9786052986745
506249
https://www.turkishbooks.com/books/kendine-ait-bir-oda-p506249.html
Kendine Ait Bir Oda
2.64
Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda'sı feminist
el eştirinin klasikleşmiş eserlerinden biri. Woolf,
kadınların
tarih
boyunca
karşılaştıkları
dezavantajların bir bir altını çiziyor. Edebiyatın ve
tarihin kadınları marjinalleştiren bir erkek yapısı
olduğunu söylerken, yıllarca süregelmiş bir kabulü,
kadınların daha aşağı varlıklar ve daha aşağı yazarlar
oldukları kabulünü reddediyor. Jane Austen'dan
George Eliot'a, Brontë kardeşlerden Shakespeare'in
kurmaca kız kardeşine kadar geniş bir yelpazede
"Kadın ve Kurgu Edebiyatı"nı farklı başlıklarda ele
alıyor. O unutulmaz, "Bir kadın kurgu edebiyatı
yazacaksa paraya ve kendine ait bir odaya sahip
olmalıdır," sözüyle de kendi adına düşünebilme ve
yazabilme özgürlüğünün önemini belirtiyor.
"Kadınlar
yüzyıllardır,
karşısındaki
adamın
yansımasını iki misli büyük gösteren, büyülü ve hoş
bir ayna vazifesi görmüştür. (...) Kadın gerçeği
söylemeye başlarsa, aynadaki adam küçülür; hayata
uygunluğu azalır. Kahvaltıda, akşam yemeğinde
kendini olduğundan en az iki misli büyük görmezse,
hüküm vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, kanun
yapmayı, kitap yazmayı, şölenlerde şık kıyafetler
içinde nutuk çekmeyi nasıl sürdürebilir?"
el eştirinin klasikleşmiş eserlerinden biri. Woolf,
kadınların
tarih
boyunca
karşılaştıkları
dezavantajların bir bir altını çiziyor. Edebiyatın ve
tarihin kadınları marjinalleştiren bir erkek yapısı
olduğunu söylerken, yıllarca süregelmiş bir kabulü,
kadınların daha aşağı varlıklar ve daha aşağı yazarlar
oldukları kabulünü reddediyor. Jane Austen'dan
George Eliot'a, Brontë kardeşlerden Shakespeare'in
kurmaca kız kardeşine kadar geniş bir yelpazede
"Kadın ve Kurgu Edebiyatı"nı farklı başlıklarda ele
alıyor. O unutulmaz, "Bir kadın kurgu edebiyatı
yazacaksa paraya ve kendine ait bir odaya sahip
olmalıdır," sözüyle de kendi adına düşünebilme ve
yazabilme özgürlüğünün önemini belirtiyor.
"Kadınlar
yüzyıllardır,
karşısındaki
adamın
yansımasını iki misli büyük gösteren, büyülü ve hoş
bir ayna vazifesi görmüştür. (...) Kadın gerçeği
söylemeye başlarsa, aynadaki adam küçülür; hayata
uygunluğu azalır. Kahvaltıda, akşam yemeğinde
kendini olduğundan en az iki misli büyük görmezse,
hüküm vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, kanun
yapmayı, kitap yazmayı, şölenlerde şık kıyafetler
içinde nutuk çekmeyi nasıl sürdürebilir?"
Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda'sı feminist
el eştirinin klasikleşmiş eserlerinden biri. Woolf,
kadınların
tarih
boyunca
karşılaştıkları
dezavantajların bir bir altını çiziyor. Edebiyatın ve
tarihin kadınları marjinalleştiren bir erkek yapısı
olduğunu söylerken, yıllarca süregelmiş bir kabulü,
kadınların daha aşağı varlıklar ve daha aşağı yazarlar
oldukları kabulünü reddediyor. Jane Austen'dan
George Eliot'a, Brontë kardeşlerden Shakespeare'in
kurmaca kız kardeşine kadar geniş bir yelpazede
"Kadın ve Kurgu Edebiyatı"nı farklı başlıklarda ele
alıyor. O unutulmaz, "Bir kadın kurgu edebiyatı
yazacaksa paraya ve kendine ait bir odaya sahip
olmalıdır," sözüyle de kendi adına düşünebilme ve
yazabilme özgürlüğünün önemini belirtiyor.
"Kadınlar
yüzyıllardır,
karşısındaki
adamın
yansımasını iki misli büyük gösteren, büyülü ve hoş
bir ayna vazifesi görmüştür. (...) Kadın gerçeği
söylemeye başlarsa, aynadaki adam küçülür; hayata
uygunluğu azalır. Kahvaltıda, akşam yemeğinde
kendini olduğundan en az iki misli büyük görmezse,
hüküm vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, kanun
yapmayı, kitap yazmayı, şölenlerde şık kıyafetler
içinde nutuk çekmeyi nasıl sürdürebilir?"
el eştirinin klasikleşmiş eserlerinden biri. Woolf,
kadınların
tarih
boyunca
karşılaştıkları
dezavantajların bir bir altını çiziyor. Edebiyatın ve
tarihin kadınları marjinalleştiren bir erkek yapısı
olduğunu söylerken, yıllarca süregelmiş bir kabulü,
kadınların daha aşağı varlıklar ve daha aşağı yazarlar
oldukları kabulünü reddediyor. Jane Austen'dan
George Eliot'a, Brontë kardeşlerden Shakespeare'in
kurmaca kız kardeşine kadar geniş bir yelpazede
"Kadın ve Kurgu Edebiyatı"nı farklı başlıklarda ele
alıyor. O unutulmaz, "Bir kadın kurgu edebiyatı
yazacaksa paraya ve kendine ait bir odaya sahip
olmalıdır," sözüyle de kendi adına düşünebilme ve
yazabilme özgürlüğünün önemini belirtiyor.
"Kadınlar
yüzyıllardır,
karşısındaki
adamın
yansımasını iki misli büyük gösteren, büyülü ve hoş
bir ayna vazifesi görmüştür. (...) Kadın gerçeği
söylemeye başlarsa, aynadaki adam küçülür; hayata
uygunluğu azalır. Kahvaltıda, akşam yemeğinde
kendini olduğundan en az iki misli büyük görmezse,
hüküm vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, kanun
yapmayı, kitap yazmayı, şölenlerde şık kıyafetler
içinde nutuk çekmeyi nasıl sürdürebilir?"
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.