9789944584753
80994
https://www.turkishbooks.com/books/huma-kusu-p80994.html
Huma Kuşu
4.80
Huma Kuşu
... Öyle bir zaman gelir ki insan kendini, yıllar boyu yavaşça ve bilinçsizce kazdığı karanlık ve geçilmez bir havuzun önünde bulur. İleri gidemez, geri dönüşü yoktur. Kelimeler yok olmuş, gözyaşları faydasız; çığlık atmaya utanır, hem zaten kimi çağırsın ki' Kendi ismini bile hatırlamazken... İşte o zaman insan, dünyada tek bir hakiki felaketin var olduğunu anlar, o da tedirgin, rahatsız vicdanın eziyeti.
Fatih Sultan Mehmet´in kendi ağzından, küçüklüğünden fetih dönemine uzanan yolda kendine sakladığı fırtınalı iç dünyası üzerine, tarihi gerçekler ve kurgusal bir aşk hikayesi ile bezeli bir roman. Svetlana Fucic´in gözlerinden ve 350 yıl Türk egemenliğinde kalmış topraklarından, Osmanlı İmparatorluğu, Saray ve Fatih Sultan Mehmet.
"Yüzü masum, çocuksu, fakat çocukluğunu yaşayamayacak kadar yorgundu. Sakin ve soğukkanlıydı. Nedense, bana insanın önünde durup, kendini hayranlıkla seyretmek zorunda hissettiği o mükemmel yapıyı, Konstantinopolis´i hatırlatıyordu. Konstantinopolis ise avladığım vahşi hayvandı ve karşı taraf için sorun şuydu ki o anda sadece çok az sayıda insan ne kadar iyi bir avcı olduğumu biliyordu... Ve, her şeye çekicilik veren de, işte bu gizli oyundu."
Huma Kuşu
... Öyle bir zaman gelir ki insan kendini, yıllar boyu yavaşça ve bilinçsizce kazdığı karanlık ve geçilmez bir havuzun önünde bulur. İleri gidemez, geri dönüşü yoktur. Kelimeler yok olmuş, gözyaşları faydasız; çığlık atmaya utanır, hem zaten kimi çağırsın ki' Kendi ismini bile hatırlamazken... İşte o zaman insan, dünyada tek bir hakiki felaketin var olduğunu anlar, o da tedirgin, rahatsız vicdanın eziyeti.
Fatih Sultan Mehmet´in kendi ağzından, küçüklüğünden fetih dönemine uzanan yolda kendine sakladığı fırtınalı iç dünyası üzerine, tarihi gerçekler ve kurgusal bir aşk hikayesi ile bezeli bir roman. Svetlana Fucic´in gözlerinden ve 350 yıl Türk egemenliğinde kalmış topraklarından, Osmanlı İmparatorluğu, Saray ve Fatih Sultan Mehmet.
"Yüzü masum, çocuksu, fakat çocukluğunu yaşayamayacak kadar yorgundu. Sakin ve soğukkanlıydı. Nedense, bana insanın önünde durup, kendini hayranlıkla seyretmek zorunda hissettiği o mükemmel yapıyı, Konstantinopolis´i hatırlatıyordu. Konstantinopolis ise avladığım vahşi hayvandı ve karşı taraf için sorun şuydu ki o anda sadece çok az sayıda insan ne kadar iyi bir avcı olduğumu biliyordu... Ve, her şeye çekicilik veren de, işte bu gizli oyundu."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.