Işık Hep Oradaydı

Stok Kodu:
9786052100530
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-10
Çeviren:
Zeynel Can Gündoğdu
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
13.50
10.80
9786052100530
480372
Işık Hep Oradaydı
Işık Hep Oradaydı
10.8
Amerikalı yazar Nancy Kricorian Türkçeye çevrilen üçüncü romanı Işık Hep Oradaydı'da bu kez bizi işgal altındaki Paris'e götürüyor. Kricorian, Nazilerin Haziran 1940'ta Paris'e girmesiyle başlayan romanında, Paris'in banliyölerinde yaşayan göçmen bir Ermeni ailenin dört yıl süren işgal ve savaşın getirdiği sefalet karşısında hayata tutunma çabasını anlatarak dönemin atmosferini yakalamayı başarıyor. Siyasi şiddet, katliamlar, açlık ve güvensizlik ortamında dahi direnişin ve umudun var olmaya devam ettiği Paris'te, aşk da ruhları türlü hallerin girdabına sürüklemeyi sürdürüyor. Romanda, Ermeni aileler Yahudi dost ve komşularının başlarına gelen felaketle henüz çeyrek asır önce kendi başlarına gelen felaket arasında, geçmişle bugün arasında gidip gelirken, onların tarihin tekerrür edeceğine dair duydukları korku, metindeki gerilimi artırıyor.

Paris nasıl önce düşüp sonra direndiyse, romandaki karakterler de açlık, savaş ve verilen kayıplar karşısında tekrar tekrar yeniliyor, ancak pes etmiyor. Paris eninde sonunda kurtuluyor ancak romanın karakterlerinden birinin de söylediği gibi, bu en büyük insanlık suçlarına tanıklık etmiş olanların bazı sınavlardan selamete çıkması pek mümkün olmuyor. Yine de romanın isminin de vaat ettiği üzere, bütün bu karanlığa rağmen çatlaklardan sızan bir ışık hep oluyor.
Amerikalı yazar Nancy Kricorian Türkçeye çevrilen üçüncü romanı Işık Hep Oradaydı'da bu kez bizi işgal altındaki Paris'e götürüyor. Kricorian, Nazilerin Haziran 1940'ta Paris'e girmesiyle başlayan romanında, Paris'in banliyölerinde yaşayan göçmen bir Ermeni ailenin dört yıl süren işgal ve savaşın getirdiği sefalet karşısında hayata tutunma çabasını anlatarak dönemin atmosferini yakalamayı başarıyor. Siyasi şiddet, katliamlar, açlık ve güvensizlik ortamında dahi direnişin ve umudun var olmaya devam ettiği Paris'te, aşk da ruhları türlü hallerin girdabına sürüklemeyi sürdürüyor. Romanda, Ermeni aileler Yahudi dost ve komşularının başlarına gelen felaketle henüz çeyrek asır önce kendi başlarına gelen felaket arasında, geçmişle bugün arasında gidip gelirken, onların tarihin tekerrür edeceğine dair duydukları korku, metindeki gerilimi artırıyor.

Paris nasıl önce düşüp sonra direndiyse, romandaki karakterler de açlık, savaş ve verilen kayıplar karşısında tekrar tekrar yeniliyor, ancak pes etmiyor. Paris eninde sonunda kurtuluyor ancak romanın karakterlerinden birinin de söylediği gibi, bu en büyük insanlık suçlarına tanıklık etmiş olanların bazı sınavlardan selamete çıkması pek mümkün olmuyor. Yine de romanın isminin de vaat ettiği üzere, bütün bu karanlığa rağmen çatlaklardan sızan bir ışık hep oluyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat