9789755537795
503882
https://www.turkishbooks.com/books/insanin-sonu-mu-p503882.html
İnsanın Sonu mu? Göbeklitepe'den Yapay Zekaya Din,Bilim,Teknoloji
16.8
"Bu hayatta..." diye başlayan ve hepimizin hayal
gücünü tetikleyen cümlelerin insanı derin
uykulardan uyandıran bir yanı var. Elmadan bir
ısırık aldığında birden rüyadan uyanarak, titreyen
çıplak bedenini fark eden Adem'in kendi bedenine,
kendi zamanına, kısaca kendi yaşamı denilen
hayat kurgusuna hapsolduğunu ürküntüyle fark
ettiği ölümlülük hissinin bir benzeri bu.
Rüyadakine göre daha kırılgan, daha sınırlayıcı ve
üstelik geçici bir hayatta olduğumuzu derinden
kavradığımız bir uyanma hali. Elbette yaşama dair
soruların hedefindeki bu ürpertici fark ediş,
hayatın sınırlarını kavramakla doğrudan ilgilidir.
Sınır nerede başlıyor, nerede bitiyor? Yaşamın başı
ve sonrası ne? İlk insandan beri zihinleri meşgul
eden ve çaresizliğimizi ele veren sorular... Aklımız
ermeye başladığı andan itibaren gönüllü
olduğumuz ve her şeye rağmen bir elma tadında
kolayca içine daldığımız hayatın sınırlarının nerede
bittiğini ve sınırların ötesinde ne olduğunu merak
ediyoruz. Peki ama yaşamın ne olduğundan,
nereye gittiğinden emin miyiz? Gelecekte insanın
neye benzeyeceğinden?
Kitapta yazar,insanlığın geçmişi ile geleceğini
birlikte düşünme fırsatları yaratıyor.
gücünü tetikleyen cümlelerin insanı derin
uykulardan uyandıran bir yanı var. Elmadan bir
ısırık aldığında birden rüyadan uyanarak, titreyen
çıplak bedenini fark eden Adem'in kendi bedenine,
kendi zamanına, kısaca kendi yaşamı denilen
hayat kurgusuna hapsolduğunu ürküntüyle fark
ettiği ölümlülük hissinin bir benzeri bu.
Rüyadakine göre daha kırılgan, daha sınırlayıcı ve
üstelik geçici bir hayatta olduğumuzu derinden
kavradığımız bir uyanma hali. Elbette yaşama dair
soruların hedefindeki bu ürpertici fark ediş,
hayatın sınırlarını kavramakla doğrudan ilgilidir.
Sınır nerede başlıyor, nerede bitiyor? Yaşamın başı
ve sonrası ne? İlk insandan beri zihinleri meşgul
eden ve çaresizliğimizi ele veren sorular... Aklımız
ermeye başladığı andan itibaren gönüllü
olduğumuz ve her şeye rağmen bir elma tadında
kolayca içine daldığımız hayatın sınırlarının nerede
bittiğini ve sınırların ötesinde ne olduğunu merak
ediyoruz. Peki ama yaşamın ne olduğundan,
nereye gittiğinden emin miyiz? Gelecekte insanın
neye benzeyeceğinden?
Kitapta yazar,insanlığın geçmişi ile geleceğini
birlikte düşünme fırsatları yaratıyor.
"Bu hayatta..." diye başlayan ve hepimizin hayal
gücünü tetikleyen cümlelerin insanı derin
uykulardan uyandıran bir yanı var. Elmadan bir
ısırık aldığında birden rüyadan uyanarak, titreyen
çıplak bedenini fark eden Adem'in kendi bedenine,
kendi zamanına, kısaca kendi yaşamı denilen
hayat kurgusuna hapsolduğunu ürküntüyle fark
ettiği ölümlülük hissinin bir benzeri bu.
Rüyadakine göre daha kırılgan, daha sınırlayıcı ve
üstelik geçici bir hayatta olduğumuzu derinden
kavradığımız bir uyanma hali. Elbette yaşama dair
soruların hedefindeki bu ürpertici fark ediş,
hayatın sınırlarını kavramakla doğrudan ilgilidir.
Sınır nerede başlıyor, nerede bitiyor? Yaşamın başı
ve sonrası ne? İlk insandan beri zihinleri meşgul
eden ve çaresizliğimizi ele veren sorular... Aklımız
ermeye başladığı andan itibaren gönüllü
olduğumuz ve her şeye rağmen bir elma tadında
kolayca içine daldığımız hayatın sınırlarının nerede
bittiğini ve sınırların ötesinde ne olduğunu merak
ediyoruz. Peki ama yaşamın ne olduğundan,
nereye gittiğinden emin miyiz? Gelecekte insanın
neye benzeyeceğinden?
Kitapta yazar,insanlığın geçmişi ile geleceğini
birlikte düşünme fırsatları yaratıyor.
gücünü tetikleyen cümlelerin insanı derin
uykulardan uyandıran bir yanı var. Elmadan bir
ısırık aldığında birden rüyadan uyanarak, titreyen
çıplak bedenini fark eden Adem'in kendi bedenine,
kendi zamanına, kısaca kendi yaşamı denilen
hayat kurgusuna hapsolduğunu ürküntüyle fark
ettiği ölümlülük hissinin bir benzeri bu.
Rüyadakine göre daha kırılgan, daha sınırlayıcı ve
üstelik geçici bir hayatta olduğumuzu derinden
kavradığımız bir uyanma hali. Elbette yaşama dair
soruların hedefindeki bu ürpertici fark ediş,
hayatın sınırlarını kavramakla doğrudan ilgilidir.
Sınır nerede başlıyor, nerede bitiyor? Yaşamın başı
ve sonrası ne? İlk insandan beri zihinleri meşgul
eden ve çaresizliğimizi ele veren sorular... Aklımız
ermeye başladığı andan itibaren gönüllü
olduğumuz ve her şeye rağmen bir elma tadında
kolayca içine daldığımız hayatın sınırlarının nerede
bittiğini ve sınırların ötesinde ne olduğunu merak
ediyoruz. Peki ama yaşamın ne olduğundan,
nereye gittiğinden emin miyiz? Gelecekte insanın
neye benzeyeceğinden?
Kitapta yazar,insanlığın geçmişi ile geleceğini
birlikte düşünme fırsatları yaratıyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.