John Locke'un İhtilal Teorisi Bağlamında Arap Baharı Sürecinin Değerlendirilmesi

Stok Kodu:
9786053000709
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
222
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
10.50
8.40
9786053000709
489533
John Locke'un İhtilal Teorisi Bağlamında Arap Baharı Sürecinin Değerlendirilmesi
John Locke'un İhtilal Teorisi Bağlamında Arap Baharı Sürecinin Değerlendirilmesi
8.4
17. yüzyılın önemli teorisyenlerinden John Locke, siyasal iktidarın sınırlandırılması düşüncesini benimsemiştir. Bu düşüncesini kaleme aldığı Yönetim Üzerine İkinci İnceleme adlı eserinde, devletin kaynak ve kapsamını belirlemeye çalışmıştır. Locke, devletin sınırlandırılmasına ilişkin fikirlerini ortaya koyarken, sosyal sözleşme teorisini dayanak almıştır. Siyasal toplumla iktidar arasında yapılan bu sözleşme ile siyasal toplum bazı yetkilerini siyasal iktidara devretmiştir. Bunun karşılığında devlet, bireylerin tabiatından kaynaklanan hayat, hürriyet, mülkiyet haklarını koruma altına almakla yükümlü kılınmıştır. Siyasal iktidar sözleşmeden kaynaklanan bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinde veya bir şekilde siyasal toplum gözündeki meşruiyetini kaybettiğinde siyasal toplum, sözleşmeyi feshederek yeni bir siyasal iktidar kurma hakkına haiz olacaktır. Arap Baharı süreci, John Locke'un sistematikleştirdiği ihtilal teorisinin güncel bir örneğidir. Bölgeye egemen olan siyasal iktidarlar, tabiiyetindekilerin hayat, hürriyet, mülkiyet hakkını güvenceye alma noktasında zayıf kalmışlardır. Bu meşru zeminin oluşturulmasında, uluslararası medya tarafından yapılan algı operasyonlarının etkisi göz ardı edilemeyecektir. Bölge halkında, baskıcı ve zorba ortak düşmana karşı oluşan ortak öfke ihtilal yolunu açmıştır.
17. yüzyılın önemli teorisyenlerinden John Locke, siyasal iktidarın sınırlandırılması düşüncesini benimsemiştir. Bu düşüncesini kaleme aldığı Yönetim Üzerine İkinci İnceleme adlı eserinde, devletin kaynak ve kapsamını belirlemeye çalışmıştır. Locke, devletin sınırlandırılmasına ilişkin fikirlerini ortaya koyarken, sosyal sözleşme teorisini dayanak almıştır. Siyasal toplumla iktidar arasında yapılan bu sözleşme ile siyasal toplum bazı yetkilerini siyasal iktidara devretmiştir. Bunun karşılığında devlet, bireylerin tabiatından kaynaklanan hayat, hürriyet, mülkiyet haklarını koruma altına almakla yükümlü kılınmıştır. Siyasal iktidar sözleşmeden kaynaklanan bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinde veya bir şekilde siyasal toplum gözündeki meşruiyetini kaybettiğinde siyasal toplum, sözleşmeyi feshederek yeni bir siyasal iktidar kurma hakkına haiz olacaktır. Arap Baharı süreci, John Locke'un sistematikleştirdiği ihtilal teorisinin güncel bir örneğidir. Bölgeye egemen olan siyasal iktidarlar, tabiiyetindekilerin hayat, hürriyet, mülkiyet hakkını güvenceye alma noktasında zayıf kalmışlardır. Bu meşru zeminin oluşturulmasında, uluslararası medya tarafından yapılan algı operasyonlarının etkisi göz ardı edilemeyecektir. Bölge halkında, baskıcı ve zorba ortak düşmana karşı oluşan ortak öfke ihtilal yolunu açmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat