9789753970978
391499
https://www.turkishbooks.com/books/insani-anlamak-ii-p391499.html
İnsanı Anlamak II Nietzsche - Heidegger
5.334
"Nietzsche, Heidegger ve Buber bir üçlünün "İnsanı Anlamak" ikinci cildidir, ama Goethe, Kant ve Hegel'i kapsayan birinci ciltle tanışık olmaksızın da okunabilir. Bu üçlünün birincil amacı insanın öz-bilgisini ilerletmektir. Stratejim özellikle ilginç dokuz durum üzerinde, kendileri anlığı keşfetmeye çalışmış birbirlerinden çok ayrı dokuz yazar üzerinde yoğunlaşmaktır.
"Nietzsche on dokuzuncu yüzyılda Kant tarafından güçlü olarak etkilenmeyen ilk büyük Alman felsefecisiydi. Bu büyük ayrımı hiçbir zaman bir felsefeci olarak yetiştirilmemiş olması olgusuna borçluydu. Bir klasiksel filolojistti ve felsefeye eski Yunan felsefesi ve şiiri yoluyla ve ahlaksal ruhbilime derin bir ilgi yoluyla geldi. Hegel ve başka birçok Alman felsefecisi gibi, Goethe'ye gömüldü, ama Goethe'yi Kant ile uzlaştırma gibi ölümcül bir zorlamadan özgürdü.
"Heidegger ve Buber büyüklükleri açısından Goethe ve Kant ile, Hegel ve Nietzsche ile ya da Freud ile aynı düzeyde değildirler. Anlığın keşfi üzerine kısa bir tarih çalışmasında kişi ya onları bütünüyle atlamayı ya da çok kısaca ele almayı düşünebilir. Ama her birine birer bölüm ayırmak için en azından üç neden vardır. İlk olarak, her ikisi de bir düşünürün anlığının onun düşünceleri ile ilişkisi konusunda birşeyler gösteren aydınlatıcı durum öyküleri sağlar. İkinci olarak, önemli çalışmalarının, Heidegger'in Varlık ve Zaman'ının ve Buber'in Ben ve Sen'inin içerikleri vardır. Heidegger'in dikkate değer bir etkisi olmuştur. Fransa'da birçok yazar onun ayak izlerinde yürür, Birleşik Devletler'de etkisi henüz gelişmektedir, ve bir kez de yaklaşımında neyin yanlış olduğunun gösterilmesi gerekir.
"Heidegger'i ve Buber'i kişisel olarak tanımış olduğumu belirtmek yersiz olmayabilir. Heidegger'i ilk kez 1952 Paskalya Pazarında Freiburg'da ziyaret ettim ? orada, benim doğduğum kentte yaşıyordu. Çoğunlukla Nietzsche üzerine konuşarak baş başa yaklaşık bir saat geçirdik. 1955-56 kış yarı-yılı sırasında "Der Satz vom Grund" (genellikle "Neden İlkesi" olarak kabul edilir, ama Heidegger'in belirttiği gibi ?Zeminden Sıçrayış" anlamına da gelebilir) üzerine haftalık derslerine katıldığım zaman birbirimizi daha sık gördük. Seçtiği bir denemeyi İngilizce'ye çevirdim ("The Way Back into the Ground of Metaphysics" ["Geriye Metafiziğin Temeline Doğru Yol"], ve bu benim Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk başlıklı çalışmamda kapsanır), ve bunu Heidegger'in genellikle ?Bu tümce tam olarak ne demektir?' biçimindeki soruları yanıtlamayacağı açık olduğu için yaptım. Onu çevirmekte olduğum sürece, bu tür soruları kimi zaman sözel, kimi zaman yazılı olarak istekle yanıtladı. Ve derslerine onun hakkında başat olarak olumsuz olan görüşümün aldatıcı olup olmadığını bulabilmek için katıldım."
-Walter Kaufmann
"Nietzsche on dokuzuncu yüzyılda Kant tarafından güçlü olarak etkilenmeyen ilk büyük Alman felsefecisiydi. Bu büyük ayrımı hiçbir zaman bir felsefeci olarak yetiştirilmemiş olması olgusuna borçluydu. Bir klasiksel filolojistti ve felsefeye eski Yunan felsefesi ve şiiri yoluyla ve ahlaksal ruhbilime derin bir ilgi yoluyla geldi. Hegel ve başka birçok Alman felsefecisi gibi, Goethe'ye gömüldü, ama Goethe'yi Kant ile uzlaştırma gibi ölümcül bir zorlamadan özgürdü.
"Heidegger ve Buber büyüklükleri açısından Goethe ve Kant ile, Hegel ve Nietzsche ile ya da Freud ile aynı düzeyde değildirler. Anlığın keşfi üzerine kısa bir tarih çalışmasında kişi ya onları bütünüyle atlamayı ya da çok kısaca ele almayı düşünebilir. Ama her birine birer bölüm ayırmak için en azından üç neden vardır. İlk olarak, her ikisi de bir düşünürün anlığının onun düşünceleri ile ilişkisi konusunda birşeyler gösteren aydınlatıcı durum öyküleri sağlar. İkinci olarak, önemli çalışmalarının, Heidegger'in Varlık ve Zaman'ının ve Buber'in Ben ve Sen'inin içerikleri vardır. Heidegger'in dikkate değer bir etkisi olmuştur. Fransa'da birçok yazar onun ayak izlerinde yürür, Birleşik Devletler'de etkisi henüz gelişmektedir, ve bir kez de yaklaşımında neyin yanlış olduğunun gösterilmesi gerekir.
"Heidegger'i ve Buber'i kişisel olarak tanımış olduğumu belirtmek yersiz olmayabilir. Heidegger'i ilk kez 1952 Paskalya Pazarında Freiburg'da ziyaret ettim ? orada, benim doğduğum kentte yaşıyordu. Çoğunlukla Nietzsche üzerine konuşarak baş başa yaklaşık bir saat geçirdik. 1955-56 kış yarı-yılı sırasında "Der Satz vom Grund" (genellikle "Neden İlkesi" olarak kabul edilir, ama Heidegger'in belirttiği gibi ?Zeminden Sıçrayış" anlamına da gelebilir) üzerine haftalık derslerine katıldığım zaman birbirimizi daha sık gördük. Seçtiği bir denemeyi İngilizce'ye çevirdim ("The Way Back into the Ground of Metaphysics" ["Geriye Metafiziğin Temeline Doğru Yol"], ve bu benim Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk başlıklı çalışmamda kapsanır), ve bunu Heidegger'in genellikle ?Bu tümce tam olarak ne demektir?' biçimindeki soruları yanıtlamayacağı açık olduğu için yaptım. Onu çevirmekte olduğum sürece, bu tür soruları kimi zaman sözel, kimi zaman yazılı olarak istekle yanıtladı. Ve derslerine onun hakkında başat olarak olumsuz olan görüşümün aldatıcı olup olmadığını bulabilmek için katıldım."
-Walter Kaufmann
"Nietzsche, Heidegger ve Buber bir üçlünün "İnsanı Anlamak" ikinci cildidir, ama Goethe, Kant ve Hegel'i kapsayan birinci ciltle tanışık olmaksızın da okunabilir. Bu üçlünün birincil amacı insanın öz-bilgisini ilerletmektir. Stratejim özellikle ilginç dokuz durum üzerinde, kendileri anlığı keşfetmeye çalışmış birbirlerinden çok ayrı dokuz yazar üzerinde yoğunlaşmaktır.
"Nietzsche on dokuzuncu yüzyılda Kant tarafından güçlü olarak etkilenmeyen ilk büyük Alman felsefecisiydi. Bu büyük ayrımı hiçbir zaman bir felsefeci olarak yetiştirilmemiş olması olgusuna borçluydu. Bir klasiksel filolojistti ve felsefeye eski Yunan felsefesi ve şiiri yoluyla ve ahlaksal ruhbilime derin bir ilgi yoluyla geldi. Hegel ve başka birçok Alman felsefecisi gibi, Goethe'ye gömüldü, ama Goethe'yi Kant ile uzlaştırma gibi ölümcül bir zorlamadan özgürdü.
"Heidegger ve Buber büyüklükleri açısından Goethe ve Kant ile, Hegel ve Nietzsche ile ya da Freud ile aynı düzeyde değildirler. Anlığın keşfi üzerine kısa bir tarih çalışmasında kişi ya onları bütünüyle atlamayı ya da çok kısaca ele almayı düşünebilir. Ama her birine birer bölüm ayırmak için en azından üç neden vardır. İlk olarak, her ikisi de bir düşünürün anlığının onun düşünceleri ile ilişkisi konusunda birşeyler gösteren aydınlatıcı durum öyküleri sağlar. İkinci olarak, önemli çalışmalarının, Heidegger'in Varlık ve Zaman'ının ve Buber'in Ben ve Sen'inin içerikleri vardır. Heidegger'in dikkate değer bir etkisi olmuştur. Fransa'da birçok yazar onun ayak izlerinde yürür, Birleşik Devletler'de etkisi henüz gelişmektedir, ve bir kez de yaklaşımında neyin yanlış olduğunun gösterilmesi gerekir.
"Heidegger'i ve Buber'i kişisel olarak tanımış olduğumu belirtmek yersiz olmayabilir. Heidegger'i ilk kez 1952 Paskalya Pazarında Freiburg'da ziyaret ettim ? orada, benim doğduğum kentte yaşıyordu. Çoğunlukla Nietzsche üzerine konuşarak baş başa yaklaşık bir saat geçirdik. 1955-56 kış yarı-yılı sırasında "Der Satz vom Grund" (genellikle "Neden İlkesi" olarak kabul edilir, ama Heidegger'in belirttiği gibi ?Zeminden Sıçrayış" anlamına da gelebilir) üzerine haftalık derslerine katıldığım zaman birbirimizi daha sık gördük. Seçtiği bir denemeyi İngilizce'ye çevirdim ("The Way Back into the Ground of Metaphysics" ["Geriye Metafiziğin Temeline Doğru Yol"], ve bu benim Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk başlıklı çalışmamda kapsanır), ve bunu Heidegger'in genellikle ?Bu tümce tam olarak ne demektir?' biçimindeki soruları yanıtlamayacağı açık olduğu için yaptım. Onu çevirmekte olduğum sürece, bu tür soruları kimi zaman sözel, kimi zaman yazılı olarak istekle yanıtladı. Ve derslerine onun hakkında başat olarak olumsuz olan görüşümün aldatıcı olup olmadığını bulabilmek için katıldım."
-Walter Kaufmann
"Nietzsche on dokuzuncu yüzyılda Kant tarafından güçlü olarak etkilenmeyen ilk büyük Alman felsefecisiydi. Bu büyük ayrımı hiçbir zaman bir felsefeci olarak yetiştirilmemiş olması olgusuna borçluydu. Bir klasiksel filolojistti ve felsefeye eski Yunan felsefesi ve şiiri yoluyla ve ahlaksal ruhbilime derin bir ilgi yoluyla geldi. Hegel ve başka birçok Alman felsefecisi gibi, Goethe'ye gömüldü, ama Goethe'yi Kant ile uzlaştırma gibi ölümcül bir zorlamadan özgürdü.
"Heidegger ve Buber büyüklükleri açısından Goethe ve Kant ile, Hegel ve Nietzsche ile ya da Freud ile aynı düzeyde değildirler. Anlığın keşfi üzerine kısa bir tarih çalışmasında kişi ya onları bütünüyle atlamayı ya da çok kısaca ele almayı düşünebilir. Ama her birine birer bölüm ayırmak için en azından üç neden vardır. İlk olarak, her ikisi de bir düşünürün anlığının onun düşünceleri ile ilişkisi konusunda birşeyler gösteren aydınlatıcı durum öyküleri sağlar. İkinci olarak, önemli çalışmalarının, Heidegger'in Varlık ve Zaman'ının ve Buber'in Ben ve Sen'inin içerikleri vardır. Heidegger'in dikkate değer bir etkisi olmuştur. Fransa'da birçok yazar onun ayak izlerinde yürür, Birleşik Devletler'de etkisi henüz gelişmektedir, ve bir kez de yaklaşımında neyin yanlış olduğunun gösterilmesi gerekir.
"Heidegger'i ve Buber'i kişisel olarak tanımış olduğumu belirtmek yersiz olmayabilir. Heidegger'i ilk kez 1952 Paskalya Pazarında Freiburg'da ziyaret ettim ? orada, benim doğduğum kentte yaşıyordu. Çoğunlukla Nietzsche üzerine konuşarak baş başa yaklaşık bir saat geçirdik. 1955-56 kış yarı-yılı sırasında "Der Satz vom Grund" (genellikle "Neden İlkesi" olarak kabul edilir, ama Heidegger'in belirttiği gibi ?Zeminden Sıçrayış" anlamına da gelebilir) üzerine haftalık derslerine katıldığım zaman birbirimizi daha sık gördük. Seçtiği bir denemeyi İngilizce'ye çevirdim ("The Way Back into the Ground of Metaphysics" ["Geriye Metafiziğin Temeline Doğru Yol"], ve bu benim Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk başlıklı çalışmamda kapsanır), ve bunu Heidegger'in genellikle ?Bu tümce tam olarak ne demektir?' biçimindeki soruları yanıtlamayacağı açık olduğu için yaptım. Onu çevirmekte olduğum sürece, bu tür soruları kimi zaman sözel, kimi zaman yazılı olarak istekle yanıtladı. Ve derslerine onun hakkında başat olarak olumsuz olan görüşümün aldatıcı olup olmadığını bulabilmek için katıldım."
-Walter Kaufmann
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.