9789750524240
444019
https://www.turkishbooks.com/books/kayirma-ekonomisi-p444019.html
Kayırma Ekonomisi
7.68
"2001 krizi öncesinde ve içinde Türkiye ekonomisinin yönetimini
üstlenmiş olan Dünya Bankası - IMF ikilisi, 1980 sonrasında
yaygınlaşan yolsuzluk örneklerini yeterince algılamıştı. Bunalımın
yarattığı fırsat, bu alanda yeni bir reformun hayata geçirilmesi için
kullanılacaktı. Çözüm, bölüşümü etkileyen alanları siyasî iktidardan
bağımsız kılan bir dizi 'özerk kurum'un oluşması içinde arandı.
(...) Bu inceleme, AKP iktidarı altında bu çerçevenin bozulmasını,
tırpanlanmasını anlatan hazin bir öyküdür. (...) Sonuç, ihale sistemine
getirilen reform çerçevesinin, kapsamlı bir kayırmacılığa dönüşmesi
olacaktır. Sözü geçen kurumsal reformun mimarları da (Dünya
Bankası - IMF ikilisi), projelerinin iflasını sineye çekecek; AKP
hükümetleriyle imzalanmış anlaşmaları sürdürecektir."
Korkut Boratav
Türkiye ekonomisinde kayırmacılığın belirleyici etkisi, öteden
beri tartışılır. Esra Çeviker Gürakar'ın çalışması, kayırmacılığın,
AKP iktidarı döneminde kazandığı yapısal niteliği analiz ediyor.
Kayırmacılığın bu dönemdeki sistematiğinin "ironik" sayılabilecek yanı,
böylesi ilişkileri bertaraf etmeye dönük yapısal reformların sağladığı
kurumsal altyapı içinde yeniden üretiliyor olmasıdır. Yaklaşık elli bin
kamu ihalesinin verilerine dayanan kitapta, siyasal iktidarla sermaye
arasındaki ilişki ağının haritası çıkarılıyor. Bu, bir karşılıklı bağımlılık
ağıdır. Devlet-özel sektör ilişkisinin gerek kökleşmiş "geleneği",
gerek yeni "muhafazakâr" burjuvazinin oluşum süreciyle iç içe geçen
yeni dinamiklerinin ayrıntılı bir tasvirini görüyoruz. Hep "söylenti" ve
"söylenme" konusu olan hayatî bir mesele hakkında, somut ve berrak
bir analiz.
üstlenmiş olan Dünya Bankası - IMF ikilisi, 1980 sonrasında
yaygınlaşan yolsuzluk örneklerini yeterince algılamıştı. Bunalımın
yarattığı fırsat, bu alanda yeni bir reformun hayata geçirilmesi için
kullanılacaktı. Çözüm, bölüşümü etkileyen alanları siyasî iktidardan
bağımsız kılan bir dizi 'özerk kurum'un oluşması içinde arandı.
(...) Bu inceleme, AKP iktidarı altında bu çerçevenin bozulmasını,
tırpanlanmasını anlatan hazin bir öyküdür. (...) Sonuç, ihale sistemine
getirilen reform çerçevesinin, kapsamlı bir kayırmacılığa dönüşmesi
olacaktır. Sözü geçen kurumsal reformun mimarları da (Dünya
Bankası - IMF ikilisi), projelerinin iflasını sineye çekecek; AKP
hükümetleriyle imzalanmış anlaşmaları sürdürecektir."
Korkut Boratav
Türkiye ekonomisinde kayırmacılığın belirleyici etkisi, öteden
beri tartışılır. Esra Çeviker Gürakar'ın çalışması, kayırmacılığın,
AKP iktidarı döneminde kazandığı yapısal niteliği analiz ediyor.
Kayırmacılığın bu dönemdeki sistematiğinin "ironik" sayılabilecek yanı,
böylesi ilişkileri bertaraf etmeye dönük yapısal reformların sağladığı
kurumsal altyapı içinde yeniden üretiliyor olmasıdır. Yaklaşık elli bin
kamu ihalesinin verilerine dayanan kitapta, siyasal iktidarla sermaye
arasındaki ilişki ağının haritası çıkarılıyor. Bu, bir karşılıklı bağımlılık
ağıdır. Devlet-özel sektör ilişkisinin gerek kökleşmiş "geleneği",
gerek yeni "muhafazakâr" burjuvazinin oluşum süreciyle iç içe geçen
yeni dinamiklerinin ayrıntılı bir tasvirini görüyoruz. Hep "söylenti" ve
"söylenme" konusu olan hayatî bir mesele hakkında, somut ve berrak
bir analiz.
"2001 krizi öncesinde ve içinde Türkiye ekonomisinin yönetimini
üstlenmiş olan Dünya Bankası - IMF ikilisi, 1980 sonrasında
yaygınlaşan yolsuzluk örneklerini yeterince algılamıştı. Bunalımın
yarattığı fırsat, bu alanda yeni bir reformun hayata geçirilmesi için
kullanılacaktı. Çözüm, bölüşümü etkileyen alanları siyasî iktidardan
bağımsız kılan bir dizi 'özerk kurum'un oluşması içinde arandı.
(...) Bu inceleme, AKP iktidarı altında bu çerçevenin bozulmasını,
tırpanlanmasını anlatan hazin bir öyküdür. (...) Sonuç, ihale sistemine
getirilen reform çerçevesinin, kapsamlı bir kayırmacılığa dönüşmesi
olacaktır. Sözü geçen kurumsal reformun mimarları da (Dünya
Bankası - IMF ikilisi), projelerinin iflasını sineye çekecek; AKP
hükümetleriyle imzalanmış anlaşmaları sürdürecektir."
Korkut Boratav
Türkiye ekonomisinde kayırmacılığın belirleyici etkisi, öteden
beri tartışılır. Esra Çeviker Gürakar'ın çalışması, kayırmacılığın,
AKP iktidarı döneminde kazandığı yapısal niteliği analiz ediyor.
Kayırmacılığın bu dönemdeki sistematiğinin "ironik" sayılabilecek yanı,
böylesi ilişkileri bertaraf etmeye dönük yapısal reformların sağladığı
kurumsal altyapı içinde yeniden üretiliyor olmasıdır. Yaklaşık elli bin
kamu ihalesinin verilerine dayanan kitapta, siyasal iktidarla sermaye
arasındaki ilişki ağının haritası çıkarılıyor. Bu, bir karşılıklı bağımlılık
ağıdır. Devlet-özel sektör ilişkisinin gerek kökleşmiş "geleneği",
gerek yeni "muhafazakâr" burjuvazinin oluşum süreciyle iç içe geçen
yeni dinamiklerinin ayrıntılı bir tasvirini görüyoruz. Hep "söylenti" ve
"söylenme" konusu olan hayatî bir mesele hakkında, somut ve berrak
bir analiz.
üstlenmiş olan Dünya Bankası - IMF ikilisi, 1980 sonrasında
yaygınlaşan yolsuzluk örneklerini yeterince algılamıştı. Bunalımın
yarattığı fırsat, bu alanda yeni bir reformun hayata geçirilmesi için
kullanılacaktı. Çözüm, bölüşümü etkileyen alanları siyasî iktidardan
bağımsız kılan bir dizi 'özerk kurum'un oluşması içinde arandı.
(...) Bu inceleme, AKP iktidarı altında bu çerçevenin bozulmasını,
tırpanlanmasını anlatan hazin bir öyküdür. (...) Sonuç, ihale sistemine
getirilen reform çerçevesinin, kapsamlı bir kayırmacılığa dönüşmesi
olacaktır. Sözü geçen kurumsal reformun mimarları da (Dünya
Bankası - IMF ikilisi), projelerinin iflasını sineye çekecek; AKP
hükümetleriyle imzalanmış anlaşmaları sürdürecektir."
Korkut Boratav
Türkiye ekonomisinde kayırmacılığın belirleyici etkisi, öteden
beri tartışılır. Esra Çeviker Gürakar'ın çalışması, kayırmacılığın,
AKP iktidarı döneminde kazandığı yapısal niteliği analiz ediyor.
Kayırmacılığın bu dönemdeki sistematiğinin "ironik" sayılabilecek yanı,
böylesi ilişkileri bertaraf etmeye dönük yapısal reformların sağladığı
kurumsal altyapı içinde yeniden üretiliyor olmasıdır. Yaklaşık elli bin
kamu ihalesinin verilerine dayanan kitapta, siyasal iktidarla sermaye
arasındaki ilişki ağının haritası çıkarılıyor. Bu, bir karşılıklı bağımlılık
ağıdır. Devlet-özel sektör ilişkisinin gerek kökleşmiş "geleneği",
gerek yeni "muhafazakâr" burjuvazinin oluşum süreciyle iç içe geçen
yeni dinamiklerinin ayrıntılı bir tasvirini görüyoruz. Hep "söylenti" ve
"söylenme" konusu olan hayatî bir mesele hakkında, somut ve berrak
bir analiz.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.