9789755392653
33924
https://www.turkishbooks.com/books/kresteki-yabani-p33924.html
Kreşteki Yabani
4.32
Dünyaya ağlayarak geliriz. Büyümekse bir hayal kırıklığı sürecidir; yine de bir an önce büyümek isteriz. Büyüdükten sonra ise çocukluğumuzdaki yaşama sevincini özleriz...Çünkü çocuk soru soran, araştıran, merak eden, oyun oynayan, bir ´´haz yaratığı´´ dır; oysa büyüdükçe arzuları körelir, ilgileri azalır ve yetinmeyi bilen bir erişkine dönüşür. Çocuğun ilgi ve merakının özellikle cinsellikle ilgili olduğu, sorunlarından ve oyunlarından bellidir. Çocuk, cinselliği bilmek ister, büyüklerse başka bir şeyi, kültürü öğretmennin peşindedir.
Psikanaliz bilinçdışını, içgüdüyü ve çocuğu kültürün karşısına koyarak onları neredeyse idealleştiriri. Arzuların çocuğu geleceğe yönelttiği varsayılarsa, büyüme de hazların azaltılıp daraltılması olarak düşünülebilir. Demek ki çocuk büyüdükçe hep bir şeylerden feragat edecektir. Kreş çağındaki çocuk da toplumsallaşma adına kültüre ve dolayısıyla kültürün taşıyıcısı dile katılırken hiç vazgeçmek istemeyeceği bir şeyi bırakmak durumunda kalmış gibidir; ifadesiz benliğidir bu, dil öncesi benliği...´´Ödipal çocuk´´ kendi cinsel araştırmalarına atılıken, sözcüklerin olmadığı, tutku dolu bir hayat vardır geride.
Psikanalizin ortaya çıkaracağı da sözlü iletişimin olmadığı bu durm ile dili kullanabilme yetisi arasındaki çatışma ve işbirliğidir. Çünkü konuşmayı öğrenirken konuşmayan yanımızı da canlı tutabiliriz. Gelişimi yalnızca dinsel becerilerin edinilmesi olarak tanımlamasak, ifadse becerisi olan ve olmayan benlikler arasındaki alışverişi çocukta daha iyi besleyebiliriz.
Kimine göre ´´en büyük çağdaş psikanalitik düşünürlerden biri´´ olan Adam Philips bu kitabında hepimizin içinde sürüp giden yabani ile eğitilmiş çocuk, sınırsızca düş kuran ile bilimci arasındaki o bitmeyen çatışmayı anlatıyor. Bu çatışmanın herhangi bir tarafını seçmeden, birlikte beslenme ve çoğalma olasılıklarını araştırarak hayata karşı sağlam, ergin bir ilgi uayandırmayı amaçlıyor.
Dünyaya ağlayarak geliriz. Büyümekse bir hayal kırıklığı sürecidir; yine de bir an önce büyümek isteriz. Büyüdükten sonra ise çocukluğumuzdaki yaşama sevincini özleriz...Çünkü çocuk soru soran, araştıran, merak eden, oyun oynayan, bir ´´haz yaratığı´´ dır; oysa büyüdükçe arzuları körelir, ilgileri azalır ve yetinmeyi bilen bir erişkine dönüşür. Çocuğun ilgi ve merakının özellikle cinsellikle ilgili olduğu, sorunlarından ve oyunlarından bellidir. Çocuk, cinselliği bilmek ister, büyüklerse başka bir şeyi, kültürü öğretmennin peşindedir.
Psikanaliz bilinçdışını, içgüdüyü ve çocuğu kültürün karşısına koyarak onları neredeyse idealleştiriri. Arzuların çocuğu geleceğe yönelttiği varsayılarsa, büyüme de hazların azaltılıp daraltılması olarak düşünülebilir. Demek ki çocuk büyüdükçe hep bir şeylerden feragat edecektir. Kreş çağındaki çocuk da toplumsallaşma adına kültüre ve dolayısıyla kültürün taşıyıcısı dile katılırken hiç vazgeçmek istemeyeceği bir şeyi bırakmak durumunda kalmış gibidir; ifadesiz benliğidir bu, dil öncesi benliği...´´Ödipal çocuk´´ kendi cinsel araştırmalarına atılıken, sözcüklerin olmadığı, tutku dolu bir hayat vardır geride.
Psikanalizin ortaya çıkaracağı da sözlü iletişimin olmadığı bu durm ile dili kullanabilme yetisi arasındaki çatışma ve işbirliğidir. Çünkü konuşmayı öğrenirken konuşmayan yanımızı da canlı tutabiliriz. Gelişimi yalnızca dinsel becerilerin edinilmesi olarak tanımlamasak, ifadse becerisi olan ve olmayan benlikler arasındaki alışverişi çocukta daha iyi besleyebiliriz.
Kimine göre ´´en büyük çağdaş psikanalitik düşünürlerden biri´´ olan Adam Philips bu kitabında hepimizin içinde sürüp giden yabani ile eğitilmiş çocuk, sınırsızca düş kuran ile bilimci arasındaki o bitmeyen çatışmayı anlatıyor. Bu çatışmanın herhangi bir tarafını seçmeden, birlikte beslenme ve çoğalma olasılıklarını araştırarak hayata karşı sağlam, ergin bir ilgi uayandırmayı amaçlıyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.