İbn Arabî'nin Epistemolojisinde Akıl ve Keşf

Stok Kodu:
9786057863379
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
148
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
8.70
6.96
9786057863379
514139
İbn Arabî'nin  Epistemolojisinde  Akıl ve Keşf
İbn Arabî'nin Epistemolojisinde Akıl ve Keşf
6.96
Tasavvuf dini ilimler içerisinde epistemolojik açıdan diğer disiplinlerden farklıdır. Kelam aklı ve nakli, felsefe sadece aklı esas alırken tasavvuf bu iki bilgi kaynağının yanında üçüncü bir kaynak olarak keşfi koyar. Sûfiler Metafizik alana dair doğru bilginin elde edilmesinin en yetkin aracı olarak keşfi görmektedirler. Onlara göre akıl, ilahi hakikatleri idrak etmede yetersizdir. Sûfiler ilahi hakikatleri bilmede aklı yetersiz gördükleri için bazı âlimler tarafından akıl karşıtlığıyla suçlanmışlardır. Oysa vahdet-i vücûd düşüncesinin müessisi olan İbn Arabî, duyu ve aklın kendi sınırları içerisinde kaldığı müddetçe bilgi edinmedeki rolünü inkâr etmez. Ona göre duyular mahsûsâtı, akıl ise ma'kûlâtı bilmede yetkindirler. Duyu ve aklın yetersiz olduğu alan metafizik alandır. Keşfi bilgi ise sâlikin seyr-i sülûk neticesinde Tanrı'nın sâlikin kalbine attığı bilgilerdir. Bu bilgi Tanrı'dan vasıtasız olarak alınan bir bilgidir. Bu itibarla sûfiler keşfi bilginin yetkinliğini ve önemini vurgulamak için Beyazıt-ı Bestami'nin "Siz bilgilerinizi ölülerden, biz ise asla ölmeyenden alıyoruz." sözüne atıfda bulunurlar.
Tasavvuf dini ilimler içerisinde epistemolojik açıdan diğer disiplinlerden farklıdır. Kelam aklı ve nakli, felsefe sadece aklı esas alırken tasavvuf bu iki bilgi kaynağının yanında üçüncü bir kaynak olarak keşfi koyar. Sûfiler Metafizik alana dair doğru bilginin elde edilmesinin en yetkin aracı olarak keşfi görmektedirler. Onlara göre akıl, ilahi hakikatleri idrak etmede yetersizdir. Sûfiler ilahi hakikatleri bilmede aklı yetersiz gördükleri için bazı âlimler tarafından akıl karşıtlığıyla suçlanmışlardır. Oysa vahdet-i vücûd düşüncesinin müessisi olan İbn Arabî, duyu ve aklın kendi sınırları içerisinde kaldığı müddetçe bilgi edinmedeki rolünü inkâr etmez. Ona göre duyular mahsûsâtı, akıl ise ma'kûlâtı bilmede yetkindirler. Duyu ve aklın yetersiz olduğu alan metafizik alandır. Keşfi bilgi ise sâlikin seyr-i sülûk neticesinde Tanrı'nın sâlikin kalbine attığı bilgilerdir. Bu bilgi Tanrı'dan vasıtasız olarak alınan bir bilgidir. Bu itibarla sûfiler keşfi bilginin yetkinliğini ve önemini vurgulamak için Beyazıt-ı Bestami'nin "Siz bilgilerinizi ölülerden, biz ise asla ölmeyenden alıyoruz." sözüne atıfda bulunurlar.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat