İlk Saniye Evrenden Son Haberler

Stok Kodu:
9789750801303
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
223
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001-10
Çeviren:
Esra Özdoğan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
3.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
2.78
2.22
9789750801303
10577
İlk Saniye
İlk Saniye Evrenden Son Haberler
2.223
Hubert Reeves, evren saati ilk saniyeyi gösterdiğinde neler olup bittiğini araştırırken, milyarlarca derecelik sıcaklıklara doğru bir keşif gezisine çıkarıyor bizi. Yolculuk boyunca, evrenin başlangıcı ve olası evrimleri üzerine geliştirilen farklı kuramları tanımakla kalmıyor, maddenin bu ilk anlardaki davranışını ve bunun evrenin oluşumuyla gelecekteki evrimi üzerindeki etkilerini de gözleme fırsatı buluyor, geçmişe tanıklık eden fosillerin bugünkü gözlem verileriyle değerlendirilmesine tanık oluyoruz. Karmaşık bilimsel kuramları somut örneklerle destekleyip yalın bir dille açıklayan Reeves, iki ayrı okuma düzeyi belirleyerek hem uzmanlara yönelik bir inceleme çıkarıyor ortaya, hem de fizik ve astrofiziğin temel kavram ve ilkelerine yabancı okurlara bile ulaşabilen eğlenceli bir bilim kitabı. "Görünürdeki "karmaşığın" ardında gizlenen "yalını" bulmak; bilimin düşünü böyle tanımlıyor yazar ve bu düşü büyük ölçüde gerçekleştiriyor. Tadımlık 1. Bir Ufuk Turu Bu kitabın başlığı, İlk Saniye, biraz yanıltıcı olabilir. Evrenin ilk saniyesinde neler olup bittiğini bildiğimiz ve bildiklerimizin de iki yüz sayfadan fazla bir kitaba konu olmaya yetecek kadar ayrıntılı olduğu izlenimini verebilir. Ayrıca kitabın, bu ilk saniye dışında evrenin bütün tarihini kapsayan Evrenden Son Haberlerle (ESH) aşağı yukarı aynı uzunlukta olduğunu anımsatalım. Durumu daha gerçekçi ve de daha alçakgönüllü bir bakış açısıyla ele almaya çalışalım. İlk Saniye ya da Steven Weinbergin İlk Üç Dakikası gibi başlıklar evrende bir sıfır zaman belirlediğimizi ve sözü edilen süreleri buna göre ölçtüğümüzü düşündürebilir. Hiçbir şey gerçeklikten bu kadar uzak olamaz. Önemli olan, eğer deyim yerindeyse, ortak bir yargıya varmaktır. ESHde izlediğimiz ilk yol bizi bugünden başlayıp geriye giderek sıcaklığıyla işaretlediğimiz bir geçmişe götürdü. On milyar dereceye kadar geri gittik. Büyük Patlama* kuramının geleneksel tanımlamasında bu sıcaklık, evren saatinin ilk saniyeyi gösterdiği ana denk düşer. Ama harita toprak parçası değildir. Haritanın sınırları, toprak parçasının yapısını çoğu zaman uygunsuz bir biçimde betimler. Hele ki bu sınır bölgeleri henüz keşfedilmemişse. Şimdi arşınlayacağımız çok yüksek sıcaklıklarda iki tür zorlukla karşılaşıyoruz. Yalnızca usa yatkın gözlemlerden değil, kuramın kendisinden de yoksunuz. Belli bir sınırın ötesinde (yaklaşık 1032 derece1) sıcaklık ve zaman kavramları bile anlamlarını yitiriyor. Erişilmez bir sonsuz sıcaklığa ya da varsayımsal bir uzay-zaman tekilliğine denk düşecek bir sıfır zamanı tanımlamanın olanaksızlığı da bundan kaynaklanıyor. ESHde, evrenin geçmişiyle ilgili araştırma projemizde kullandığımız yöntem, sırasıyla, ayak basılmamış kıtaların kaşifinin, tarihöncesi çağları araştıran birinin ve bir detektifin kullandığı yöntemlerle karşılaştırılmıştı. Astrofizikçi bilinmeyen topraklarda bir serüvene atılır. Geçmişe tanıklık eden fosilleri toplar ve bunları doğru olarak yorumlamaya çalışır. Buna koşut olarak, teleskopların verileriyle karşılaştırdığı değişik senaryolar tasarlar. Gözlem sonuçlarının doğrulanmış kestirimleri, en iyi evren kuramının seçiminde her zaman için en iyi kılavuzu olmuştur. Bilinenden bilinmeyene doğru giden bir keşif gezisinde olduğumuzu hiçbir zaman unutmayalım. Gidip görmeden geçmişin nelerden oluştuğunu bilemeyiz. Evren on milyar derecedeydi sözleri fiziksel olgularla açıklandığı zaman bizim için belli bir anlam kazanıyor. O sırada evrenin yaşı bir saniyeydi sözlerinin, uzlaşımsal içeriği dışında bir anlamı yoktur. İlk saniyenin bu eskil dönemine, ESHde anlatılan olayların toplamı kadar sayfa ayırmak çelişkili görünebilir. Bunun birçok nedeni var. Genellikle sıcaklık, fiziksel olayların ritmini hızlandırır. Olaylar olağanüstü bir hızla birbirini izler. Başlangıçtaki sıcak evrende, saniyenin ufak bir kesrinde, soğuk dünyamızda bir milyar yılda yaşanan süreçten daha fazlası gerçekleşmiş olabilir. Yüksek enerji fiziğiyle ilgili kesin verilerden yoksun olmamız da metnin uzunluğunu açıklıyor. Bilgilerimiz ne denli kesinlikten uzak ve bulanıksa sunuluşları da o ölçüde dikkat, dolambaçlı anlatım ve varsayım gerektirmektedir.
Hubert Reeves, evren saati ilk saniyeyi gösterdiğinde neler olup bittiğini araştırırken, milyarlarca derecelik sıcaklıklara doğru bir keşif gezisine çıkarıyor bizi. Yolculuk boyunca, evrenin başlangıcı ve olası evrimleri üzerine geliştirilen farklı kuramları tanımakla kalmıyor, maddenin bu ilk anlardaki davranışını ve bunun evrenin oluşumuyla gelecekteki evrimi üzerindeki etkilerini de gözleme fırsatı buluyor, geçmişe tanıklık eden fosillerin bugünkü gözlem verileriyle değerlendirilmesine tanık oluyoruz. Karmaşık bilimsel kuramları somut örneklerle destekleyip yalın bir dille açıklayan Reeves, iki ayrı okuma düzeyi belirleyerek hem uzmanlara yönelik bir inceleme çıkarıyor ortaya, hem de fizik ve astrofiziğin temel kavram ve ilkelerine yabancı okurlara bile ulaşabilen eğlenceli bir bilim kitabı. "Görünürdeki "karmaşığın" ardında gizlenen "yalını" bulmak; bilimin düşünü böyle tanımlıyor yazar ve bu düşü büyük ölçüde gerçekleştiriyor. Tadımlık 1. Bir Ufuk Turu Bu kitabın başlığı, İlk Saniye, biraz yanıltıcı olabilir. Evrenin ilk saniyesinde neler olup bittiğini bildiğimiz ve bildiklerimizin de iki yüz sayfadan fazla bir kitaba konu olmaya yetecek kadar ayrıntılı olduğu izlenimini verebilir. Ayrıca kitabın, bu ilk saniye dışında evrenin bütün tarihini kapsayan Evrenden Son Haberlerle (ESH) aşağı yukarı aynı uzunlukta olduğunu anımsatalım. Durumu daha gerçekçi ve de daha alçakgönüllü bir bakış açısıyla ele almaya çalışalım. İlk Saniye ya da Steven Weinbergin İlk Üç Dakikası gibi başlıklar evrende bir sıfır zaman belirlediğimizi ve sözü edilen süreleri buna göre ölçtüğümüzü düşündürebilir. Hiçbir şey gerçeklikten bu kadar uzak olamaz. Önemli olan, eğer deyim yerindeyse, ortak bir yargıya varmaktır. ESHde izlediğimiz ilk yol bizi bugünden başlayıp geriye giderek sıcaklığıyla işaretlediğimiz bir geçmişe götürdü. On milyar dereceye kadar geri gittik. Büyük Patlama* kuramının geleneksel tanımlamasında bu sıcaklık, evren saatinin ilk saniyeyi gösterdiği ana denk düşer. Ama harita toprak parçası değildir. Haritanın sınırları, toprak parçasının yapısını çoğu zaman uygunsuz bir biçimde betimler. Hele ki bu sınır bölgeleri henüz keşfedilmemişse. Şimdi arşınlayacağımız çok yüksek sıcaklıklarda iki tür zorlukla karşılaşıyoruz. Yalnızca usa yatkın gözlemlerden değil, kuramın kendisinden de yoksunuz. Belli bir sınırın ötesinde (yaklaşık 1032 derece1) sıcaklık ve zaman kavramları bile anlamlarını yitiriyor. Erişilmez bir sonsuz sıcaklığa ya da varsayımsal bir uzay-zaman tekilliğine denk düşecek bir sıfır zamanı tanımlamanın olanaksızlığı da bundan kaynaklanıyor. ESHde, evrenin geçmişiyle ilgili araştırma projemizde kullandığımız yöntem, sırasıyla, ayak basılmamış kıtaların kaşifinin, tarihöncesi çağları araştıran birinin ve bir detektifin kullandığı yöntemlerle karşılaştırılmıştı. Astrofizikçi bilinmeyen topraklarda bir serüvene atılır. Geçmişe tanıklık eden fosilleri toplar ve bunları doğru olarak yorumlamaya çalışır. Buna koşut olarak, teleskopların verileriyle karşılaştırdığı değişik senaryolar tasarlar. Gözlem sonuçlarının doğrulanmış kestirimleri, en iyi evren kuramının seçiminde her zaman için en iyi kılavuzu olmuştur. Bilinenden bilinmeyene doğru giden bir keşif gezisinde olduğumuzu hiçbir zaman unutmayalım. Gidip görmeden geçmişin nelerden oluştuğunu bilemeyiz. Evren on milyar derecedeydi sözleri fiziksel olgularla açıklandığı zaman bizim için belli bir anlam kazanıyor. O sırada evrenin yaşı bir saniyeydi sözlerinin, uzlaşımsal içeriği dışında bir anlamı yoktur. İlk saniyenin bu eskil dönemine, ESHde anlatılan olayların toplamı kadar sayfa ayırmak çelişkili görünebilir. Bunun birçok nedeni var. Genellikle sıcaklık, fiziksel olayların ritmini hızlandırır. Olaylar olağanüstü bir hızla birbirini izler. Başlangıçtaki sıcak evrende, saniyenin ufak bir kesrinde, soğuk dünyamızda bir milyar yılda yaşanan süreçten daha fazlası gerçekleşmiş olabilir. Yüksek enerji fiziğiyle ilgili kesin verilerden yoksun olmamız da metnin uzunluğunu açıklıyor. Bilgilerimiz ne denli kesinlikten uzak ve bulanıksa sunuluşları da o ölçüde dikkat, dolambaçlı anlatım ve varsayım gerektirmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat