9789944493253
76502
https://www.turkishbooks.com/books/karanligin-kadife-ortusu-p76502.html
Karanlığın Kadife Örtüsü
2.4
Harun Mutluay, yeni öykü kitabı Karanlığın Kadife Örtüsünde eski İstanbul'da; Beyoğlu, Üsküdar, Kadıköy, Fatih, Tunusbağı'nda derin bir geziye davet ediyor okurlarını. Yer yer fantastik ve bir o kadar da yaşama bağlı, sahici öyküler bunlar. Edebiyatın öyküdeki tadını özleyenlere...
Birazdan oyunun en görkemli sahnesi başlayacak dedi ürpertici bir sesle. Bunları diyerek delikanlıya yaklaşıp onun önce sağ, sonra da sol gözünün alt ve üst gözkapakları arasına birer kibrit çöpü yerleştirdi. Sonra içi renksiz bir sıvıyla dolu küçük bir ilaç şişesinin içine sokarak doldurduğu enjektörün iğnesini genç çocuğun ellerine batırarak renksiz sıvıyı şırınga etti.
Masada oturan, tabanca tehdidi altında çırpınıyordu. Öteki, alaylı bir sesle
Korkma dedi, bana dua etmelisin. Bu iğneyi yapmasam dayanamazsın.
Sonra bana dönerek garip bir ses tonuyla, Beş, on dakika sonra elleri iyice uyuşacak dedi. Hiç acı çekmeyecek. Endişelenmeyin diye ekledi garip bir merhametle.
Bekleyiş başlamıştı. Sinirleri keman teli gibi geren dayanılmaz bir bekleyiş! Tanrılara adanan bir kurbanın olacaklara boyun eğen tavrıyla masada duran genç yabancı ve ben uğursuz bir ayini izlemek zorunda olan iki tutsaktık.
Karanlık boyutlar ülkesinin kraliçesi, bir elinde tabanca, esrarengiz bakışlarla ikimizi de dikkatle izliyordu. Birden tüyleri diken diken eden bir kahkaha duydum. Delilere özgü bir kahkahaydı bu...
Harun Mutluay, yeni öykü kitabı Karanlığın Kadife Örtüsünde eski İstanbul'da; Beyoğlu, Üsküdar, Kadıköy, Fatih, Tunusbağı'nda derin bir geziye davet ediyor okurlarını. Yer yer fantastik ve bir o kadar da yaşama bağlı, sahici öyküler bunlar. Edebiyatın öyküdeki tadını özleyenlere...
Birazdan oyunun en görkemli sahnesi başlayacak dedi ürpertici bir sesle. Bunları diyerek delikanlıya yaklaşıp onun önce sağ, sonra da sol gözünün alt ve üst gözkapakları arasına birer kibrit çöpü yerleştirdi. Sonra içi renksiz bir sıvıyla dolu küçük bir ilaç şişesinin içine sokarak doldurduğu enjektörün iğnesini genç çocuğun ellerine batırarak renksiz sıvıyı şırınga etti.
Masada oturan, tabanca tehdidi altında çırpınıyordu. Öteki, alaylı bir sesle
Korkma dedi, bana dua etmelisin. Bu iğneyi yapmasam dayanamazsın.
Sonra bana dönerek garip bir ses tonuyla, Beş, on dakika sonra elleri iyice uyuşacak dedi. Hiç acı çekmeyecek. Endişelenmeyin diye ekledi garip bir merhametle.
Bekleyiş başlamıştı. Sinirleri keman teli gibi geren dayanılmaz bir bekleyiş! Tanrılara adanan bir kurbanın olacaklara boyun eğen tavrıyla masada duran genç yabancı ve ben uğursuz bir ayini izlemek zorunda olan iki tutsaktık.
Karanlık boyutlar ülkesinin kraliçesi, bir elinde tabanca, esrarengiz bakışlarla ikimizi de dikkatle izliyordu. Birden tüyleri diken diken eden bir kahkaha duydum. Delilere özgü bir kahkahaydı bu...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.