Kalem ve Kağıt

Stok Kodu:
9786058356719
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
272
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-05
Çeviren:
Yener Bayramoğlu
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.95
5.56
9786058356719
173156
Kalem ve Kağıt
Kalem ve Kağıt
5.556
Beş çocuklu bir ailenin son çocuğu olan Ortheil, diğer dört oğlunu İkinci Dünya Savaşı sırasında kaybeden annesinin konuşma yetisini kaybetmesi üzerine sessiz bir çocukluk geçirdi. Annesiyle babası onun sessizlik içinde geçen yıllardan sonra konuşmayı ve yazmayı düzgün bir biçimde öğrenemeyeceğinden korkuyorlardı. Sekiz yaşından itibaren yazma ve konuşma dersleri alan Ortheil babasının "yazı dersleri" dediği ve herhangi bir ders kitabını ya da müfredatı takip etmeyen oyunvari yaratıcılık atölyesinde yıllar boyunca hep şevkle çalıştı. Zaman içinde kendisi ustalığı üstlendi, her gün kendi kendine yeni yazı alıştırmaları verdi, kısa öyküler ve hikâyeler buldu, şiirler ve mini-dramlar yazdı ve ilk "roman"ı üzerine çalışmaya başladı. Çok geçmeden ilk çocuk metinleri dergi ve gazetelerde basıldı. Hiç alışıldık olmayan bir yazar doğmuştu: "Yazı yazan çocuk". Hanns-Josef Ortheil, Kalem ve Kâğıt'ta bu benzersiz tutkuyu anlatıyor. Eski yazı alıştırmalarına ve bu alıştırmaların gerçekleştiği mekânlara tekrar bakıp ailesinin verdiği eğitimin sırlarını çözmeye çalışıyor. Bunun için babasının daha ilk yazma çabalarından itibaren oluşturmaya başladığı arşive dalıyor ve muhtemelen bu metin arşivi günümüzde yaşayan yazarlara ait en büyüğü olma özelliğini taşıyor. Ortheil'in ilham veren dönüşümü sadece peşinden gittiği yazma tutkusunun öyküsü değil aynı zamanda şevk dolu bir meydan okuma.

Ve yaşadığım her şeyin en nihayetinde yazmak için bir materyal olduğunu kavrayabiliyordum. Yazmak akılda uydurulmuş bir şey değildi demek ki, daha çok üzerinde adım adım çalışılacak hayata dair notlar almaktı.

Çizgilerin silinmesi söz konusu değil, çünkü babam silmeyi doğru bulmuyor: "Eğer bir şey yanlış yapıldıysa üstü çizilir ya da olduğu haliyle bırakılıp tekrar baştan başlanır. Ama silmek iğrenç bir şey, silmek, her şeyi iyice kirletip bulaştırmak demek.

Uzun çayırların içine sırtüstü uzanıp gökyüzünden geçen kuşları dikkatlice izliyordum. Bir şahin? Bir atmaca? Bir doğan? Hiçbiri - yukarıda uçanlar "kuş"tu, başka hiçbir şey değil. "Kuş"ları adlandırmaya, tanımlaya gerek yoktu, çünkü "kuş"lar özgürdü. Kuşlar bana kelimeler olmadan, hiçbir düzene ve talimata maruz kalmadan öylece uçarak nasıl yaşanabileceğini gösteriyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
Beş çocuklu bir ailenin son çocuğu olan Ortheil, diğer dört oğlunu İkinci Dünya Savaşı sırasında kaybeden annesinin konuşma yetisini kaybetmesi üzerine sessiz bir çocukluk geçirdi. Annesiyle babası onun sessizlik içinde geçen yıllardan sonra konuşmayı ve yazmayı düzgün bir biçimde öğrenemeyeceğinden korkuyorlardı. Sekiz yaşından itibaren yazma ve konuşma dersleri alan Ortheil babasının "yazı dersleri" dediği ve herhangi bir ders kitabını ya da müfredatı takip etmeyen oyunvari yaratıcılık atölyesinde yıllar boyunca hep şevkle çalıştı. Zaman içinde kendisi ustalığı üstlendi, her gün kendi kendine yeni yazı alıştırmaları verdi, kısa öyküler ve hikâyeler buldu, şiirler ve mini-dramlar yazdı ve ilk "roman"ı üzerine çalışmaya başladı. Çok geçmeden ilk çocuk metinleri dergi ve gazetelerde basıldı. Hiç alışıldık olmayan bir yazar doğmuştu: "Yazı yazan çocuk". Hanns-Josef Ortheil, Kalem ve Kâğıt'ta bu benzersiz tutkuyu anlatıyor. Eski yazı alıştırmalarına ve bu alıştırmaların gerçekleştiği mekânlara tekrar bakıp ailesinin verdiği eğitimin sırlarını çözmeye çalışıyor. Bunun için babasının daha ilk yazma çabalarından itibaren oluşturmaya başladığı arşive dalıyor ve muhtemelen bu metin arşivi günümüzde yaşayan yazarlara ait en büyüğü olma özelliğini taşıyor. Ortheil'in ilham veren dönüşümü sadece peşinden gittiği yazma tutkusunun öyküsü değil aynı zamanda şevk dolu bir meydan okuma.

Ve yaşadığım her şeyin en nihayetinde yazmak için bir materyal olduğunu kavrayabiliyordum. Yazmak akılda uydurulmuş bir şey değildi demek ki, daha çok üzerinde adım adım çalışılacak hayata dair notlar almaktı.

Çizgilerin silinmesi söz konusu değil, çünkü babam silmeyi doğru bulmuyor: "Eğer bir şey yanlış yapıldıysa üstü çizilir ya da olduğu haliyle bırakılıp tekrar baştan başlanır. Ama silmek iğrenç bir şey, silmek, her şeyi iyice kirletip bulaştırmak demek.

Uzun çayırların içine sırtüstü uzanıp gökyüzünden geçen kuşları dikkatlice izliyordum. Bir şahin? Bir atmaca? Bir doğan? Hiçbiri - yukarıda uçanlar "kuş"tu, başka hiçbir şey değil. "Kuş"ları adlandırmaya, tanımlaya gerek yoktu, çünkü "kuş"lar özgürdü. Kuşlar bana kelimeler olmadan, hiçbir düzene ve talimata maruz kalmadan öylece uçarak nasıl yaşanabileceğini gösteriyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat