İslam Hukukunda Sünnetin Yasal Konumu

Stok Kodu:
9789757621522
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008-12
Çeviren:
Durmuş Bulgur
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
7.50
6.00
9789757621522
522200
İslam Hukukunda Sünnetin Yasal Konumu
İslam Hukukunda Sünnetin Yasal Konumu
6
Halid Davudi Sünnet inkar Fitnesi, İslam tarihinde ilk olarak H.2. yılında ortaya çıktı. Bu fitneyi ortaya çıkaranlar, mutezile ve hariciler idi. Hariciler buna gerek duymalarının sebebi şu idi; Peygamberin talimatlarını içeren, toplumu bir düzen ve intizama sokan ve mevcudiyetinde haricilerin aşırı görüşlerinin tutunamadığı sünnet, İslam toplumunda yaymak istedikleri fitne yolunda kendilerine engel olmaktaydı. Bu sebeble hariciler, hadislerin sıhhatinde şüphe ve sünnetin vacibu'l ittiba olmasını inkar şeklinde iki yönlü bir siyaset izlediler. Mutezile aynı yola başvurdu. Çünkü onlar, Acem ve yunan felsefeleriyle ilk karşılaştıklarında, ilsami akide usul ve hükümler hakkında zihinlerde şüphe ve belirsizlikleri tamamen anlamadan şu veya bu şekilde çözmek istiyorlardı. Onlar felsefe adıyla gelen her şeyi tamamen aklın gereği kabul edip islam inanç ve esasların bu sözde akli gereklere göre yorumlanmasını istediler. Ne var ki bu yolda hadis ve sünnete engel teşkil etti. Bu nedenle onlar da hariciler gibi hadisin şüphlei olduğunu söyleyerek sünnetin hüccet oluşunu inkar ettiler.
Halid Davudi Sünnet inkar Fitnesi, İslam tarihinde ilk olarak H.2. yılında ortaya çıktı. Bu fitneyi ortaya çıkaranlar, mutezile ve hariciler idi. Hariciler buna gerek duymalarının sebebi şu idi; Peygamberin talimatlarını içeren, toplumu bir düzen ve intizama sokan ve mevcudiyetinde haricilerin aşırı görüşlerinin tutunamadığı sünnet, İslam toplumunda yaymak istedikleri fitne yolunda kendilerine engel olmaktaydı. Bu sebeble hariciler, hadislerin sıhhatinde şüphe ve sünnetin vacibu'l ittiba olmasını inkar şeklinde iki yönlü bir siyaset izlediler. Mutezile aynı yola başvurdu. Çünkü onlar, Acem ve yunan felsefeleriyle ilk karşılaştıklarında, ilsami akide usul ve hükümler hakkında zihinlerde şüphe ve belirsizlikleri tamamen anlamadan şu veya bu şekilde çözmek istiyorlardı. Onlar felsefe adıyla gelen her şeyi tamamen aklın gereği kabul edip islam inanç ve esasların bu sözde akli gereklere göre yorumlanmasını istediler. Ne var ki bu yolda hadis ve sünnete engel teşkil etti. Bu nedenle onlar da hariciler gibi hadisin şüphlei olduğunu söyleyerek sünnetin hüccet oluşunu inkar ettiler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat