9786257904964
501928
https://www.turkishbooks.com/books/kamu-ekonomisinde-geleneksele-donus-p501928.html
Kamu Ekonomisinde Geleneksele Dönüş
5.544
Kamu ekonomisi, kamusal malların üretimi ve finansmanı anlamına gelmekte olup, merkezi
idareden yerel yönetimlere ve parafiskal kurumlara kadar geniş bir yelpazedeki birimlerin ürettiği
ekonomi ile ilgilenmektedir. Geleneksel (Neoklasik) yaklaşıma göre, Kamu ekonomisi büyük
çoğunluk için mümkün olan en yüksek mutluluğun arayışı içerisindedir.
Neoklasik paradigmada, kaynak dağılımında etkinlik mükemmel olandır. Ancak mükemmel en iyi
demek değildir. Kaynak dağılımında etkinliğin istenir bir şey olduğu ve devlet politikalarının
öncelikli amacı olması gerektiği normatif bir ifadedir. Kamu ekonomistleri, ekonomist olmak
sıfatıyla böyle ifadelerde bulunamazlar. Tabii bu kamu ekonomistlerin kaynak dağılımında etkinlik
teorisini tanımlayamayacakları anlamına gelmez; ama bunun öncelikli olduğu etik bir sorundur.
Tehlike, kaynak dağılımında etkinliği bir kriter olarak alıp ve mükemmel kelimesini kullanarak,
kaynak dağılımında etkinliğe ulaşmak için uygulayıcıları gereken amaç olduğuna gizlice ikna
etmeye çalışıyor olmalarıdır. Aslında kamu ekonomisinde gelir dağılımında adalet de oldukça
önemlidir.
İnsanların tedaviye parası yetmeyebilir. Eşitlik ilkesi nedeniyle devletin üretimi gerekir. İkincisi,
insanların gelecekteki tıbbi ihtiyaçlarını tahmin etmesinde güçlük yaşanabilir. İnsanlar hayatını idame ettirebilmek için sosyal yardımlara muhtaç kalabilir. Bu sebeplerden ötürü kamu
ekonomisinin gelir dağılımında adalet fonksiyonuna ihtiyaç vardır. Koronovirüs salgını da devletin
gelir bölüşümünde tekrar rol oynaması gerektiğini göstermiştir. Kamu Tercihi Teorisi araçları, gelir
bölüşümüne yönelik bir reçete veremediğinden tekrar Neoklasik paradigmaya başvurmamız
gerekmektedir.
Koronavirüs pandemisinden önce, Neoklasik paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi
Teorisi temelli devlet anlayışına doğru bir dönüşüm yaşanmaktaydı. Bunu ülke örneklerinden de
görmekteyiz. Dünya genelinde ülkelerin kamu ekonomisinin ülke içindeki payı ya azalmakta ya da
durağan seyir göstermekteydi. Diğer bir deyişle, Kamu ekonomisi teorisinde devletin ekonomik
açıdan tasarlanması önceleri Neoklasik paradigma çerçevesinde gerçekleştirilirken son dönemlerde
Kamu Tercihi Teorisi çerçevesinde oluşturulmaktaydı. Kamu ekonomisi teorisinde Neoklasik
paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi Teorisi temelli devlet anlayışına geçiş vardı.
Koronovirüs pandemisinden Neoklasik paradigma temelli kamu ekonomisi mantalitesinin, mali
yasaların ve pratiğinin konjonktürel öğelere daha uygun cevap verdiği ve geleneksele tekrar dönüşün
yaşanmaya başladığı söylenebilir. Zira gerek sosyal politika hizmetleri alanında gerek sağlık
alanında gerek eğitim alanında gerekse genel olarak kamu ekonomisi açısından devlet
mekanizmasına ihtiyaç vardır.
idareden yerel yönetimlere ve parafiskal kurumlara kadar geniş bir yelpazedeki birimlerin ürettiği
ekonomi ile ilgilenmektedir. Geleneksel (Neoklasik) yaklaşıma göre, Kamu ekonomisi büyük
çoğunluk için mümkün olan en yüksek mutluluğun arayışı içerisindedir.
Neoklasik paradigmada, kaynak dağılımında etkinlik mükemmel olandır. Ancak mükemmel en iyi
demek değildir. Kaynak dağılımında etkinliğin istenir bir şey olduğu ve devlet politikalarının
öncelikli amacı olması gerektiği normatif bir ifadedir. Kamu ekonomistleri, ekonomist olmak
sıfatıyla böyle ifadelerde bulunamazlar. Tabii bu kamu ekonomistlerin kaynak dağılımında etkinlik
teorisini tanımlayamayacakları anlamına gelmez; ama bunun öncelikli olduğu etik bir sorundur.
Tehlike, kaynak dağılımında etkinliği bir kriter olarak alıp ve mükemmel kelimesini kullanarak,
kaynak dağılımında etkinliğe ulaşmak için uygulayıcıları gereken amaç olduğuna gizlice ikna
etmeye çalışıyor olmalarıdır. Aslında kamu ekonomisinde gelir dağılımında adalet de oldukça
önemlidir.
İnsanların tedaviye parası yetmeyebilir. Eşitlik ilkesi nedeniyle devletin üretimi gerekir. İkincisi,
insanların gelecekteki tıbbi ihtiyaçlarını tahmin etmesinde güçlük yaşanabilir. İnsanlar hayatını idame ettirebilmek için sosyal yardımlara muhtaç kalabilir. Bu sebeplerden ötürü kamu
ekonomisinin gelir dağılımında adalet fonksiyonuna ihtiyaç vardır. Koronovirüs salgını da devletin
gelir bölüşümünde tekrar rol oynaması gerektiğini göstermiştir. Kamu Tercihi Teorisi araçları, gelir
bölüşümüne yönelik bir reçete veremediğinden tekrar Neoklasik paradigmaya başvurmamız
gerekmektedir.
Koronavirüs pandemisinden önce, Neoklasik paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi
Teorisi temelli devlet anlayışına doğru bir dönüşüm yaşanmaktaydı. Bunu ülke örneklerinden de
görmekteyiz. Dünya genelinde ülkelerin kamu ekonomisinin ülke içindeki payı ya azalmakta ya da
durağan seyir göstermekteydi. Diğer bir deyişle, Kamu ekonomisi teorisinde devletin ekonomik
açıdan tasarlanması önceleri Neoklasik paradigma çerçevesinde gerçekleştirilirken son dönemlerde
Kamu Tercihi Teorisi çerçevesinde oluşturulmaktaydı. Kamu ekonomisi teorisinde Neoklasik
paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi Teorisi temelli devlet anlayışına geçiş vardı.
Koronovirüs pandemisinden Neoklasik paradigma temelli kamu ekonomisi mantalitesinin, mali
yasaların ve pratiğinin konjonktürel öğelere daha uygun cevap verdiği ve geleneksele tekrar dönüşün
yaşanmaya başladığı söylenebilir. Zira gerek sosyal politika hizmetleri alanında gerek sağlık
alanında gerek eğitim alanında gerekse genel olarak kamu ekonomisi açısından devlet
mekanizmasına ihtiyaç vardır.
Kamu ekonomisi, kamusal malların üretimi ve finansmanı anlamına gelmekte olup, merkezi
idareden yerel yönetimlere ve parafiskal kurumlara kadar geniş bir yelpazedeki birimlerin ürettiği
ekonomi ile ilgilenmektedir. Geleneksel (Neoklasik) yaklaşıma göre, Kamu ekonomisi büyük
çoğunluk için mümkün olan en yüksek mutluluğun arayışı içerisindedir.
Neoklasik paradigmada, kaynak dağılımında etkinlik mükemmel olandır. Ancak mükemmel en iyi
demek değildir. Kaynak dağılımında etkinliğin istenir bir şey olduğu ve devlet politikalarının
öncelikli amacı olması gerektiği normatif bir ifadedir. Kamu ekonomistleri, ekonomist olmak
sıfatıyla böyle ifadelerde bulunamazlar. Tabii bu kamu ekonomistlerin kaynak dağılımında etkinlik
teorisini tanımlayamayacakları anlamına gelmez; ama bunun öncelikli olduğu etik bir sorundur.
Tehlike, kaynak dağılımında etkinliği bir kriter olarak alıp ve mükemmel kelimesini kullanarak,
kaynak dağılımında etkinliğe ulaşmak için uygulayıcıları gereken amaç olduğuna gizlice ikna
etmeye çalışıyor olmalarıdır. Aslında kamu ekonomisinde gelir dağılımında adalet de oldukça
önemlidir.
İnsanların tedaviye parası yetmeyebilir. Eşitlik ilkesi nedeniyle devletin üretimi gerekir. İkincisi,
insanların gelecekteki tıbbi ihtiyaçlarını tahmin etmesinde güçlük yaşanabilir. İnsanlar hayatını idame ettirebilmek için sosyal yardımlara muhtaç kalabilir. Bu sebeplerden ötürü kamu
ekonomisinin gelir dağılımında adalet fonksiyonuna ihtiyaç vardır. Koronovirüs salgını da devletin
gelir bölüşümünde tekrar rol oynaması gerektiğini göstermiştir. Kamu Tercihi Teorisi araçları, gelir
bölüşümüne yönelik bir reçete veremediğinden tekrar Neoklasik paradigmaya başvurmamız
gerekmektedir.
Koronavirüs pandemisinden önce, Neoklasik paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi
Teorisi temelli devlet anlayışına doğru bir dönüşüm yaşanmaktaydı. Bunu ülke örneklerinden de
görmekteyiz. Dünya genelinde ülkelerin kamu ekonomisinin ülke içindeki payı ya azalmakta ya da
durağan seyir göstermekteydi. Diğer bir deyişle, Kamu ekonomisi teorisinde devletin ekonomik
açıdan tasarlanması önceleri Neoklasik paradigma çerçevesinde gerçekleştirilirken son dönemlerde
Kamu Tercihi Teorisi çerçevesinde oluşturulmaktaydı. Kamu ekonomisi teorisinde Neoklasik
paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi Teorisi temelli devlet anlayışına geçiş vardı.
Koronovirüs pandemisinden Neoklasik paradigma temelli kamu ekonomisi mantalitesinin, mali
yasaların ve pratiğinin konjonktürel öğelere daha uygun cevap verdiği ve geleneksele tekrar dönüşün
yaşanmaya başladığı söylenebilir. Zira gerek sosyal politika hizmetleri alanında gerek sağlık
alanında gerek eğitim alanında gerekse genel olarak kamu ekonomisi açısından devlet
mekanizmasına ihtiyaç vardır.
idareden yerel yönetimlere ve parafiskal kurumlara kadar geniş bir yelpazedeki birimlerin ürettiği
ekonomi ile ilgilenmektedir. Geleneksel (Neoklasik) yaklaşıma göre, Kamu ekonomisi büyük
çoğunluk için mümkün olan en yüksek mutluluğun arayışı içerisindedir.
Neoklasik paradigmada, kaynak dağılımında etkinlik mükemmel olandır. Ancak mükemmel en iyi
demek değildir. Kaynak dağılımında etkinliğin istenir bir şey olduğu ve devlet politikalarının
öncelikli amacı olması gerektiği normatif bir ifadedir. Kamu ekonomistleri, ekonomist olmak
sıfatıyla böyle ifadelerde bulunamazlar. Tabii bu kamu ekonomistlerin kaynak dağılımında etkinlik
teorisini tanımlayamayacakları anlamına gelmez; ama bunun öncelikli olduğu etik bir sorundur.
Tehlike, kaynak dağılımında etkinliği bir kriter olarak alıp ve mükemmel kelimesini kullanarak,
kaynak dağılımında etkinliğe ulaşmak için uygulayıcıları gereken amaç olduğuna gizlice ikna
etmeye çalışıyor olmalarıdır. Aslında kamu ekonomisinde gelir dağılımında adalet de oldukça
önemlidir.
İnsanların tedaviye parası yetmeyebilir. Eşitlik ilkesi nedeniyle devletin üretimi gerekir. İkincisi,
insanların gelecekteki tıbbi ihtiyaçlarını tahmin etmesinde güçlük yaşanabilir. İnsanlar hayatını idame ettirebilmek için sosyal yardımlara muhtaç kalabilir. Bu sebeplerden ötürü kamu
ekonomisinin gelir dağılımında adalet fonksiyonuna ihtiyaç vardır. Koronovirüs salgını da devletin
gelir bölüşümünde tekrar rol oynaması gerektiğini göstermiştir. Kamu Tercihi Teorisi araçları, gelir
bölüşümüne yönelik bir reçete veremediğinden tekrar Neoklasik paradigmaya başvurmamız
gerekmektedir.
Koronavirüs pandemisinden önce, Neoklasik paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi
Teorisi temelli devlet anlayışına doğru bir dönüşüm yaşanmaktaydı. Bunu ülke örneklerinden de
görmekteyiz. Dünya genelinde ülkelerin kamu ekonomisinin ülke içindeki payı ya azalmakta ya da
durağan seyir göstermekteydi. Diğer bir deyişle, Kamu ekonomisi teorisinde devletin ekonomik
açıdan tasarlanması önceleri Neoklasik paradigma çerçevesinde gerçekleştirilirken son dönemlerde
Kamu Tercihi Teorisi çerçevesinde oluşturulmaktaydı. Kamu ekonomisi teorisinde Neoklasik
paradigma temelli devlet anlayışından Kamu Tercihi Teorisi temelli devlet anlayışına geçiş vardı.
Koronovirüs pandemisinden Neoklasik paradigma temelli kamu ekonomisi mantalitesinin, mali
yasaların ve pratiğinin konjonktürel öğelere daha uygun cevap verdiği ve geleneksele tekrar dönüşün
yaşanmaya başladığı söylenebilir. Zira gerek sosyal politika hizmetleri alanında gerek sağlık
alanında gerek eğitim alanında gerekse genel olarak kamu ekonomisi açısından devlet
mekanizmasına ihtiyaç vardır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.