Kalbin Gözyaşları Zulmetten Nura

Stok Kodu:
9786059214056
Boyut:
140-230
Sayfa Sayısı:
336
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-02
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
10.50
8.40
9786059214056
421300
Kalbin Gözyaşları
Kalbin Gözyaşları Zulmetten Nura
8.4
Rûhânî tefekkür, kalbe ait bir îman anahtarı... Kâinat, mûcizevî âyetlerle dolu bir tecellî ve esrar kitabı; esmâ­i ilâhiyyenin fiilî tecellîsi, âdeta sessiz bir Kur'ân... Kur'ân da, kelâma bürünmüş, konuşan, öğüt veren bir kâinat... İnsan ise, her ikisinin kavşağında bulunan bir irfan mihrâkı ve tecellî âbidesi... Cenâb­ı Hak, Kur'ân­ı Kerîm'inin 137 yerinde insanı, kâinatta sergilediği ilâhî kudret nakışlarını ve azamet tecellîlerini tefekküre davet ediyor. Hakikaten, feyizli bir gönülle kâinâta nazar edenler, öyle bir ufka nâil olurlar ki, sanki üzerlerindeki semâ, muhteşem bir billûr avize gibi ilâhî sırlardan göz kırpan bir derinlik sunmakta... Yeryüzü ise her ağaç ve onların yaprakları ile ellerini niyâza açarak neşeli ürperişlerle Rabbine yalvarmakta... Çimenler, sanki Muhammedî bir cemaat için seccâde, onun üzerinde çiçekler safâlı bir ümmet olarak vecd içinde dalgalanmakta... Kudret nişâneleri olan dağlar, ilâhî huzurda kıyam hâlinde... Sanki bulutlar, feyz ve bereket menbaı olarak semâda dolaşan bir okyanus... Rüzgârlar, ilâhî ilhamların gaybî habercileri... Şimşekler, korku ve ümit şerâreleri. Gürlemeler ve yıldırımlar, Kahhâr'ın saltanatının fermanları ve gaf­letten îkaz eden bombardımanları... Gündüzler, Hakk'ın nûrunun zuhûru; geceler ise, ilâhî sır ve hikmetlerin tefekküründe derinleşme demleri... Velhâsıl mü'mine gereken en mühim tahsil; "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" (el­Alak, 1) emr­i ilâhîsine her an itaat neticesinde kalben merhaleler katetmektir. Yâ Rabbî! «Sen'i bulan neyi kaybetti, Sen'i kaybeden neyi buldu?» (Atâullah el­İskenderî)
Rûhânî tefekkür, kalbe ait bir îman anahtarı... Kâinat, mûcizevî âyetlerle dolu bir tecellî ve esrar kitabı; esmâ­i ilâhiyyenin fiilî tecellîsi, âdeta sessiz bir Kur'ân... Kur'ân da, kelâma bürünmüş, konuşan, öğüt veren bir kâinat... İnsan ise, her ikisinin kavşağında bulunan bir irfan mihrâkı ve tecellî âbidesi... Cenâb­ı Hak, Kur'ân­ı Kerîm'inin 137 yerinde insanı, kâinatta sergilediği ilâhî kudret nakışlarını ve azamet tecellîlerini tefekküre davet ediyor. Hakikaten, feyizli bir gönülle kâinâta nazar edenler, öyle bir ufka nâil olurlar ki, sanki üzerlerindeki semâ, muhteşem bir billûr avize gibi ilâhî sırlardan göz kırpan bir derinlik sunmakta... Yeryüzü ise her ağaç ve onların yaprakları ile ellerini niyâza açarak neşeli ürperişlerle Rabbine yalvarmakta... Çimenler, sanki Muhammedî bir cemaat için seccâde, onun üzerinde çiçekler safâlı bir ümmet olarak vecd içinde dalgalanmakta... Kudret nişâneleri olan dağlar, ilâhî huzurda kıyam hâlinde... Sanki bulutlar, feyz ve bereket menbaı olarak semâda dolaşan bir okyanus... Rüzgârlar, ilâhî ilhamların gaybî habercileri... Şimşekler, korku ve ümit şerâreleri. Gürlemeler ve yıldırımlar, Kahhâr'ın saltanatının fermanları ve gaf­letten îkaz eden bombardımanları... Gündüzler, Hakk'ın nûrunun zuhûru; geceler ise, ilâhî sır ve hikmetlerin tefekküründe derinleşme demleri... Velhâsıl mü'mine gereken en mühim tahsil; "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" (el­Alak, 1) emr­i ilâhîsine her an itaat neticesinde kalben merhaleler katetmektir. Yâ Rabbî! «Sen'i bulan neyi kaybetti, Sen'i kaybeden neyi buldu?» (Atâullah el­İskenderî)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat