9786059915854
491274
https://www.turkishbooks.com/books/icimdeki-ben-p491274.html
İçimdeki Ben Yaptıklarımla söylediklerimi biliyorsunuz. İşte düşündüklerim ve hissettiklerim
8.4
Halil Bezmen'in 14 Kitabıdır.
Eser Atatürk'ün ağızından yazılmıştır:
"Yaptıklarımla söylediklerimi biliyorsunuz.
İşte düşündüklerim ve hissettiklerim."
***
Alıntı:
Yaverim Cevat Abbas "Hepsinin gemileri burada: İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Amerikan!"
derken, öfkeyle anlamadığım bir şeyler mırıldandı.
"Üzülme, geldikleri gibi giderler." dedim.
Anlamadı.
"Barış anlaşması yapıp istediklerini verdiğimiz için mi, yoksa savaşarak onları kovduğumuz için mi
gidecekler?"
Sual doğruydu: Ya düşmanın her istediğini verecektik ve öyle gideceklerdi veya vermeyecektik ve
dövüşecektik. İstediklerinin canımızı ne kadar yakacağına bağlı! Kimin canı? Herkesin canı aynı
yanmaz ki. Bana ağır gelen padişahı etkilemeyebilir. İzmirlinin kabul etmeyeceği İstanbullunun
umurunda olmayabilir. Yaverim çok gergin. Yüzünü dikkatle inceliyorum.
"Gerekirse tekrar savaşırız, değil mi komutanım?"
"Tabii. Biz bin yıl önce buraları dövüşerek aldığımıza göre, onlar da bizden dövüşerek almak
zorundalar."
"İyi de komutanım, geldikleri gibi giderler, sözünüzü anlamadım. Dört yıl süren dünya savaşının
sonunda geldiklerine göre, gitmeleri de dört yıl mı sürecek, yani?"
"Hayır, bence yüz yıl sürer."
Sevgili Cevat Abbas! Yüzü çocukça bir ifade aldı. Dört yıl daha savaşmayı umursamamıştı ama yüz
yılı fazla bulmuştu "Yanlış anlamayın, komutanım, süreyi uzun bulduğuma değil, işin sonunu
göremeyeceğime üzüldüm," dedi ve gözlerini bana dikerek açıklamamı bekledi.
"Yüz yıldır buradalar. Esas işgali bütün Osmanlı'ya yayılmış olan misyoner okulları sayesinde
gerçekleştirdiler, dostum. Savaş öncesi sayımına göre, Yabancıların 1400 küsur ilkokulu, kırk küsur
lisesi ve on kadar yüksekokulu var. Çoğu Amerikalı Evangelistlerin. Her yerdeler. 4000 adet Rum ve
Ermeni Okulu da ayrıca mevcut."
Eser Atatürk'ün ağızından yazılmıştır:
"Yaptıklarımla söylediklerimi biliyorsunuz.
İşte düşündüklerim ve hissettiklerim."
***
Alıntı:
Yaverim Cevat Abbas "Hepsinin gemileri burada: İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Amerikan!"
derken, öfkeyle anlamadığım bir şeyler mırıldandı.
"Üzülme, geldikleri gibi giderler." dedim.
Anlamadı.
"Barış anlaşması yapıp istediklerini verdiğimiz için mi, yoksa savaşarak onları kovduğumuz için mi
gidecekler?"
Sual doğruydu: Ya düşmanın her istediğini verecektik ve öyle gideceklerdi veya vermeyecektik ve
dövüşecektik. İstediklerinin canımızı ne kadar yakacağına bağlı! Kimin canı? Herkesin canı aynı
yanmaz ki. Bana ağır gelen padişahı etkilemeyebilir. İzmirlinin kabul etmeyeceği İstanbullunun
umurunda olmayabilir. Yaverim çok gergin. Yüzünü dikkatle inceliyorum.
"Gerekirse tekrar savaşırız, değil mi komutanım?"
"Tabii. Biz bin yıl önce buraları dövüşerek aldığımıza göre, onlar da bizden dövüşerek almak
zorundalar."
"İyi de komutanım, geldikleri gibi giderler, sözünüzü anlamadım. Dört yıl süren dünya savaşının
sonunda geldiklerine göre, gitmeleri de dört yıl mı sürecek, yani?"
"Hayır, bence yüz yıl sürer."
Sevgili Cevat Abbas! Yüzü çocukça bir ifade aldı. Dört yıl daha savaşmayı umursamamıştı ama yüz
yılı fazla bulmuştu "Yanlış anlamayın, komutanım, süreyi uzun bulduğuma değil, işin sonunu
göremeyeceğime üzüldüm," dedi ve gözlerini bana dikerek açıklamamı bekledi.
"Yüz yıldır buradalar. Esas işgali bütün Osmanlı'ya yayılmış olan misyoner okulları sayesinde
gerçekleştirdiler, dostum. Savaş öncesi sayımına göre, Yabancıların 1400 küsur ilkokulu, kırk küsur
lisesi ve on kadar yüksekokulu var. Çoğu Amerikalı Evangelistlerin. Her yerdeler. 4000 adet Rum ve
Ermeni Okulu da ayrıca mevcut."
Halil Bezmen'in 14 Kitabıdır.
Eser Atatürk'ün ağızından yazılmıştır:
"Yaptıklarımla söylediklerimi biliyorsunuz.
İşte düşündüklerim ve hissettiklerim."
***
Alıntı:
Yaverim Cevat Abbas "Hepsinin gemileri burada: İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Amerikan!"
derken, öfkeyle anlamadığım bir şeyler mırıldandı.
"Üzülme, geldikleri gibi giderler." dedim.
Anlamadı.
"Barış anlaşması yapıp istediklerini verdiğimiz için mi, yoksa savaşarak onları kovduğumuz için mi
gidecekler?"
Sual doğruydu: Ya düşmanın her istediğini verecektik ve öyle gideceklerdi veya vermeyecektik ve
dövüşecektik. İstediklerinin canımızı ne kadar yakacağına bağlı! Kimin canı? Herkesin canı aynı
yanmaz ki. Bana ağır gelen padişahı etkilemeyebilir. İzmirlinin kabul etmeyeceği İstanbullunun
umurunda olmayabilir. Yaverim çok gergin. Yüzünü dikkatle inceliyorum.
"Gerekirse tekrar savaşırız, değil mi komutanım?"
"Tabii. Biz bin yıl önce buraları dövüşerek aldığımıza göre, onlar da bizden dövüşerek almak
zorundalar."
"İyi de komutanım, geldikleri gibi giderler, sözünüzü anlamadım. Dört yıl süren dünya savaşının
sonunda geldiklerine göre, gitmeleri de dört yıl mı sürecek, yani?"
"Hayır, bence yüz yıl sürer."
Sevgili Cevat Abbas! Yüzü çocukça bir ifade aldı. Dört yıl daha savaşmayı umursamamıştı ama yüz
yılı fazla bulmuştu "Yanlış anlamayın, komutanım, süreyi uzun bulduğuma değil, işin sonunu
göremeyeceğime üzüldüm," dedi ve gözlerini bana dikerek açıklamamı bekledi.
"Yüz yıldır buradalar. Esas işgali bütün Osmanlı'ya yayılmış olan misyoner okulları sayesinde
gerçekleştirdiler, dostum. Savaş öncesi sayımına göre, Yabancıların 1400 küsur ilkokulu, kırk küsur
lisesi ve on kadar yüksekokulu var. Çoğu Amerikalı Evangelistlerin. Her yerdeler. 4000 adet Rum ve
Ermeni Okulu da ayrıca mevcut."
Eser Atatürk'ün ağızından yazılmıştır:
"Yaptıklarımla söylediklerimi biliyorsunuz.
İşte düşündüklerim ve hissettiklerim."
***
Alıntı:
Yaverim Cevat Abbas "Hepsinin gemileri burada: İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Amerikan!"
derken, öfkeyle anlamadığım bir şeyler mırıldandı.
"Üzülme, geldikleri gibi giderler." dedim.
Anlamadı.
"Barış anlaşması yapıp istediklerini verdiğimiz için mi, yoksa savaşarak onları kovduğumuz için mi
gidecekler?"
Sual doğruydu: Ya düşmanın her istediğini verecektik ve öyle gideceklerdi veya vermeyecektik ve
dövüşecektik. İstediklerinin canımızı ne kadar yakacağına bağlı! Kimin canı? Herkesin canı aynı
yanmaz ki. Bana ağır gelen padişahı etkilemeyebilir. İzmirlinin kabul etmeyeceği İstanbullunun
umurunda olmayabilir. Yaverim çok gergin. Yüzünü dikkatle inceliyorum.
"Gerekirse tekrar savaşırız, değil mi komutanım?"
"Tabii. Biz bin yıl önce buraları dövüşerek aldığımıza göre, onlar da bizden dövüşerek almak
zorundalar."
"İyi de komutanım, geldikleri gibi giderler, sözünüzü anlamadım. Dört yıl süren dünya savaşının
sonunda geldiklerine göre, gitmeleri de dört yıl mı sürecek, yani?"
"Hayır, bence yüz yıl sürer."
Sevgili Cevat Abbas! Yüzü çocukça bir ifade aldı. Dört yıl daha savaşmayı umursamamıştı ama yüz
yılı fazla bulmuştu "Yanlış anlamayın, komutanım, süreyi uzun bulduğuma değil, işin sonunu
göremeyeceğime üzüldüm," dedi ve gözlerini bana dikerek açıklamamı bekledi.
"Yüz yıldır buradalar. Esas işgali bütün Osmanlı'ya yayılmış olan misyoner okulları sayesinde
gerçekleştirdiler, dostum. Savaş öncesi sayımına göre, Yabancıların 1400 küsur ilkokulu, kırk küsur
lisesi ve on kadar yüksekokulu var. Çoğu Amerikalı Evangelistlerin. Her yerdeler. 4000 adet Rum ve
Ermeni Okulu da ayrıca mevcut."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.