9786055146245
397428
https://www.turkishbooks.com/books/islami-uyanis-surecimiz-ve-islamcilik-soylesileri-p397428.html
İslami Uyanış Sürecimiz ve İslamcılık Söyleşileri
10.8
Ekin Yayınları, araştırmacı Yazar Hamza Türkmen'nin Türkiye'de İslami uyanış ve aynı zamanda tevhidi bilinçlenme süreçleriyle ilgili birikimini ve tanıklıklarını paylaşarak farklı yayın organlarına verdiği söyleşilerinden bazılarını bir araya getirerek kitaplaştırdı.
Okuma kolaylığı ve akıcılığı taşıyan bu söyleşileri kitapta iki ana başlık altında tasnifledik:
1. ?İslam'ı Kavrama Çabalarımız ve İslamcılık"
2. ?Mektebi Çizgimiz ve Pratiğimizin Muhasebesi"
Türkmen, birikimleri ve tecrübelerini paylaştığı bu kitapta Türkiye'de İslamcılığın gelişim seyrini içeriden bir bakışla izah ederken İslamcılığın gelecek tasavvuruyla ilgili de önemli analizlerde bulunmaktadır.
Türkmen'in sunuş yazısındaki şu vurgular önemli bir başlık konusu:
?İslam'ı kavrama ve yaşama azmini sürdürenler için tüm düşmeler ve kalkmalar bir tecrübe, bir birikimdir. Ve süreç ilerledikçe tüm çözülenlere ve lokalleşenlere rağmen Türkiye İslami uyanış ve tevhidi bilinçleniş süreci kök saldı ve değerini bilenler için birikimini göğertti.
Artık bilgiye ulaşmak isteyenler için çorak toprak yeşerdi. Artık bilgi eksikliğimiz mâzeret değil. Eksikliklerimiz daha çok adap da, üslup da, birlikte iş yapabilme becerisini elde edecek hasbilik, isar, şura ve adanmışlık bilincinde.
Nasıl bir yönetim tarzı ve sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel bir model istendiği konusuyla ilgili gündemler afakidir. Yerel ve küresel kuşatmalar ve zaafa uğramış bir ümmetin parçaları olarak ulus devlet çatıları altında, modernitenin taarruzuna muhatap olarak yaşıyoruz. Uzun erimli ideallerimizi ilkin kendi aramızda, şûra temelli birlikteliklerimizde yaşatabilme aşamasına geldik mi gelmedik mi sorusunu öne çekmeliyiz.
Şu anki stratejik aşamamız, hazarda veya seferde var kalabilmek ve geleceğimize hazırlanabilmek için kendimize ve ümmetin diri kollarına özgürlük alanları açabilmek olmalıdır. Yahut mevcut durum muhasebemize uygun olarak harekât hattımızı, sünnetullah çerçevesinde yeniden ele alabiliriz.
Niteliğimiz, dayanışmamız ve birlikte iş yapabilme ahlakımız geliştiği süreçlerde istikâmetimizin merdivenlerinden tırmanmak imkânlıdır. Yeter ki fıtri olana ve vahyin toplumsal yasalarına uygun çizgide gereğince yol alabilelim.
Yerel ve küresel vesayet sistemlerini en fazla ürküten de, uyuyan devi uyaracak, eğitecek ve mücadele saflarına nitelikli katılımı çoğaltabilecek bu kolektif bilinçlenme düzeyidir. Bu düzeyi besleyecek etkenlerden en önemlisi de İslami duyarlılık ve uyanış süreçleridir. Tevhidi bilinç duyarlılıktan güç almalı, duyarlılık bilinçle kucaklaşmalıdır."
Okuma kolaylığı ve akıcılığı taşıyan bu söyleşileri kitapta iki ana başlık altında tasnifledik:
1. ?İslam'ı Kavrama Çabalarımız ve İslamcılık"
2. ?Mektebi Çizgimiz ve Pratiğimizin Muhasebesi"
Türkmen, birikimleri ve tecrübelerini paylaştığı bu kitapta Türkiye'de İslamcılığın gelişim seyrini içeriden bir bakışla izah ederken İslamcılığın gelecek tasavvuruyla ilgili de önemli analizlerde bulunmaktadır.
Türkmen'in sunuş yazısındaki şu vurgular önemli bir başlık konusu:
?İslam'ı kavrama ve yaşama azmini sürdürenler için tüm düşmeler ve kalkmalar bir tecrübe, bir birikimdir. Ve süreç ilerledikçe tüm çözülenlere ve lokalleşenlere rağmen Türkiye İslami uyanış ve tevhidi bilinçleniş süreci kök saldı ve değerini bilenler için birikimini göğertti.
Artık bilgiye ulaşmak isteyenler için çorak toprak yeşerdi. Artık bilgi eksikliğimiz mâzeret değil. Eksikliklerimiz daha çok adap da, üslup da, birlikte iş yapabilme becerisini elde edecek hasbilik, isar, şura ve adanmışlık bilincinde.
Nasıl bir yönetim tarzı ve sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel bir model istendiği konusuyla ilgili gündemler afakidir. Yerel ve küresel kuşatmalar ve zaafa uğramış bir ümmetin parçaları olarak ulus devlet çatıları altında, modernitenin taarruzuna muhatap olarak yaşıyoruz. Uzun erimli ideallerimizi ilkin kendi aramızda, şûra temelli birlikteliklerimizde yaşatabilme aşamasına geldik mi gelmedik mi sorusunu öne çekmeliyiz.
Şu anki stratejik aşamamız, hazarda veya seferde var kalabilmek ve geleceğimize hazırlanabilmek için kendimize ve ümmetin diri kollarına özgürlük alanları açabilmek olmalıdır. Yahut mevcut durum muhasebemize uygun olarak harekât hattımızı, sünnetullah çerçevesinde yeniden ele alabiliriz.
Niteliğimiz, dayanışmamız ve birlikte iş yapabilme ahlakımız geliştiği süreçlerde istikâmetimizin merdivenlerinden tırmanmak imkânlıdır. Yeter ki fıtri olana ve vahyin toplumsal yasalarına uygun çizgide gereğince yol alabilelim.
Yerel ve küresel vesayet sistemlerini en fazla ürküten de, uyuyan devi uyaracak, eğitecek ve mücadele saflarına nitelikli katılımı çoğaltabilecek bu kolektif bilinçlenme düzeyidir. Bu düzeyi besleyecek etkenlerden en önemlisi de İslami duyarlılık ve uyanış süreçleridir. Tevhidi bilinç duyarlılıktan güç almalı, duyarlılık bilinçle kucaklaşmalıdır."
Ekin Yayınları, araştırmacı Yazar Hamza Türkmen'nin Türkiye'de İslami uyanış ve aynı zamanda tevhidi bilinçlenme süreçleriyle ilgili birikimini ve tanıklıklarını paylaşarak farklı yayın organlarına verdiği söyleşilerinden bazılarını bir araya getirerek kitaplaştırdı.
Okuma kolaylığı ve akıcılığı taşıyan bu söyleşileri kitapta iki ana başlık altında tasnifledik:
1. ?İslam'ı Kavrama Çabalarımız ve İslamcılık"
2. ?Mektebi Çizgimiz ve Pratiğimizin Muhasebesi"
Türkmen, birikimleri ve tecrübelerini paylaştığı bu kitapta Türkiye'de İslamcılığın gelişim seyrini içeriden bir bakışla izah ederken İslamcılığın gelecek tasavvuruyla ilgili de önemli analizlerde bulunmaktadır.
Türkmen'in sunuş yazısındaki şu vurgular önemli bir başlık konusu:
?İslam'ı kavrama ve yaşama azmini sürdürenler için tüm düşmeler ve kalkmalar bir tecrübe, bir birikimdir. Ve süreç ilerledikçe tüm çözülenlere ve lokalleşenlere rağmen Türkiye İslami uyanış ve tevhidi bilinçleniş süreci kök saldı ve değerini bilenler için birikimini göğertti.
Artık bilgiye ulaşmak isteyenler için çorak toprak yeşerdi. Artık bilgi eksikliğimiz mâzeret değil. Eksikliklerimiz daha çok adap da, üslup da, birlikte iş yapabilme becerisini elde edecek hasbilik, isar, şura ve adanmışlık bilincinde.
Nasıl bir yönetim tarzı ve sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel bir model istendiği konusuyla ilgili gündemler afakidir. Yerel ve küresel kuşatmalar ve zaafa uğramış bir ümmetin parçaları olarak ulus devlet çatıları altında, modernitenin taarruzuna muhatap olarak yaşıyoruz. Uzun erimli ideallerimizi ilkin kendi aramızda, şûra temelli birlikteliklerimizde yaşatabilme aşamasına geldik mi gelmedik mi sorusunu öne çekmeliyiz.
Şu anki stratejik aşamamız, hazarda veya seferde var kalabilmek ve geleceğimize hazırlanabilmek için kendimize ve ümmetin diri kollarına özgürlük alanları açabilmek olmalıdır. Yahut mevcut durum muhasebemize uygun olarak harekât hattımızı, sünnetullah çerçevesinde yeniden ele alabiliriz.
Niteliğimiz, dayanışmamız ve birlikte iş yapabilme ahlakımız geliştiği süreçlerde istikâmetimizin merdivenlerinden tırmanmak imkânlıdır. Yeter ki fıtri olana ve vahyin toplumsal yasalarına uygun çizgide gereğince yol alabilelim.
Yerel ve küresel vesayet sistemlerini en fazla ürküten de, uyuyan devi uyaracak, eğitecek ve mücadele saflarına nitelikli katılımı çoğaltabilecek bu kolektif bilinçlenme düzeyidir. Bu düzeyi besleyecek etkenlerden en önemlisi de İslami duyarlılık ve uyanış süreçleridir. Tevhidi bilinç duyarlılıktan güç almalı, duyarlılık bilinçle kucaklaşmalıdır."
Okuma kolaylığı ve akıcılığı taşıyan bu söyleşileri kitapta iki ana başlık altında tasnifledik:
1. ?İslam'ı Kavrama Çabalarımız ve İslamcılık"
2. ?Mektebi Çizgimiz ve Pratiğimizin Muhasebesi"
Türkmen, birikimleri ve tecrübelerini paylaştığı bu kitapta Türkiye'de İslamcılığın gelişim seyrini içeriden bir bakışla izah ederken İslamcılığın gelecek tasavvuruyla ilgili de önemli analizlerde bulunmaktadır.
Türkmen'in sunuş yazısındaki şu vurgular önemli bir başlık konusu:
?İslam'ı kavrama ve yaşama azmini sürdürenler için tüm düşmeler ve kalkmalar bir tecrübe, bir birikimdir. Ve süreç ilerledikçe tüm çözülenlere ve lokalleşenlere rağmen Türkiye İslami uyanış ve tevhidi bilinçleniş süreci kök saldı ve değerini bilenler için birikimini göğertti.
Artık bilgiye ulaşmak isteyenler için çorak toprak yeşerdi. Artık bilgi eksikliğimiz mâzeret değil. Eksikliklerimiz daha çok adap da, üslup da, birlikte iş yapabilme becerisini elde edecek hasbilik, isar, şura ve adanmışlık bilincinde.
Nasıl bir yönetim tarzı ve sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel bir model istendiği konusuyla ilgili gündemler afakidir. Yerel ve küresel kuşatmalar ve zaafa uğramış bir ümmetin parçaları olarak ulus devlet çatıları altında, modernitenin taarruzuna muhatap olarak yaşıyoruz. Uzun erimli ideallerimizi ilkin kendi aramızda, şûra temelli birlikteliklerimizde yaşatabilme aşamasına geldik mi gelmedik mi sorusunu öne çekmeliyiz.
Şu anki stratejik aşamamız, hazarda veya seferde var kalabilmek ve geleceğimize hazırlanabilmek için kendimize ve ümmetin diri kollarına özgürlük alanları açabilmek olmalıdır. Yahut mevcut durum muhasebemize uygun olarak harekât hattımızı, sünnetullah çerçevesinde yeniden ele alabiliriz.
Niteliğimiz, dayanışmamız ve birlikte iş yapabilme ahlakımız geliştiği süreçlerde istikâmetimizin merdivenlerinden tırmanmak imkânlıdır. Yeter ki fıtri olana ve vahyin toplumsal yasalarına uygun çizgide gereğince yol alabilelim.
Yerel ve küresel vesayet sistemlerini en fazla ürküten de, uyuyan devi uyaracak, eğitecek ve mücadele saflarına nitelikli katılımı çoğaltabilecek bu kolektif bilinçlenme düzeyidir. Bu düzeyi besleyecek etkenlerden en önemlisi de İslami duyarlılık ve uyanış süreçleridir. Tevhidi bilinç duyarlılıktan güç almalı, duyarlılık bilinçle kucaklaşmalıdır."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.