9786054787258
381450
https://www.turkishbooks.com/books/istanbul-haneleri-p381450.html
İstanbul Haneleri Evlilik Aile ve Doğurganlık 1880 1940
8.889
Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde İstanbul, birçok Batı Avrupa toplumunun 20. yüzyıl öncesindeki demografik özelliklerine sahipti. Doğurganlık oranı kırsal kesimin üçte biri, evlenme yaşı kırsal kesimden yaklaşık on yıl geçti. 1920lere kadar İslam imparatorluğunun başkenti olan bir şehirde bu nasıl mümkün olabiliyordu?
Alan Duben ve Cem Behar, 1880-1940 döneminin İstanbulunu ve İstanbullusunu evlilik, aile ve doğurganlık ilişkileri açısından ele alıyor; ulaştıkları rakamların işaret ettiği sosyal ve kültürel olayların güçlü değişimleri yansıttığını ortaya koyuyorlar. İstanbul Haneleri aile ve ev hayatı, toplumda kadının ve erkeğin yeri, aile hayatının Batılılaşması, evliliğin temellerinde yaşanan değişim, kuşak çatışması, doğum kontrolüne karşı sergilenen tutum ve uygulanan metotlar ile gündelik aile hayatına ilişkin daha birçok sosyal ve kültürel konuyu inceliyor. Yazarlara göre, aile, evlilik, kadın, çocuk ve gündelik hayat konusundaki düzen, 1840-1920 arasında yaşanan büyük siyasal ve kültürel dönüşümün odak noktası olmuştur. Ailede yaşanan değişim ve krizler, yeni bir uygarlık dünyasına geçişten kaynaklanan geniş çaplı dönüşüm krizinin bir uzantısıdır.
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Batı Avrupa, Balkanlar ve Asyadan gelen etkilerin karıştığı bir alan ve uygarlıkların buluşma noktası konumundaki İstanbulu, bütün toplumun kimliğini yeniden şekillendiren sosyal ve kültürel değişimlerin sahnesi olarak değerlendiren Duben ve Beharın edebiyat eserlerinden gazete yazılarına, bireysel tanıklıklardan mahkeme kayıtlarına uzanan kapsamlı kaynakçası okuyucuya sağlam bir bilimsel perspektifin yanında ilginç ve sürükleyici bir öykü de sunuyor.
Alan Duben ve Cem Behar, 1880-1940 döneminin İstanbulunu ve İstanbullusunu evlilik, aile ve doğurganlık ilişkileri açısından ele alıyor; ulaştıkları rakamların işaret ettiği sosyal ve kültürel olayların güçlü değişimleri yansıttığını ortaya koyuyorlar. İstanbul Haneleri aile ve ev hayatı, toplumda kadının ve erkeğin yeri, aile hayatının Batılılaşması, evliliğin temellerinde yaşanan değişim, kuşak çatışması, doğum kontrolüne karşı sergilenen tutum ve uygulanan metotlar ile gündelik aile hayatına ilişkin daha birçok sosyal ve kültürel konuyu inceliyor. Yazarlara göre, aile, evlilik, kadın, çocuk ve gündelik hayat konusundaki düzen, 1840-1920 arasında yaşanan büyük siyasal ve kültürel dönüşümün odak noktası olmuştur. Ailede yaşanan değişim ve krizler, yeni bir uygarlık dünyasına geçişten kaynaklanan geniş çaplı dönüşüm krizinin bir uzantısıdır.
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Batı Avrupa, Balkanlar ve Asyadan gelen etkilerin karıştığı bir alan ve uygarlıkların buluşma noktası konumundaki İstanbulu, bütün toplumun kimliğini yeniden şekillendiren sosyal ve kültürel değişimlerin sahnesi olarak değerlendiren Duben ve Beharın edebiyat eserlerinden gazete yazılarına, bireysel tanıklıklardan mahkeme kayıtlarına uzanan kapsamlı kaynakçası okuyucuya sağlam bir bilimsel perspektifin yanında ilginç ve sürükleyici bir öykü de sunuyor.
Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde İstanbul, birçok Batı Avrupa toplumunun 20. yüzyıl öncesindeki demografik özelliklerine sahipti. Doğurganlık oranı kırsal kesimin üçte biri, evlenme yaşı kırsal kesimden yaklaşık on yıl geçti. 1920lere kadar İslam imparatorluğunun başkenti olan bir şehirde bu nasıl mümkün olabiliyordu?
Alan Duben ve Cem Behar, 1880-1940 döneminin İstanbulunu ve İstanbullusunu evlilik, aile ve doğurganlık ilişkileri açısından ele alıyor; ulaştıkları rakamların işaret ettiği sosyal ve kültürel olayların güçlü değişimleri yansıttığını ortaya koyuyorlar. İstanbul Haneleri aile ve ev hayatı, toplumda kadının ve erkeğin yeri, aile hayatının Batılılaşması, evliliğin temellerinde yaşanan değişim, kuşak çatışması, doğum kontrolüne karşı sergilenen tutum ve uygulanan metotlar ile gündelik aile hayatına ilişkin daha birçok sosyal ve kültürel konuyu inceliyor. Yazarlara göre, aile, evlilik, kadın, çocuk ve gündelik hayat konusundaki düzen, 1840-1920 arasında yaşanan büyük siyasal ve kültürel dönüşümün odak noktası olmuştur. Ailede yaşanan değişim ve krizler, yeni bir uygarlık dünyasına geçişten kaynaklanan geniş çaplı dönüşüm krizinin bir uzantısıdır.
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Batı Avrupa, Balkanlar ve Asyadan gelen etkilerin karıştığı bir alan ve uygarlıkların buluşma noktası konumundaki İstanbulu, bütün toplumun kimliğini yeniden şekillendiren sosyal ve kültürel değişimlerin sahnesi olarak değerlendiren Duben ve Beharın edebiyat eserlerinden gazete yazılarına, bireysel tanıklıklardan mahkeme kayıtlarına uzanan kapsamlı kaynakçası okuyucuya sağlam bir bilimsel perspektifin yanında ilginç ve sürükleyici bir öykü de sunuyor.
Alan Duben ve Cem Behar, 1880-1940 döneminin İstanbulunu ve İstanbullusunu evlilik, aile ve doğurganlık ilişkileri açısından ele alıyor; ulaştıkları rakamların işaret ettiği sosyal ve kültürel olayların güçlü değişimleri yansıttığını ortaya koyuyorlar. İstanbul Haneleri aile ve ev hayatı, toplumda kadının ve erkeğin yeri, aile hayatının Batılılaşması, evliliğin temellerinde yaşanan değişim, kuşak çatışması, doğum kontrolüne karşı sergilenen tutum ve uygulanan metotlar ile gündelik aile hayatına ilişkin daha birçok sosyal ve kültürel konuyu inceliyor. Yazarlara göre, aile, evlilik, kadın, çocuk ve gündelik hayat konusundaki düzen, 1840-1920 arasında yaşanan büyük siyasal ve kültürel dönüşümün odak noktası olmuştur. Ailede yaşanan değişim ve krizler, yeni bir uygarlık dünyasına geçişten kaynaklanan geniş çaplı dönüşüm krizinin bir uzantısıdır.
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Batı Avrupa, Balkanlar ve Asyadan gelen etkilerin karıştığı bir alan ve uygarlıkların buluşma noktası konumundaki İstanbulu, bütün toplumun kimliğini yeniden şekillendiren sosyal ve kültürel değişimlerin sahnesi olarak değerlendiren Duben ve Beharın edebiyat eserlerinden gazete yazılarına, bireysel tanıklıklardan mahkeme kayıtlarına uzanan kapsamlı kaynakçası okuyucuya sağlam bir bilimsel perspektifin yanında ilginç ve sürükleyici bir öykü de sunuyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.