9786056971464
482345
https://www.turkishbooks.com/books/kucuk-kasifin-maceralari-p482345.html
Küçük Kaşif'in Maceraları
5.28
"Ben kuşlara izin vermem. Uzun kollarım var. Bir çırpıda ürkütürüm. Yapraklarım konmalarına
izin vermez. Sen kendine bak ihtiyar."
Bir başka ses daha karıştı sohbetlerine. Sakin gibi göründüğüme aldanmayın. Bir fırtına da hırçın
rüzgâr olurum. Kelebeklerimize zarar verenleri sararan sonbahar yaprağı gibi oradan oraya
savururuz. Sonra nereye düşeceğini seçemez bile. "
Neler oluyordu. Küçük Kâşif'le arkadaşı donup kalmışlardı. Kaskatı kesilmişlerdi. Birden komşu
olan küme şeklinde dizilmiş pamuktan bulutlara dalınca kendine geldiler. Bu konuşanlar bulutlar
olamazdı. Onlar adeta dans ediyor. Oradan oraya sürükleniyorlardı. Bazıları dağlara tutunuyor,
savrulmak istemiyordu. Çok sevmişti galiba dağları. Ayrılmak onlar için ölüm olsa gerek. Hem
aralarında türkü söylüyorlardı. Müziği de rüzgâr kardeşleri çalıyordu. Ne güzel bir ahenk
oluşturmuşlardı.
"Küçük Kâşif biliyor musun?"
izin vermez. Sen kendine bak ihtiyar."
Bir başka ses daha karıştı sohbetlerine. Sakin gibi göründüğüme aldanmayın. Bir fırtına da hırçın
rüzgâr olurum. Kelebeklerimize zarar verenleri sararan sonbahar yaprağı gibi oradan oraya
savururuz. Sonra nereye düşeceğini seçemez bile. "
Neler oluyordu. Küçük Kâşif'le arkadaşı donup kalmışlardı. Kaskatı kesilmişlerdi. Birden komşu
olan küme şeklinde dizilmiş pamuktan bulutlara dalınca kendine geldiler. Bu konuşanlar bulutlar
olamazdı. Onlar adeta dans ediyor. Oradan oraya sürükleniyorlardı. Bazıları dağlara tutunuyor,
savrulmak istemiyordu. Çok sevmişti galiba dağları. Ayrılmak onlar için ölüm olsa gerek. Hem
aralarında türkü söylüyorlardı. Müziği de rüzgâr kardeşleri çalıyordu. Ne güzel bir ahenk
oluşturmuşlardı.
"Küçük Kâşif biliyor musun?"
"Ben kuşlara izin vermem. Uzun kollarım var. Bir çırpıda ürkütürüm. Yapraklarım konmalarına
izin vermez. Sen kendine bak ihtiyar."
Bir başka ses daha karıştı sohbetlerine. Sakin gibi göründüğüme aldanmayın. Bir fırtına da hırçın
rüzgâr olurum. Kelebeklerimize zarar verenleri sararan sonbahar yaprağı gibi oradan oraya
savururuz. Sonra nereye düşeceğini seçemez bile. "
Neler oluyordu. Küçük Kâşif'le arkadaşı donup kalmışlardı. Kaskatı kesilmişlerdi. Birden komşu
olan küme şeklinde dizilmiş pamuktan bulutlara dalınca kendine geldiler. Bu konuşanlar bulutlar
olamazdı. Onlar adeta dans ediyor. Oradan oraya sürükleniyorlardı. Bazıları dağlara tutunuyor,
savrulmak istemiyordu. Çok sevmişti galiba dağları. Ayrılmak onlar için ölüm olsa gerek. Hem
aralarında türkü söylüyorlardı. Müziği de rüzgâr kardeşleri çalıyordu. Ne güzel bir ahenk
oluşturmuşlardı.
"Küçük Kâşif biliyor musun?"
izin vermez. Sen kendine bak ihtiyar."
Bir başka ses daha karıştı sohbetlerine. Sakin gibi göründüğüme aldanmayın. Bir fırtına da hırçın
rüzgâr olurum. Kelebeklerimize zarar verenleri sararan sonbahar yaprağı gibi oradan oraya
savururuz. Sonra nereye düşeceğini seçemez bile. "
Neler oluyordu. Küçük Kâşif'le arkadaşı donup kalmışlardı. Kaskatı kesilmişlerdi. Birden komşu
olan küme şeklinde dizilmiş pamuktan bulutlara dalınca kendine geldiler. Bu konuşanlar bulutlar
olamazdı. Onlar adeta dans ediyor. Oradan oraya sürükleniyorlardı. Bazıları dağlara tutunuyor,
savrulmak istemiyordu. Çok sevmişti galiba dağları. Ayrılmak onlar için ölüm olsa gerek. Hem
aralarında türkü söylüyorlardı. Müziği de rüzgâr kardeşleri çalıyordu. Ne güzel bir ahenk
oluşturmuşlardı.
"Küçük Kâşif biliyor musun?"
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.