9789756146828
142096
https://www.turkishbooks.com/books/islevsel-neuroanatomi-ve-neurohemal-organlar-p142096.html
İşlevsel Neuroanatomi ve Neurohemal Organlar
7.68
Pratisyen hekimlerin nöroanatomi ve nöroanatomik yapılardan köken alan hastalıklar konusundaki yetersizliği, birçok ruhsal hastalıklarda halkın yanlış çözümlere (Hocalara gitme, Derğahlarda yatma, Büyücülere muska yazdırma, Cinci hocalara cin çıkartma, Şeyhlere kan akıtma, Behlullere efsunlatma, vs.) başvurmasına neden olmaktadır. Bu süreç sonucunda ise ilgili kişinin durumu giderek ve de çoğunlukla daha da, kötüleşmektedir. Pratisyen hekimlerin nöroanatomi ve nöroanatomik yapılardan köken alan hastalıklar konusundaki yetersizliği, Türkiye'deki tıp eğitiminin bazı özelliklerinden kaynaklanıyor olabilir. Tıp fakültelerinde büyük oranda ruh ve bedeni birbirinden ayıran modele dayanan eğitim, ruhsal hastalıkları ve hastaları anlamayı ve onlarla mesleksel olarak ilgilenme isteğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu açıdan tıp eğitiminin biyo-psiko-sosyal modeli temel alması ya da bu modele daha uygun bir hale getirilmesi hastaya doğru yakalaşımda önemli bir katkı sağlayabilir. Sinir bilimleri kapsamındaki tıbbi eğitim programlarının bu bilgiler ışığında bir an önce planlanarak birçok algısal, duygusal, düşünsel ve davranışsal sorunların, normal yapısı, işleyişi veya biokimyası bozulan sinir sisteminden kaynaklandığı vurgulanmalıdır. Halkın ruhsal hastalığı olan kişilere karşı yaygın şekilde olumsuz ve önyargılı tutumlara sahip olmasının yanında, hekimlerin de ruhsal hastalığı olan kişilere yönelik tutumları aslında toplumun tutumlarının bir yansımasıdır. Toplumun ve hekimin ruhsal hastalıklara yönelik olumsuz ve önyargılı tutumunu hasta fark etmekte, bu fark ediş hastanın çare arama davranışını, hekimle iletişime giriş biçimini, tedavi uygulamalarına uyumunu doğrudan etkilemektedir. Sağlık çalışanlarının ruhsal hastalığı olan kişilere ve psikiyatrik sağaltımlara yönelik olumsuz ve önyargılı tutumları, hastaların sağaltım için başvurmalarını ve sağaltımı sürdürmelerini engelleyici bir etkisi de bulunmaktadır. Hastaların özellikle damgalanma korkusu nedeni ile psikiyatrik sağaltımdan kaçındıkları da bilinmektedir. Bu kitap bu bilinçli öngürüler ışığında planlanmıştır. Her türlü bilimsel eleştiri var olabilecek hatalarımızı azaltacaktır.
Pratisyen hekimlerin nöroanatomi ve nöroanatomik yapılardan köken alan hastalıklar konusundaki yetersizliği, birçok ruhsal hastalıklarda halkın yanlış çözümlere (Hocalara gitme, Derğahlarda yatma, Büyücülere muska yazdırma, Cinci hocalara cin çıkartma, Şeyhlere kan akıtma, Behlullere efsunlatma, vs.) başvurmasına neden olmaktadır. Bu süreç sonucunda ise ilgili kişinin durumu giderek ve de çoğunlukla daha da, kötüleşmektedir. Pratisyen hekimlerin nöroanatomi ve nöroanatomik yapılardan köken alan hastalıklar konusundaki yetersizliği, Türkiye'deki tıp eğitiminin bazı özelliklerinden kaynaklanıyor olabilir. Tıp fakültelerinde büyük oranda ruh ve bedeni birbirinden ayıran modele dayanan eğitim, ruhsal hastalıkları ve hastaları anlamayı ve onlarla mesleksel olarak ilgilenme isteğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu açıdan tıp eğitiminin biyo-psiko-sosyal modeli temel alması ya da bu modele daha uygun bir hale getirilmesi hastaya doğru yakalaşımda önemli bir katkı sağlayabilir. Sinir bilimleri kapsamındaki tıbbi eğitim programlarının bu bilgiler ışığında bir an önce planlanarak birçok algısal, duygusal, düşünsel ve davranışsal sorunların, normal yapısı, işleyişi veya biokimyası bozulan sinir sisteminden kaynaklandığı vurgulanmalıdır. Halkın ruhsal hastalığı olan kişilere karşı yaygın şekilde olumsuz ve önyargılı tutumlara sahip olmasının yanında, hekimlerin de ruhsal hastalığı olan kişilere yönelik tutumları aslında toplumun tutumlarının bir yansımasıdır. Toplumun ve hekimin ruhsal hastalıklara yönelik olumsuz ve önyargılı tutumunu hasta fark etmekte, bu fark ediş hastanın çare arama davranışını, hekimle iletişime giriş biçimini, tedavi uygulamalarına uyumunu doğrudan etkilemektedir. Sağlık çalışanlarının ruhsal hastalığı olan kişilere ve psikiyatrik sağaltımlara yönelik olumsuz ve önyargılı tutumları, hastaların sağaltım için başvurmalarını ve sağaltımı sürdürmelerini engelleyici bir etkisi de bulunmaktadır. Hastaların özellikle damgalanma korkusu nedeni ile psikiyatrik sağaltımdan kaçındıkları da bilinmektedir. Bu kitap bu bilinçli öngürüler ışığında planlanmıştır. Her türlü bilimsel eleştiri var olabilecek hatalarımızı azaltacaktır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.