9786054959785
544473
https://www.turkishbooks.com/books/huzursuzlugun-kitabi-p544473.html
Huzursuzluğun Kitabı
8.856
"Hissettiklerimi yazıyorsam, hissetmenin ateşini azaltmak için başka çare olmadığından. İtiraflarım önemli değil; çünkü hiçbir şey önemli değil. Hissettiklerimle manzaralar çiziyorum ben."
Pessoa'nın yarattığı dış kimlikler, bir anlamda kendisinin de başka halleri gibidir. Hissettikleri, itirafları ve oluşturdukları ideallerle sıradan insanlardan ayrılan kimlikler; acıyı, coşkuyu, aşkı, zamanı ve yaşamı, öğretildiği, göründüğü gibi yaşamazlar. Acılarda zaman aşımı olmadığı gibi zamanın kendisi bile derin bir acı vermeye yeter. Birkaç gün yaşanılan bir aşk, birkaç ay yaşanılan bir kasabadan ayrılmak, birkaç yıl gözlerin yollara gömülmesi, tenin parçalanması, bilincin zayıflaması gibidir. İşte, yoğun yaşanan bir acı, giderek kayıtsızlığa yol açar.
Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin hayatını anlattığı bir roman mı? Yoksa roman kahramanının yerine geçen ve sık sık birbirinin yerini değiştiren, Pessoa'nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşüncelerini döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı mı? Ya da dünyayı seyretmekle yetinmek isteyen, eylemsizliği en yüce erdem ve gerçek yaşam olarak gören Soares'in dediği gibi dünyanın ve yaşamanın
ne olduğunu gösteren bir perde mi?
Belki de şöyle bir tanım daha ikna edici olacak: Huzursuzluğun Kitabı, aynı zamanda, bir edebiyatçının idealindeki yapıtla kâğıda dökebildiklerinin arasındaki mesafedir; hayal edilenin soluk, titrek bir sureti, gölgesi olarak kalmaya, kusurlu olmaya mahkûmdur belki; tıpkı an'da yaşanan gibi, tıpkı düşünce gibi, tıpkı bütün kitaplar gibi
Pessoa'nın yarattığı dış kimlikler, bir anlamda kendisinin de başka halleri gibidir. Hissettikleri, itirafları ve oluşturdukları ideallerle sıradan insanlardan ayrılan kimlikler; acıyı, coşkuyu, aşkı, zamanı ve yaşamı, öğretildiği, göründüğü gibi yaşamazlar. Acılarda zaman aşımı olmadığı gibi zamanın kendisi bile derin bir acı vermeye yeter. Birkaç gün yaşanılan bir aşk, birkaç ay yaşanılan bir kasabadan ayrılmak, birkaç yıl gözlerin yollara gömülmesi, tenin parçalanması, bilincin zayıflaması gibidir. İşte, yoğun yaşanan bir acı, giderek kayıtsızlığa yol açar.
Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin hayatını anlattığı bir roman mı? Yoksa roman kahramanının yerine geçen ve sık sık birbirinin yerini değiştiren, Pessoa'nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşüncelerini döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı mı? Ya da dünyayı seyretmekle yetinmek isteyen, eylemsizliği en yüce erdem ve gerçek yaşam olarak gören Soares'in dediği gibi dünyanın ve yaşamanın
ne olduğunu gösteren bir perde mi?
Belki de şöyle bir tanım daha ikna edici olacak: Huzursuzluğun Kitabı, aynı zamanda, bir edebiyatçının idealindeki yapıtla kâğıda dökebildiklerinin arasındaki mesafedir; hayal edilenin soluk, titrek bir sureti, gölgesi olarak kalmaya, kusurlu olmaya mahkûmdur belki; tıpkı an'da yaşanan gibi, tıpkı düşünce gibi, tıpkı bütün kitaplar gibi
"Hissettiklerimi yazıyorsam, hissetmenin ateşini azaltmak için başka çare olmadığından. İtiraflarım önemli değil; çünkü hiçbir şey önemli değil. Hissettiklerimle manzaralar çiziyorum ben."
Pessoa'nın yarattığı dış kimlikler, bir anlamda kendisinin de başka halleri gibidir. Hissettikleri, itirafları ve oluşturdukları ideallerle sıradan insanlardan ayrılan kimlikler; acıyı, coşkuyu, aşkı, zamanı ve yaşamı, öğretildiği, göründüğü gibi yaşamazlar. Acılarda zaman aşımı olmadığı gibi zamanın kendisi bile derin bir acı vermeye yeter. Birkaç gün yaşanılan bir aşk, birkaç ay yaşanılan bir kasabadan ayrılmak, birkaç yıl gözlerin yollara gömülmesi, tenin parçalanması, bilincin zayıflaması gibidir. İşte, yoğun yaşanan bir acı, giderek kayıtsızlığa yol açar.
Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin hayatını anlattığı bir roman mı? Yoksa roman kahramanının yerine geçen ve sık sık birbirinin yerini değiştiren, Pessoa'nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşüncelerini döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı mı? Ya da dünyayı seyretmekle yetinmek isteyen, eylemsizliği en yüce erdem ve gerçek yaşam olarak gören Soares'in dediği gibi dünyanın ve yaşamanın
ne olduğunu gösteren bir perde mi?
Belki de şöyle bir tanım daha ikna edici olacak: Huzursuzluğun Kitabı, aynı zamanda, bir edebiyatçının idealindeki yapıtla kâğıda dökebildiklerinin arasındaki mesafedir; hayal edilenin soluk, titrek bir sureti, gölgesi olarak kalmaya, kusurlu olmaya mahkûmdur belki; tıpkı an'da yaşanan gibi, tıpkı düşünce gibi, tıpkı bütün kitaplar gibi
Pessoa'nın yarattığı dış kimlikler, bir anlamda kendisinin de başka halleri gibidir. Hissettikleri, itirafları ve oluşturdukları ideallerle sıradan insanlardan ayrılan kimlikler; acıyı, coşkuyu, aşkı, zamanı ve yaşamı, öğretildiği, göründüğü gibi yaşamazlar. Acılarda zaman aşımı olmadığı gibi zamanın kendisi bile derin bir acı vermeye yeter. Birkaç gün yaşanılan bir aşk, birkaç ay yaşanılan bir kasabadan ayrılmak, birkaç yıl gözlerin yollara gömülmesi, tenin parçalanması, bilincin zayıflaması gibidir. İşte, yoğun yaşanan bir acı, giderek kayıtsızlığa yol açar.
Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin hayatını anlattığı bir roman mı? Yoksa roman kahramanının yerine geçen ve sık sık birbirinin yerini değiştiren, Pessoa'nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşüncelerini döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı mı? Ya da dünyayı seyretmekle yetinmek isteyen, eylemsizliği en yüce erdem ve gerçek yaşam olarak gören Soares'in dediği gibi dünyanın ve yaşamanın
ne olduğunu gösteren bir perde mi?
Belki de şöyle bir tanım daha ikna edici olacak: Huzursuzluğun Kitabı, aynı zamanda, bir edebiyatçının idealindeki yapıtla kâğıda dökebildiklerinin arasındaki mesafedir; hayal edilenin soluk, titrek bir sureti, gölgesi olarak kalmaya, kusurlu olmaya mahkûmdur belki; tıpkı an'da yaşanan gibi, tıpkı düşünce gibi, tıpkı bütün kitaplar gibi
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.