9786254070105
510430
https://www.turkishbooks.com/books/kaza-p510430.html
Kaza
3.84
Hiçbir şey umurunda değil gibiydi. Nedense o yabancıdan bana zarar
gelmeyeceğini düşünmüştüm. Kendimizi lunaparkın ortasında sağa sola koşturan
çocukların içerisinde ne yapacağını bilemez halde bulduk. Cama doğru dönerek
sessiz bir şekilde "baba" "baba" "baba" diye tekrarladım. Söyleyince ağzıma bile
yakışmadığını düşündüm. Denizin soğuk suyu ayaklarımız ile temas ettiğinde artık
tamamen özgürdüm. İnsan çocuk yaşta her şeyin bir telafisi olduğunu düşünüyor,
ölüm bir çocuk dünyası için anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir şey gibi durmuyordu.
"Katil! Senin yaşamaya hakkın yok. Sen neden hayattasın?" Söylemeye çalıştığı
vicdan cezası denilen şey başkaları açısından geçerli bir ceza olarak görülebilir
miydi? Beni ben yapan, besleyen, büyüten, gözünden sakınan kadın karşımda
nefes alamaz vaziyetteydi. Umudu ve kaybedecek bir şeyi olmayana kim ya da
hangi olay zarar verebilirdi ki? Ne bir ailem, ne kardeşim, ne de akrabalarım
olacaktı, adeta bir piç gibi yaşayacaktım. Farklı bir yerde olan bu yüzün ait olduğu
kişi de artık farklı bir insan gibiydi. Bu saçma sapan hayata yetişkin gözüyle
bakmaya hazır değildim ve istemiyordum da... Kalabalığına rağmen yetimhanenin
herkes tarafından terk edilmiş havasında ve buz gibi betonları arasında ruhsuzluk
nasıl bir şey onu öğrendim. Çocuklara iyi ile kötünün farkını anlatmadan önce
onlara umut verilmeliydi. "Sana belki de ömür boyu baba diyemeyebilirim. Yine de
gelmeyeceğini düşünmüştüm. Kendimizi lunaparkın ortasında sağa sola koşturan
çocukların içerisinde ne yapacağını bilemez halde bulduk. Cama doğru dönerek
sessiz bir şekilde "baba" "baba" "baba" diye tekrarladım. Söyleyince ağzıma bile
yakışmadığını düşündüm. Denizin soğuk suyu ayaklarımız ile temas ettiğinde artık
tamamen özgürdüm. İnsan çocuk yaşta her şeyin bir telafisi olduğunu düşünüyor,
ölüm bir çocuk dünyası için anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir şey gibi durmuyordu.
"Katil! Senin yaşamaya hakkın yok. Sen neden hayattasın?" Söylemeye çalıştığı
vicdan cezası denilen şey başkaları açısından geçerli bir ceza olarak görülebilir
miydi? Beni ben yapan, besleyen, büyüten, gözünden sakınan kadın karşımda
nefes alamaz vaziyetteydi. Umudu ve kaybedecek bir şeyi olmayana kim ya da
hangi olay zarar verebilirdi ki? Ne bir ailem, ne kardeşim, ne de akrabalarım
olacaktı, adeta bir piç gibi yaşayacaktım. Farklı bir yerde olan bu yüzün ait olduğu
kişi de artık farklı bir insan gibiydi. Bu saçma sapan hayata yetişkin gözüyle
bakmaya hazır değildim ve istemiyordum da... Kalabalığına rağmen yetimhanenin
herkes tarafından terk edilmiş havasında ve buz gibi betonları arasında ruhsuzluk
nasıl bir şey onu öğrendim. Çocuklara iyi ile kötünün farkını anlatmadan önce
onlara umut verilmeliydi. "Sana belki de ömür boyu baba diyemeyebilirim. Yine de
Hiçbir şey umurunda değil gibiydi. Nedense o yabancıdan bana zarar
gelmeyeceğini düşünmüştüm. Kendimizi lunaparkın ortasında sağa sola koşturan
çocukların içerisinde ne yapacağını bilemez halde bulduk. Cama doğru dönerek
sessiz bir şekilde "baba" "baba" "baba" diye tekrarladım. Söyleyince ağzıma bile
yakışmadığını düşündüm. Denizin soğuk suyu ayaklarımız ile temas ettiğinde artık
tamamen özgürdüm. İnsan çocuk yaşta her şeyin bir telafisi olduğunu düşünüyor,
ölüm bir çocuk dünyası için anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir şey gibi durmuyordu.
"Katil! Senin yaşamaya hakkın yok. Sen neden hayattasın?" Söylemeye çalıştığı
vicdan cezası denilen şey başkaları açısından geçerli bir ceza olarak görülebilir
miydi? Beni ben yapan, besleyen, büyüten, gözünden sakınan kadın karşımda
nefes alamaz vaziyetteydi. Umudu ve kaybedecek bir şeyi olmayana kim ya da
hangi olay zarar verebilirdi ki? Ne bir ailem, ne kardeşim, ne de akrabalarım
olacaktı, adeta bir piç gibi yaşayacaktım. Farklı bir yerde olan bu yüzün ait olduğu
kişi de artık farklı bir insan gibiydi. Bu saçma sapan hayata yetişkin gözüyle
bakmaya hazır değildim ve istemiyordum da... Kalabalığına rağmen yetimhanenin
herkes tarafından terk edilmiş havasında ve buz gibi betonları arasında ruhsuzluk
nasıl bir şey onu öğrendim. Çocuklara iyi ile kötünün farkını anlatmadan önce
onlara umut verilmeliydi. "Sana belki de ömür boyu baba diyemeyebilirim. Yine de
gelmeyeceğini düşünmüştüm. Kendimizi lunaparkın ortasında sağa sola koşturan
çocukların içerisinde ne yapacağını bilemez halde bulduk. Cama doğru dönerek
sessiz bir şekilde "baba" "baba" "baba" diye tekrarladım. Söyleyince ağzıma bile
yakışmadığını düşündüm. Denizin soğuk suyu ayaklarımız ile temas ettiğinde artık
tamamen özgürdüm. İnsan çocuk yaşta her şeyin bir telafisi olduğunu düşünüyor,
ölüm bir çocuk dünyası için anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir şey gibi durmuyordu.
"Katil! Senin yaşamaya hakkın yok. Sen neden hayattasın?" Söylemeye çalıştığı
vicdan cezası denilen şey başkaları açısından geçerli bir ceza olarak görülebilir
miydi? Beni ben yapan, besleyen, büyüten, gözünden sakınan kadın karşımda
nefes alamaz vaziyetteydi. Umudu ve kaybedecek bir şeyi olmayana kim ya da
hangi olay zarar verebilirdi ki? Ne bir ailem, ne kardeşim, ne de akrabalarım
olacaktı, adeta bir piç gibi yaşayacaktım. Farklı bir yerde olan bu yüzün ait olduğu
kişi de artık farklı bir insan gibiydi. Bu saçma sapan hayata yetişkin gözüyle
bakmaya hazır değildim ve istemiyordum da... Kalabalığına rağmen yetimhanenin
herkes tarafından terk edilmiş havasında ve buz gibi betonları arasında ruhsuzluk
nasıl bir şey onu öğrendim. Çocuklara iyi ile kötünün farkını anlatmadan önce
onlara umut verilmeliydi. "Sana belki de ömür boyu baba diyemeyebilirim. Yine de
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.