9786057634580
493881
https://www.turkishbooks.com/books/ipege-sarilmis-celik-p493881.html
İpeğe Sarılmış Çelik
15.12
"Yumuşak güç" ve "Kamu Diplomasisi" kavramları özellikle Soğuk Savaş sonrasında yoğun
kullanılmaya başlamış ve Uluslararası İlişkiler yazınında farklı bir perspektif açmıştır. Joseph
S. Nye, Jr.'ın gündeme getirdiği Yumuşak Güç kavramı zaman zaman eleştirilere muhatap
olsa da genel bir kabul gördü. Kavramı abartıp "sert güç"ün önemini tamamen yitirdiğini
söyleyenler ile kavramı hiç anlamayıp gücün sert olanı dışında bir versiyonunu mümkün
görmeyenler bir tarafa bırakılırsa yumuşak güç ve bununla doğrudan ilişkili kamu diplomasisi
kavramlarının Uluslararası İlişkiler çalışmalarının disiplinler arası yapısına yaptığı katkılar
genel kabul görmüştür.
Küresel Bilgi çağı olarak tanımlanabilecek olan çağımızda yumuşak güç daha anlamlı hale
gelmekte, devlet ve hükümetler dışı aktörlerin faaliyetlerinin de uluslararası politikada
etkisini daha görünür kılmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarından çokuluslu şirketlere, popüler
kültürden sanata, gastronomiden eğitime birçok aktör ve konunun devletlerin dış politika
hedeflerini elde etmesini zorlaştırıcı veya kolaylaştırıcı etkileri araştırma konusu olmuştur.
Başta tarihi ve kültürel yapısı olmak üzere birçok özelliği Türkiye'ye geniş bir yumuşak güç
potansiyeli sağlamaktadır. Bu gücün fiilden kuvveye dönüşebilmesi için doğru politikalar
belirlenip uygulanması gerekmektedir. Bu kitapta Türkiye'nin dünyanın çeşitli bölgelerindeki
(Orta Asya, Kafkasya, Avrupa, Balkanlar, Rusya, Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika, Hint Alt
Kıtası) yumuşak güç potansiyeli üzerinde durulmuş ve yine Türkiye'nin bölgesel kamu
diplomasisi kurumları ve uygulamaları incelenmiştir. Bu uygulamaların etkinliği tartışılmış ve
çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Genel anlamda Türk dış politikasına özel de ise Türkiye'nin
yumuşak gücü ve kamu diplomasisi uygulamalarına ilgi duyan okur için doyurucu olmasına
çalışılmıştır
kullanılmaya başlamış ve Uluslararası İlişkiler yazınında farklı bir perspektif açmıştır. Joseph
S. Nye, Jr.'ın gündeme getirdiği Yumuşak Güç kavramı zaman zaman eleştirilere muhatap
olsa da genel bir kabul gördü. Kavramı abartıp "sert güç"ün önemini tamamen yitirdiğini
söyleyenler ile kavramı hiç anlamayıp gücün sert olanı dışında bir versiyonunu mümkün
görmeyenler bir tarafa bırakılırsa yumuşak güç ve bununla doğrudan ilişkili kamu diplomasisi
kavramlarının Uluslararası İlişkiler çalışmalarının disiplinler arası yapısına yaptığı katkılar
genel kabul görmüştür.
Küresel Bilgi çağı olarak tanımlanabilecek olan çağımızda yumuşak güç daha anlamlı hale
gelmekte, devlet ve hükümetler dışı aktörlerin faaliyetlerinin de uluslararası politikada
etkisini daha görünür kılmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarından çokuluslu şirketlere, popüler
kültürden sanata, gastronomiden eğitime birçok aktör ve konunun devletlerin dış politika
hedeflerini elde etmesini zorlaştırıcı veya kolaylaştırıcı etkileri araştırma konusu olmuştur.
Başta tarihi ve kültürel yapısı olmak üzere birçok özelliği Türkiye'ye geniş bir yumuşak güç
potansiyeli sağlamaktadır. Bu gücün fiilden kuvveye dönüşebilmesi için doğru politikalar
belirlenip uygulanması gerekmektedir. Bu kitapta Türkiye'nin dünyanın çeşitli bölgelerindeki
(Orta Asya, Kafkasya, Avrupa, Balkanlar, Rusya, Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika, Hint Alt
Kıtası) yumuşak güç potansiyeli üzerinde durulmuş ve yine Türkiye'nin bölgesel kamu
diplomasisi kurumları ve uygulamaları incelenmiştir. Bu uygulamaların etkinliği tartışılmış ve
çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Genel anlamda Türk dış politikasına özel de ise Türkiye'nin
yumuşak gücü ve kamu diplomasisi uygulamalarına ilgi duyan okur için doyurucu olmasına
çalışılmıştır
"Yumuşak güç" ve "Kamu Diplomasisi" kavramları özellikle Soğuk Savaş sonrasında yoğun
kullanılmaya başlamış ve Uluslararası İlişkiler yazınında farklı bir perspektif açmıştır. Joseph
S. Nye, Jr.'ın gündeme getirdiği Yumuşak Güç kavramı zaman zaman eleştirilere muhatap
olsa da genel bir kabul gördü. Kavramı abartıp "sert güç"ün önemini tamamen yitirdiğini
söyleyenler ile kavramı hiç anlamayıp gücün sert olanı dışında bir versiyonunu mümkün
görmeyenler bir tarafa bırakılırsa yumuşak güç ve bununla doğrudan ilişkili kamu diplomasisi
kavramlarının Uluslararası İlişkiler çalışmalarının disiplinler arası yapısına yaptığı katkılar
genel kabul görmüştür.
Küresel Bilgi çağı olarak tanımlanabilecek olan çağımızda yumuşak güç daha anlamlı hale
gelmekte, devlet ve hükümetler dışı aktörlerin faaliyetlerinin de uluslararası politikada
etkisini daha görünür kılmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarından çokuluslu şirketlere, popüler
kültürden sanata, gastronomiden eğitime birçok aktör ve konunun devletlerin dış politika
hedeflerini elde etmesini zorlaştırıcı veya kolaylaştırıcı etkileri araştırma konusu olmuştur.
Başta tarihi ve kültürel yapısı olmak üzere birçok özelliği Türkiye'ye geniş bir yumuşak güç
potansiyeli sağlamaktadır. Bu gücün fiilden kuvveye dönüşebilmesi için doğru politikalar
belirlenip uygulanması gerekmektedir. Bu kitapta Türkiye'nin dünyanın çeşitli bölgelerindeki
(Orta Asya, Kafkasya, Avrupa, Balkanlar, Rusya, Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika, Hint Alt
Kıtası) yumuşak güç potansiyeli üzerinde durulmuş ve yine Türkiye'nin bölgesel kamu
diplomasisi kurumları ve uygulamaları incelenmiştir. Bu uygulamaların etkinliği tartışılmış ve
çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Genel anlamda Türk dış politikasına özel de ise Türkiye'nin
yumuşak gücü ve kamu diplomasisi uygulamalarına ilgi duyan okur için doyurucu olmasına
çalışılmıştır
kullanılmaya başlamış ve Uluslararası İlişkiler yazınında farklı bir perspektif açmıştır. Joseph
S. Nye, Jr.'ın gündeme getirdiği Yumuşak Güç kavramı zaman zaman eleştirilere muhatap
olsa da genel bir kabul gördü. Kavramı abartıp "sert güç"ün önemini tamamen yitirdiğini
söyleyenler ile kavramı hiç anlamayıp gücün sert olanı dışında bir versiyonunu mümkün
görmeyenler bir tarafa bırakılırsa yumuşak güç ve bununla doğrudan ilişkili kamu diplomasisi
kavramlarının Uluslararası İlişkiler çalışmalarının disiplinler arası yapısına yaptığı katkılar
genel kabul görmüştür.
Küresel Bilgi çağı olarak tanımlanabilecek olan çağımızda yumuşak güç daha anlamlı hale
gelmekte, devlet ve hükümetler dışı aktörlerin faaliyetlerinin de uluslararası politikada
etkisini daha görünür kılmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarından çokuluslu şirketlere, popüler
kültürden sanata, gastronomiden eğitime birçok aktör ve konunun devletlerin dış politika
hedeflerini elde etmesini zorlaştırıcı veya kolaylaştırıcı etkileri araştırma konusu olmuştur.
Başta tarihi ve kültürel yapısı olmak üzere birçok özelliği Türkiye'ye geniş bir yumuşak güç
potansiyeli sağlamaktadır. Bu gücün fiilden kuvveye dönüşebilmesi için doğru politikalar
belirlenip uygulanması gerekmektedir. Bu kitapta Türkiye'nin dünyanın çeşitli bölgelerindeki
(Orta Asya, Kafkasya, Avrupa, Balkanlar, Rusya, Latin Amerika, Ortadoğu, Afrika, Hint Alt
Kıtası) yumuşak güç potansiyeli üzerinde durulmuş ve yine Türkiye'nin bölgesel kamu
diplomasisi kurumları ve uygulamaları incelenmiştir. Bu uygulamaların etkinliği tartışılmış ve
çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Genel anlamda Türk dış politikasına özel de ise Türkiye'nin
yumuşak gücü ve kamu diplomasisi uygulamalarına ilgi duyan okur için doyurucu olmasına
çalışılmıştır
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.