1000000024586
63495
https://www.turkishbooks.com/books/islam-ceza-mahkemesi-hukukunda-ispat-vasitalari-p63495.html
İslam Ceza Mahkemesi Hukukunda İspat Vasıtaları
4.20
İslâm hukuku, Hz. Peygamber döneminden itibaren fer î meselelere, Kur an ve Sünnet te yer alan ilke ve hükümler esas alınarak çözüm üretilmesi şeklinde geliştiği gibi onun önemli bir bölümünü oluşturan yargılama hukuku da yine fakihlerin, hakem ve kadıların karşılaştıkları hukuki çekişmeleri bu anlayışa uygun bir sonuca bağlama yönündeki gayretleriyle oluşmuştur. Bu itibarla İslâm yargılama hukukunun oluşumunda, İslâm toplumlarının deneysel birikimlerinin toplumsal şartlara ve olgulara göre geliştirilen hukuk kültürünün önemli bir payı bulunmaktadır.
İlk telif edilen eserler arasında yer alan "edebü l-kadî" türü eserler de, yargılama hukuku arasında farklı muhit ve dönemlerde ne tür hukukî çekişmelerle karşılaşıldığını ve ihtilâfların giderilmesinde nasıl bir yol takip edildiğini göstermesi bakımından ayrı bir önem taşır. Bu tür eserler İslâm toplumunda belli bir hukuk geleneğinin kuruluşunun da kalıcı adımları niteliğindedir. Klasik fıkıh literatüründe kaza, edebü l-kadî, şehâde, sulh gibi müstakil başlıklar veya suç ve cezaların incelenmesi sırasında konan ara başlıklar altında toplanan ve fıkhın hayli gelişmiş bir dalını teşkil eden yargılama hukuk kuralları da uzun asırların tecrübe birikimini ve geleneğini yansıtması yönüyle günümüz hukuk bilimi için önemli addedilmektedir.
Çağımızda İslâm yargılama hukuku adı altında veya hukuk ve ceza yargılaması ayırımı yapılarak telif edilen, ya da hukukun dallarından birinde yazılan eserler, hem klasik fıkıh doktrinindeki bilgi ve verilerden hareketle daha genel ve toparlayıcı tesbitlere ulaşmayı, hem de pozitif hukukun mevcut birikim ve eğilimlerini devreye sokmayı amaçlamaktadır.
Bu çalışmada da benzer bir yol izlendi. Bunun için yargılama hukuku alanında, hem klasik dönemin fıkıh literatüründe mevcut görüş ve örneklendirmeleri daha üst bir tasnife taşımaya, hem de çağdaş İslâm hukuku literatürüyle modern Türk hukukunu birlikte göz önüne alıp bir karşılaştırma yapılmaya çalışıldı. Böylece adaleti sağlama ekseninde iyi niyet ve gayreti içeren insanlık tecrübesinin dönem ve muhitlere göre çok fazla farklılık taşımadığı, mevcut farklılıkların ise içinde bulunulan şart ve anlayışlara bağlanabilecek bir ayrıntıdan ibaret olduğu bilimsel düzlemde gösterilmeye çalışıldı.
İslâm hukuku, Hz. Peygamber döneminden itibaren fer î meselelere, Kur an ve Sünnet te yer alan ilke ve hükümler esas alınarak çözüm üretilmesi şeklinde geliştiği gibi onun önemli bir bölümünü oluşturan yargılama hukuku da yine fakihlerin, hakem ve kadıların karşılaştıkları hukuki çekişmeleri bu anlayışa uygun bir sonuca bağlama yönündeki gayretleriyle oluşmuştur. Bu itibarla İslâm yargılama hukukunun oluşumunda, İslâm toplumlarının deneysel birikimlerinin toplumsal şartlara ve olgulara göre geliştirilen hukuk kültürünün önemli bir payı bulunmaktadır.
İlk telif edilen eserler arasında yer alan "edebü l-kadî" türü eserler de, yargılama hukuku arasında farklı muhit ve dönemlerde ne tür hukukî çekişmelerle karşılaşıldığını ve ihtilâfların giderilmesinde nasıl bir yol takip edildiğini göstermesi bakımından ayrı bir önem taşır. Bu tür eserler İslâm toplumunda belli bir hukuk geleneğinin kuruluşunun da kalıcı adımları niteliğindedir. Klasik fıkıh literatüründe kaza, edebü l-kadî, şehâde, sulh gibi müstakil başlıklar veya suç ve cezaların incelenmesi sırasında konan ara başlıklar altında toplanan ve fıkhın hayli gelişmiş bir dalını teşkil eden yargılama hukuk kuralları da uzun asırların tecrübe birikimini ve geleneğini yansıtması yönüyle günümüz hukuk bilimi için önemli addedilmektedir.
Çağımızda İslâm yargılama hukuku adı altında veya hukuk ve ceza yargılaması ayırımı yapılarak telif edilen, ya da hukukun dallarından birinde yazılan eserler, hem klasik fıkıh doktrinindeki bilgi ve verilerden hareketle daha genel ve toparlayıcı tesbitlere ulaşmayı, hem de pozitif hukukun mevcut birikim ve eğilimlerini devreye sokmayı amaçlamaktadır.
Bu çalışmada da benzer bir yol izlendi. Bunun için yargılama hukuku alanında, hem klasik dönemin fıkıh literatüründe mevcut görüş ve örneklendirmeleri daha üst bir tasnife taşımaya, hem de çağdaş İslâm hukuku literatürüyle modern Türk hukukunu birlikte göz önüne alıp bir karşılaştırma yapılmaya çalışıldı. Böylece adaleti sağlama ekseninde iyi niyet ve gayreti içeren insanlık tecrübesinin dönem ve muhitlere göre çok fazla farklılık taşımadığı, mevcut farklılıkların ise içinde bulunulan şart ve anlayışlara bağlanabilecek bir ayrıntıdan ibaret olduğu bilimsel düzlemde gösterilmeye çalışıldı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.