüğün sahibinin gizli hazinesini bırakıp nereye gitmiş olabileceği üzerine kafa yorarken, başka bir şehirde Yıldız adında dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen bir kız çocuğu doğum gününü kutlamaya hazırlanıyor. Kendisinin davet etmediği misafirler nedeniyle doğum günü partisi berbat olmaya yüz tutmuşken, Salkımsöğüt Oteli'nin sakladığı gizler de bir bir açığa çıkmaya başlıyor. Aslında gerçek şu ki, Anadolu'daki bir kasabada ıssızlığa mahkum edilmiş bir otelle şehirli zengin bir ailenin güzel malikanelerinde yaşanan olaylar birbirlerine çok uzak görünseler de bir günlüğün sayfalarında yazan gerçekler kadar yakınlar...
Salkımsöğüt Oteli, karanlık geçmişine kalın bir sünger çekip eski misafirlerini ağırlamak için gün sayıyor: Zamansız ölümlere, vazgeçişlere, hayal kırıklıklarına, büyük aşklara, ayrılıklara, güçlü dostluklara ve asla unutulmayacak kötü anıların bile engelleyemediği umut dolu gelecek düşlere ev sahipliği yapan bu gizemli otel sizleri çağırıyor...
Bu kitabı okuduktan sonra, kum yığınlarının yanından öylece geçip gidemeyeceksiniz.
Ürkütücü ve gizemli olayları mizahla harmanlayarak kendine özgü bir edebiyat tarzı yaratan Hanzade Servi'den, ağırlaşan sırların, sessizliğe gömülmüş acıların, 'keşke ben de aralarında olsaydım' diyeceğiniz türden yakın dostlukların ve yıllardır hiç dağılmadan duran bir kum yığınının yürek burkan hikayesi: Kumdan Salıncak.
Kumdan bir salıncak ve her sallanışında uçuşup giden kum taneleri ile birlikte yavaş yavaş yok olup sonsuzluğa karışan küçük bir kız...
Öyküleri ve romanlarıyla büyük bir okur kitlesi yakalayan Hanzade Servi, terk edilmiş bir oteli merkez aldığı Kumdan Salıncak adlı kitabında, önemli bir soru üzerine düşünmeye yönlendiriyor okurlarını: 'Bir kitap, kaderi değiştirebilir mi?' Yazara göre, eğer kum taneciklerinin sonsuzluğa taşıdığı yalnız bir kızın hazin öyküsünü okuyan iki kardeşin kaderini değiştirmeyi başardıysa bu düşünce mümkün olabilir. Ancak yine de buna inanıp inanmamak sizin elinizde. İyisi mi bu gerçeği keşfetmek için yazarın büyük bir ustalıkla üzerini örttüğü sırların bir bir açığa çıkmasını bekleyelim...
Sırlar her zaman çekicidir. İnsan her ne kadar sakladığı gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkacağından korksa da sırlarından asla vazgeçmez. Oysa saklanan şeylerin en sevdiği oyun, bir gün ortaya çıkmaktır. Peki, bir kum yığını, içindeki sırları ne kadar tutabilir?
Anadolu'nun küçük bir kasabasında kaderine terk edilmiş Salkımsöğüt Oteli, geçmişte yaşadığı görkemli günlere inat dimdik ayakta durmaya çalışırken, boş koridorları Kartal, Yaşın ve Örsay adındaki üç yakın arkadaşın ayak sesleri ile yankılanıyor. Yaşın'ın, odalardan birinde yer alan gizli bir oyukta bulduğu 8 yaşında işitme engelli küçük bir kızın günlüğü, peşi sıra gelecek gizemli olayların istemeden de olsa açığa çıkmasına ön ayak oluyor. 1963 yılında kaleme alınmış bu günlük, içerisinde, iki farklı ailenin hayatını altüst eden ve yazgısını değiştiren pek çok sır barındırıyor. Küçük dilsiz bir kızın yıllarca gizlediği hazinesini gün ışığına çıkarmanın heyecanı içerisindeki Yaşın kendini tutamayarak günlüğü okuyor. Üstelik, günlükte yazılanların kendi anne babasının geçmişi ile kesişen yakınlığını hiç tahmin etmeden...
Okurlar, günlüğün sahibinin gizli hazinesini bırakıp nereye gitmiş olabileceği üzerine kafa yorarken, başka bir şehirde Yıldız adında dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen bir kız çocuğu doğum gününü kutlamaya hazırlanıyor. Kendisinin davet etmediği misafirler nedeniyle doğum günü partisi berbat olmaya yüz tutmuşken, Salkımsöğüt Oteli'nin sakladığı gizler de bir bir açığa çıkmaya başlıyor. Aslında gerçek şu ki, Anadolu'daki bir kasabada ıssızlığa mahkum edilmiş bir otelle şehirli zengin bir ailenin güzel malikanelerinde yaşanan olaylar birbirlerine çok uzak görünseler de bir günlüğün sayfalarında yazan gerçekler kadar yakınlar...
Salkımsöğüt Oteli, karanlık geçmişine kalın bir sünger çekip eski misafirlerini ağırlamak için gün sayıyor: Zamansız ölümlere, vazgeçişlere, hayal kırıklıklarına, büyük aşklara, ayrılıklara, güçlü dostluklara ve asla unutulmayacak kötü anıların bile engelleyemediği umut dolu gelecek düşlere ev sahipliği yapan bu gizemli otel sizleri çağırıyor...
Bu kitabı okuduktan sonra, kum yığınlarının yanından öylece geçip gidemeyeceksiniz.
Bir kitap, kaderi değiştirebilir mi?
Ürkütücü ve gizemli olayları mizahla harmanlayarak kendine özgü bir edebiyat tarzı yaratan Hanzade Servi'den, ağırlaşan sırların, sessizliğe gömülmüş acıların, 'keşke ben de aralarında olsaydım' diyeceğiniz türden yakın dostlukların ve yıllardır hiç dağılmadan duran bir kum yığınının yürek burkan hikayesi: Kumdan Salıncak.
Kumdan bir salıncak ve her sallanışında uçuşup giden kum taneleri ile birlikte yavaş yavaş yok olup sonsuzluğa karışan küçük bir kız...
Öyküleri ve romanlarıyla büyük bir okur kitlesi yakalayan Hanzade Servi, terk edilmiş bir oteli merkez aldığı Kumdan Salıncak adlı kitabında, önemli bir soru üzerine düşünmeye yönlendiriyor okurlarını: 'Bir kitap, kaderi değiştirebilir mi?' Yazara göre, eğer kum taneciklerinin sonsuzluğa taşıdığı yalnız bir kızın hazin öyküsünü okuyan iki kardeşin kaderini değiştirmeyi başardıysa bu düşünce mümkün olabilir. Ancak yine de buna inanıp inanmamak sizin elinizde. İyisi mi bu gerçeği keşfetmek için yazarın büyük bir ustalıkla üzerini örttüğü sırların bir bir açığa çıkmasını bekleyelim...
Sırlar her zaman çekicidir. İnsan her ne kadar sakladığı gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkacağından korksa da sırlarından asla vazgeçmez. Oysa saklanan şeylerin en sevdiği oyun, bir gün ortaya çıkmaktır. Peki, bir kum yığını, içindeki sırları ne kadar tutabilir?
Anadolu'nun küçük bir kasabasında kaderine terk edilmiş Salkımsöğüt Oteli, geçmişte yaşadığı görkemli günlere inat dimdik ayakta durmaya çalışırken, boş koridorları Kartal, Yaşın ve Örsay adındaki üç yakın arkadaşın ayak sesleri ile yankılanıyor. Yaşın'ın, odalardan birinde yer alan gizli bir oyukta bulduğu 8 yaşında işitme engelli küçük bir kızın günlüğü, peşi sıra gelecek gizemli olayların istemeden de olsa açığa çıkmasına ön ayak oluyor. 1963 yılında kaleme alınmış bu günlük, içerisinde, iki farklı ailenin hayatını altüst eden ve yazgısını değiştiren pek çok sır barındırıyor. Küçük dilsiz bir kızın yıllarca gizlediği hazinesini gün ışığına çıkarmanın heyecanı içerisindeki Yaşın kendini tutamayarak günlüğü okuyor. Üstelik, günlükte yazılanların kendi anne babasının geçmişi ile kesişen yakınlığını hiç tahmin etmeden...
Okurlar, günlüğün sahibinin gizli hazinesini bırakıp nereye gitmiş olabileceği üzerine kafa yorarken, başka bir şehirde Yıldız adında dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen bir kız çocuğu doğum gününü kutlamaya hazırlanıyor. Kendisinin davet etmediği misafirler nedeniyle doğum günü partisi berbat olmaya yüz tutmuşken, Salkımsöğüt Oteli'nin sakladığı gizler de bir bir açığa çıkmaya başlıyor. Aslında gerçek şu ki, Anadolu'daki bir kasabada ıssızlığa mahkum edilmiş bir otelle şehirli zengin bir ailenin güzel malikanelerinde yaşanan olaylar birbirlerine çok uzak görünseler de bir günlüğün sayfalarında yazan gerçekler kadar yakınlar...
Salkımsöğüt Oteli, karanlık geçmişine kalın bir sünger çekip eski misafirlerini ağırlamak için gün sayıyor: Zamansız ölümlere, vazgeçişlere, hayal kırıklıklarına, büyük aşklara, ayrılıklara, güçlü dostluklara ve asla unutulmayacak kötü anıların bile engelleyemediği umut dolu gelecek düşlere ev sahipliği yapan bu gizemli otel sizleri çağırıyor...
Bu kitabı okuduktan sonra, kum yığınlarının yanından öylece geçip gidemeyeceksiniz.
Ürkütücü ve gizemli olayları mizahla harmanlayarak kendine özgü bir edebiyat tarzı yaratan Hanzade Servi'den, ağırlaşan sırların, sessizliğe gömülmüş acıların, 'keşke ben de aralarında olsaydım' diyeceğiniz türden yakın dostlukların ve yıllardır hiç dağılmadan duran bir kum yığınının yürek burkan hikayesi: Kumdan Salıncak.
Kumdan bir salıncak ve her sallanışında uçuşup giden kum taneleri ile birlikte yavaş yavaş yok olup sonsuzluğa karışan küçük bir kız...
Öyküleri ve romanlarıyla büyük bir okur kitlesi yakalayan Hanzade Servi, terk edilmiş bir oteli merkez aldığı Kumdan Salıncak adlı kitabında, önemli bir soru üzerine düşünmeye yönlendiriyor okurlarını: 'Bir kitap, kaderi değiştirebilir mi?' Yazara göre, eğer kum taneciklerinin sonsuzluğa taşıdığı yalnız bir kızın hazin öyküsünü okuyan iki kardeşin kaderini değiştirmeyi başardıysa bu düşünce mümkün olabilir. Ancak yine de buna inanıp inanmamak sizin elinizde. İyisi mi bu gerçeği keşfetmek için yazarın büyük bir ustalıkla üzerini örttüğü sırların bir bir açığa çıkmasını bekleyelim...
Sırlar her zaman çekicidir. İnsan her ne kadar sakladığı gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkacağından korksa da sırlarından asla vazgeçmez. Oysa saklanan şeylerin en sevdiği oyun, bir gün ortaya çıkmaktır. Peki, bir kum yığını, içindeki sırları ne kadar tutabilir?
Anadolu'nun küçük bir kasabasında kaderine terk edilmiş Salkımsöğüt Oteli, geçmişte yaşadığı görkemli günlere inat dimdik ayakta durmaya çalışırken, boş koridorları Kartal, Yaşın ve Örsay adındaki üç yakın arkadaşın ayak sesleri ile yankılanıyor. Yaşın'ın, odalardan birinde yer alan gizli bir oyukta bulduğu 8 yaşında işitme engelli küçük bir kızın günlüğü, peşi sıra gelecek gizemli olayların istemeden de olsa açığa çıkmasına ön ayak oluyor. 1963 yılında kaleme alınmış bu günlük, içerisinde, iki farklı ailenin hayatını altüst eden ve yazgısını değiştiren pek çok sır barındırıyor. Küçük dilsiz bir kızın yıllarca gizlediği hazinesini gün ışığına çıkarmanın heyecanı içerisindeki Yaşın kendini tutamayarak günlüğü okuyor. Üstelik, günlükte yazılanların kendi anne babasının geçmişi ile kesişen yakınlığını hiç tahmin etmeden...
Okurlar, günlüğün sahibinin gizli hazinesini bırakıp nereye gitmiş olabileceği üzerine kafa yorarken, başka bir şehirde Yıldız adında dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen bir kız çocuğu doğum gününü kutlamaya hazırlanıyor. Kendisinin davet etmediği misafirler nedeniyle doğum günü partisi berbat olmaya yüz tutmuşken, Salkımsöğüt Oteli'nin sakladığı gizler de bir bir açığa çıkmaya başlıyor. Aslında gerçek şu ki, Anadolu'daki bir kasabada ıssızlığa mahkum edilmiş bir otelle şehirli zengin bir ailenin güzel malikanelerinde yaşanan olaylar birbirlerine çok uzak görünseler de bir günlüğün sayfalarında yazan gerçekler kadar yakınlar...
Salkımsöğüt Oteli, karanlık geçmişine kalın bir sünger çekip eski misafirlerini ağırlamak için gün sayıyor: Zamansız ölümlere, vazgeçişlere, hayal kırıklıklarına, büyük aşklara, ayrılıklara, güçlü dostluklara ve asla unutulmayacak kötü anıların bile engelleyemediği umut dolu gelecek düşlere ev sahipliği yapan bu gizemli otel sizleri çağırıyor...
Bu kitabı okuduktan sonra, kum yığınlarının yanından öylece geçip gidemeyeceksiniz.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.