Kalemden Kalbe Eğitim Öyküler

Stok Kodu:
9789757173908
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
1.65
1.32
9789757173908
138449
Kalemden Kalbe Eğitim Öyküler
Kalemden Kalbe Eğitim Öyküler
1.32
Sokağa çıkıp en gencinden en yaşlısına, en okumuşundan en cahiline, eğitime yönelik bir kaç soru soracak olsanız alacağınız cevap hep aynı olur: Eğitim şart! Kapsamı çok geniş olan eğitim konusu; aile, okul ve hayat üçgeni içerisinde şekillenir. Bilindiği gibi insanın kişilik gelişimi ve eğitimi; çocuğun anne rahmine düşmesiyle başlar ve ölünceye kadar devam eder. Eğitimin ilk başlangıç yeri olan ailede, bu sorumluluk anne ve babaya düşmektedir. Bu nedenle anne babanın çocuğunun maddi ve manevi yönden eğitimine önem vermesi, çocuk açısından son derece önemlidir. Çünkü çocuk, ailesinden almış olduğu eğitimle hayata köklerini salacak ve bu temel üzerinde gelişim evrelerini tamamlayacaktır. İnsandaki potansiyelin en üst sınırına kadar geliştirilebilmesi, ancak ona çok erken dönemlerde sağlanacak imkânlarla mümkün olabilir. Bu dönemle yaşamın ilk yıllarındaki eğitimin, çocuğun içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal çevrenin, onun gelişmesinde çok önemli rolü vardır. Okul öncesi yıllar ve ilköğretim çağı bu bakımdan hayati bir öneme sahiptir. Bu yıllarda çocuğa verilenler veya verilemeyenler onun geleceğini belirler. Kısacası bu dönem, insan yaşamının temelini oluşturur. Ünlü düşünür Gazzaliye göre, çocuğun kalbi, saf bir cevherdir. Verilen her şeyi kabul etmeye hazır olan çocuğun, iyi bir insan olabilmesi için, iyi eğitilmesi gerekir. Çocuğu korumak, eğitmek ve ona ahlâkî değerleri kazandırmak görevi ise aileye düşer. Bunun için Daha ilk günlerde çocuğun terbiyesine önem verilmelidir der ve terbiyede ilk yaşların önemine dikkat çekerek eğitimi, taş üzerine nakışlar yazmaya benzetir. Bu konuda yine Gazzali şöyle der: Çocuk, ana baba elinde bir emanettir. Kalbi bir cevher gibi temizdir. Mum gibi her şekli alabilir. Bütün yazı ve şekillerden uzaktır. Temiz bir toprak gibi olup, hangi tohum atılırsa, öyle büyür. İyilik tohumu ekilirse, din ve dünya saadetine kavuşur. Atalarımızın Ağaç yaş iken eğilir! sözü ise bu görüşü doğrular niteliktedir. Aile ortamının çocuğa sağladığı sevgi ve şefkat, çocuğun mutluluğu ve huzuru için vazgeçilmez unsurlardan biridir. Bu nedenle, istenilen bir çocuk olarak dünyaya gelmek, yaşamın ilk yıllarında saygı-sevgi- şefkatle büyütülmek, kişinin sağlıklı bir şekilde gelişmesinin olmazsa olmaz koşullarındandır. Ailenin yanısıra, okulun eğitimdeki yeri de oldukça önemlidir. Aileden alınan eğitim ile okuldan alınan eğitimin bileşkesi, çocuğu hayata hazırlar. Bu bağlamda eğitim, insanın yaşama sanatını idrak edebilmesi için rehber olmalı; kişiyi çevresi ile ahenkli olması için geliştirmelidir. Bu konuda ünlü alman düşünürü Goethe şöyle der: Eğitim, insanın güç sandığı ya da gerçekten kolay alt edilebilen engelleri nasıl aşacağını öğretme sanatından başka bir şey değildir. İnsanın eğitimi için bir şeyler yapılmak isteniyorsa, onun eğitim ve isteklerinin ne yönde olduğuna bakılmalıdır. Sonra onu bu eğilimleri tatmin edecek, o isteklere ulaşacak duruma getirmek gerekir. Böylece insan, yanılacak olursa, vaktinde yanılgısını fark etsin ve kendine uygun alanı yakalayacak olursa, daha bir hevesle ona yapışsın ve daha gayretle kendini yetiştirsin. Dünya, bundan böyle yek vücut, tek cemaat değil! Bu cemaati gerçekleştirmek için sadece tekniklerin ve bilgilerin aktarılmasından ibaret kalmayan, aynı zamanda hareketin anlam ve gayelerini de araştırmaya çağıran bir eğitim sistemine muhtacız. Bunun için ise dünyanın bütün bilgeliklerini seferber etmek zorundayız. diyen Hintli düşünür ise eğitim sisteminin önemine vurgu yapıyor. Günümüz bilgi ve teknoloji çağı. Bu çağa uyum sağlamak ise ancak bilgili ve eğitimli insan gücü ile mümkün olabilecektir. Mutlu ve erdem dolu bir hayat için, eğitimin önemine işaret eden öykülerle sizleri baş başa bırakırken, eğitimli ve erdemli bir hayat sürmeniz dileğiyle..
Sokağa çıkıp en gencinden en yaşlısına, en okumuşundan en cahiline, eğitime yönelik bir kaç soru soracak olsanız alacağınız cevap hep aynı olur: Eğitim şart! Kapsamı çok geniş olan eğitim konusu; aile, okul ve hayat üçgeni içerisinde şekillenir. Bilindiği gibi insanın kişilik gelişimi ve eğitimi; çocuğun anne rahmine düşmesiyle başlar ve ölünceye kadar devam eder. Eğitimin ilk başlangıç yeri olan ailede, bu sorumluluk anne ve babaya düşmektedir. Bu nedenle anne babanın çocuğunun maddi ve manevi yönden eğitimine önem vermesi, çocuk açısından son derece önemlidir. Çünkü çocuk, ailesinden almış olduğu eğitimle hayata köklerini salacak ve bu temel üzerinde gelişim evrelerini tamamlayacaktır. İnsandaki potansiyelin en üst sınırına kadar geliştirilebilmesi, ancak ona çok erken dönemlerde sağlanacak imkânlarla mümkün olabilir. Bu dönemle yaşamın ilk yıllarındaki eğitimin, çocuğun içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal çevrenin, onun gelişmesinde çok önemli rolü vardır. Okul öncesi yıllar ve ilköğretim çağı bu bakımdan hayati bir öneme sahiptir. Bu yıllarda çocuğa verilenler veya verilemeyenler onun geleceğini belirler. Kısacası bu dönem, insan yaşamının temelini oluşturur. Ünlü düşünür Gazzaliye göre, çocuğun kalbi, saf bir cevherdir. Verilen her şeyi kabul etmeye hazır olan çocuğun, iyi bir insan olabilmesi için, iyi eğitilmesi gerekir. Çocuğu korumak, eğitmek ve ona ahlâkî değerleri kazandırmak görevi ise aileye düşer. Bunun için Daha ilk günlerde çocuğun terbiyesine önem verilmelidir der ve terbiyede ilk yaşların önemine dikkat çekerek eğitimi, taş üzerine nakışlar yazmaya benzetir. Bu konuda yine Gazzali şöyle der: Çocuk, ana baba elinde bir emanettir. Kalbi bir cevher gibi temizdir. Mum gibi her şekli alabilir. Bütün yazı ve şekillerden uzaktır. Temiz bir toprak gibi olup, hangi tohum atılırsa, öyle büyür. İyilik tohumu ekilirse, din ve dünya saadetine kavuşur. Atalarımızın Ağaç yaş iken eğilir! sözü ise bu görüşü doğrular niteliktedir. Aile ortamının çocuğa sağladığı sevgi ve şefkat, çocuğun mutluluğu ve huzuru için vazgeçilmez unsurlardan biridir. Bu nedenle, istenilen bir çocuk olarak dünyaya gelmek, yaşamın ilk yıllarında saygı-sevgi- şefkatle büyütülmek, kişinin sağlıklı bir şekilde gelişmesinin olmazsa olmaz koşullarındandır. Ailenin yanısıra, okulun eğitimdeki yeri de oldukça önemlidir. Aileden alınan eğitim ile okuldan alınan eğitimin bileşkesi, çocuğu hayata hazırlar. Bu bağlamda eğitim, insanın yaşama sanatını idrak edebilmesi için rehber olmalı; kişiyi çevresi ile ahenkli olması için geliştirmelidir. Bu konuda ünlü alman düşünürü Goethe şöyle der: Eğitim, insanın güç sandığı ya da gerçekten kolay alt edilebilen engelleri nasıl aşacağını öğretme sanatından başka bir şey değildir. İnsanın eğitimi için bir şeyler yapılmak isteniyorsa, onun eğitim ve isteklerinin ne yönde olduğuna bakılmalıdır. Sonra onu bu eğilimleri tatmin edecek, o isteklere ulaşacak duruma getirmek gerekir. Böylece insan, yanılacak olursa, vaktinde yanılgısını fark etsin ve kendine uygun alanı yakalayacak olursa, daha bir hevesle ona yapışsın ve daha gayretle kendini yetiştirsin. Dünya, bundan böyle yek vücut, tek cemaat değil! Bu cemaati gerçekleştirmek için sadece tekniklerin ve bilgilerin aktarılmasından ibaret kalmayan, aynı zamanda hareketin anlam ve gayelerini de araştırmaya çağıran bir eğitim sistemine muhtacız. Bunun için ise dünyanın bütün bilgeliklerini seferber etmek zorundayız. diyen Hintli düşünür ise eğitim sisteminin önemine vurgu yapıyor. Günümüz bilgi ve teknoloji çağı. Bu çağa uyum sağlamak ise ancak bilgili ve eğitimli insan gücü ile mümkün olabilecektir. Mutlu ve erdem dolu bir hayat için, eğitimin önemine işaret eden öykülerle sizleri baş başa bırakırken, eğitimli ve erdemli bir hayat sürmeniz dileğiyle..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat