9786057637352
484672
https://www.turkishbooks.com/books/kasabanin-ruhu-p484672.html
Kasabanın Ruhu
6.24
Meyhanecinin bile "Allah bin bereket versin,"
dediği bir ülke burası. Kumpanyaların uğrayıp
sanatı, eğlenceyi, hazzı, zevki bolca boca ettiği
kasabaları meyhaneli bir diyar.
Sokakları dar, meydanları çeşmeli... Pusu da
kurulur, cinayet de işlenir bu yerlerde.
Kim vurduya gidilmez ama...
Sırları alenidir, "buralı"dır. Piçleri bol, sevinçleri
azdır. Herkes derin kazar bir diğerinin kuyusunu.
Çatıların altındaki küflü sandıklarda saklanır erdem.
Sessizliğe boğdurulur ahlak.
Dün gibidir buraları; bugün ertelenir, gelecek
sadece beklenir, yaşanmaz buralarda.
Burası kasaba, hayal kırıklığına uğramış şehir.
"Ama biraz küçücek (...) İçinde olanlar aynı. Tıpkısı
tıpkısına aynı. Bir taraftan gelirler, öteki taraftan
giderler. Birbirlerini tanıyan varsa da inanma. Sureta
bir tanışıklıktır bu... (...) Bir kapıdan çıkıp gidenlerle
öteki kapıdan yeryüzüne gelenler de tanımazlar
birbirlerini. Ama böcekler gibi, karıncalar, tırtıllar
gibi, hep aynı yolları teperek, hep aynı ağaçlara
tırmanarak, sonunda da hep aynı sürçmelerden yere
kapaklanarak, yaşar, büyür, ölürler... Sönsün bu ışık
da bu gecelik. Yansın gökyüzünün lambası. (...) İyi çek
kapıyı. Pişman olup geri dönenler, kapıyı açık
bulurlarsa sevinirler sonra. Sıkı çek."
İlhan Tarus'un 9 Aralık 1956-25 Şubat 1957
tarihleri arasında Yeni Sabah Gazetesi'nde 79 gün
boyunca bölümler halinde yayınlanan Kasabanın
Ruhu romanı ilk kez kitap olarak okura
sunulmaktadır.
dediği bir ülke burası. Kumpanyaların uğrayıp
sanatı, eğlenceyi, hazzı, zevki bolca boca ettiği
kasabaları meyhaneli bir diyar.
Sokakları dar, meydanları çeşmeli... Pusu da
kurulur, cinayet de işlenir bu yerlerde.
Kim vurduya gidilmez ama...
Sırları alenidir, "buralı"dır. Piçleri bol, sevinçleri
azdır. Herkes derin kazar bir diğerinin kuyusunu.
Çatıların altındaki küflü sandıklarda saklanır erdem.
Sessizliğe boğdurulur ahlak.
Dün gibidir buraları; bugün ertelenir, gelecek
sadece beklenir, yaşanmaz buralarda.
Burası kasaba, hayal kırıklığına uğramış şehir.
"Ama biraz küçücek (...) İçinde olanlar aynı. Tıpkısı
tıpkısına aynı. Bir taraftan gelirler, öteki taraftan
giderler. Birbirlerini tanıyan varsa da inanma. Sureta
bir tanışıklıktır bu... (...) Bir kapıdan çıkıp gidenlerle
öteki kapıdan yeryüzüne gelenler de tanımazlar
birbirlerini. Ama böcekler gibi, karıncalar, tırtıllar
gibi, hep aynı yolları teperek, hep aynı ağaçlara
tırmanarak, sonunda da hep aynı sürçmelerden yere
kapaklanarak, yaşar, büyür, ölürler... Sönsün bu ışık
da bu gecelik. Yansın gökyüzünün lambası. (...) İyi çek
kapıyı. Pişman olup geri dönenler, kapıyı açık
bulurlarsa sevinirler sonra. Sıkı çek."
İlhan Tarus'un 9 Aralık 1956-25 Şubat 1957
tarihleri arasında Yeni Sabah Gazetesi'nde 79 gün
boyunca bölümler halinde yayınlanan Kasabanın
Ruhu romanı ilk kez kitap olarak okura
sunulmaktadır.
Meyhanecinin bile "Allah bin bereket versin,"
dediği bir ülke burası. Kumpanyaların uğrayıp
sanatı, eğlenceyi, hazzı, zevki bolca boca ettiği
kasabaları meyhaneli bir diyar.
Sokakları dar, meydanları çeşmeli... Pusu da
kurulur, cinayet de işlenir bu yerlerde.
Kim vurduya gidilmez ama...
Sırları alenidir, "buralı"dır. Piçleri bol, sevinçleri
azdır. Herkes derin kazar bir diğerinin kuyusunu.
Çatıların altındaki küflü sandıklarda saklanır erdem.
Sessizliğe boğdurulur ahlak.
Dün gibidir buraları; bugün ertelenir, gelecek
sadece beklenir, yaşanmaz buralarda.
Burası kasaba, hayal kırıklığına uğramış şehir.
"Ama biraz küçücek (...) İçinde olanlar aynı. Tıpkısı
tıpkısına aynı. Bir taraftan gelirler, öteki taraftan
giderler. Birbirlerini tanıyan varsa da inanma. Sureta
bir tanışıklıktır bu... (...) Bir kapıdan çıkıp gidenlerle
öteki kapıdan yeryüzüne gelenler de tanımazlar
birbirlerini. Ama böcekler gibi, karıncalar, tırtıllar
gibi, hep aynı yolları teperek, hep aynı ağaçlara
tırmanarak, sonunda da hep aynı sürçmelerden yere
kapaklanarak, yaşar, büyür, ölürler... Sönsün bu ışık
da bu gecelik. Yansın gökyüzünün lambası. (...) İyi çek
kapıyı. Pişman olup geri dönenler, kapıyı açık
bulurlarsa sevinirler sonra. Sıkı çek."
İlhan Tarus'un 9 Aralık 1956-25 Şubat 1957
tarihleri arasında Yeni Sabah Gazetesi'nde 79 gün
boyunca bölümler halinde yayınlanan Kasabanın
Ruhu romanı ilk kez kitap olarak okura
sunulmaktadır.
dediği bir ülke burası. Kumpanyaların uğrayıp
sanatı, eğlenceyi, hazzı, zevki bolca boca ettiği
kasabaları meyhaneli bir diyar.
Sokakları dar, meydanları çeşmeli... Pusu da
kurulur, cinayet de işlenir bu yerlerde.
Kim vurduya gidilmez ama...
Sırları alenidir, "buralı"dır. Piçleri bol, sevinçleri
azdır. Herkes derin kazar bir diğerinin kuyusunu.
Çatıların altındaki küflü sandıklarda saklanır erdem.
Sessizliğe boğdurulur ahlak.
Dün gibidir buraları; bugün ertelenir, gelecek
sadece beklenir, yaşanmaz buralarda.
Burası kasaba, hayal kırıklığına uğramış şehir.
"Ama biraz küçücek (...) İçinde olanlar aynı. Tıpkısı
tıpkısına aynı. Bir taraftan gelirler, öteki taraftan
giderler. Birbirlerini tanıyan varsa da inanma. Sureta
bir tanışıklıktır bu... (...) Bir kapıdan çıkıp gidenlerle
öteki kapıdan yeryüzüne gelenler de tanımazlar
birbirlerini. Ama böcekler gibi, karıncalar, tırtıllar
gibi, hep aynı yolları teperek, hep aynı ağaçlara
tırmanarak, sonunda da hep aynı sürçmelerden yere
kapaklanarak, yaşar, büyür, ölürler... Sönsün bu ışık
da bu gecelik. Yansın gökyüzünün lambası. (...) İyi çek
kapıyı. Pişman olup geri dönenler, kapıyı açık
bulurlarsa sevinirler sonra. Sıkı çek."
İlhan Tarus'un 9 Aralık 1956-25 Şubat 1957
tarihleri arasında Yeni Sabah Gazetesi'nde 79 gün
boyunca bölümler halinde yayınlanan Kasabanın
Ruhu romanı ilk kez kitap olarak okura
sunulmaktadır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.