9789753421034
16058
https://www.turkishbooks.com/books/karmakarisik-oykuler-kitabi-p16058.html
Karmakarışık Öyküler Kitabı
0.222
1923 doğumlu besteci, şair, ressam ve öykücü Ertuğrul Oğuz Fırat'ın 1943-1995 yılları arasında yazdığı "Karmakarışık", "Bir Gün", "Puspuslu Terelelli I", "Puspuslu Terelelli II", "Puspuslu Terelelli III", "Puspuslu Terelelli IV" ve "Kantaşı" öykülerini bir araya getiren Karmakarışık Öyküler Kitabı, Fırat'ın yayımlanan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor.
"Duramıyor, sokak penceresinden bakmak için dışarı, aralığa koşuyorsunuz. Gözleriniz yanıyor, boğazınız düğümleniyor. Yoldan birçok geçen oluyor. Hiçbiri sizinle ilişkili insanlar değil. Yol, arada bir boşalıyor. Uzakta bir bahçe duvarının üstünden taşmış dalların sallantısıyla güz yaprakları uçuşuyor yönünüze doğru. Sarı, yeşil, kızılımsı kelebekler... Yelin, şapkalarını, yeldeğirmenlerini, eteklerini, kiminin şemsiyelerini savurmaması için devinerek koşuşturan insanlar görüyorsunuz. Kalbiniz çırpınıyor. Bir kan, bir ateş dalgası...
Yanıldığınızı anlıyorsunuz. Soğuk rüzgârlar esiyor. Hava iyice kapanmış. İlk yağmur damlaları camlara, oradan tüm soğukluğuyla içinize sıçrıyor. Artık, zamanı bir kavram gibi değil, maddesel bir varlık olarak kaskatı, yumulmuş -yürümeyi unutmuş çirkin hayvan- buluyorsunuz..."
1923 doğumlu besteci, şair, ressam ve öykücü Ertuğrul Oğuz Fırat'ın 1943-1995 yılları arasında yazdığı "Karmakarışık", "Bir Gün", "Puspuslu Terelelli I", "Puspuslu Terelelli II", "Puspuslu Terelelli III", "Puspuslu Terelelli IV" ve "Kantaşı" öykülerini bir araya getiren Karmakarışık Öyküler Kitabı, Fırat'ın yayımlanan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor.
"Duramıyor, sokak penceresinden bakmak için dışarı, aralığa koşuyorsunuz. Gözleriniz yanıyor, boğazınız düğümleniyor. Yoldan birçok geçen oluyor. Hiçbiri sizinle ilişkili insanlar değil. Yol, arada bir boşalıyor. Uzakta bir bahçe duvarının üstünden taşmış dalların sallantısıyla güz yaprakları uçuşuyor yönünüze doğru. Sarı, yeşil, kızılımsı kelebekler... Yelin, şapkalarını, yeldeğirmenlerini, eteklerini, kiminin şemsiyelerini savurmaması için devinerek koşuşturan insanlar görüyorsunuz. Kalbiniz çırpınıyor. Bir kan, bir ateş dalgası...
Yanıldığınızı anlıyorsunuz. Soğuk rüzgârlar esiyor. Hava iyice kapanmış. İlk yağmur damlaları camlara, oradan tüm soğukluğuyla içinize sıçrıyor. Artık, zamanı bir kavram gibi değil, maddesel bir varlık olarak kaskatı, yumulmuş -yürümeyi unutmuş çirkin hayvan- buluyorsunuz..."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.